Bence değişik bir filmdi senaryosu biraz 1998 yapımı wild thnigs’i hatırlattı.Ama herkesinde beğenmeyeceği bir gerçek.Fakat rebecca romijn büyülüyor sırf onun için bile izlenebilir.8/10
scarface ve dokunulmazlar filmlerinin yönetmeni nasıl böyle bir film çekmiş anlayamadım. sürprizler bile filme birazcık ivme kazandırsa da vasatın üstüne çıkaramıyor. çok zayıf bir film...
Arkadaşlar,ok.De Palma,Stamos vs vs..film güzeldi ama ben beğenmedim.En azından ben daha farklı çizgide yol alacak bir film bekliyordum.Neyse benim itirazım şu noktada : Amerikan büyükelçisi gibi bir adamın köprü üstünde tek başına ne işi var.Kendisi istese bile korumaları,paparazziler vs böyle bir olayı kaçırmaz.Siz Ankara’da edelman’ın fidye vs için tek başına olay mahaline gidebileceğine aklınız kesiyor mu :o)))
bu tür filmler diğerlerine göre daha değişik olur...örneğin mulholland drive gibi..değişik senaryo,değişik kurgu falan..bunun gibi filmler olmasa insan sinemadan bıkabilir..
'Kötülükler neden cezasız kalır bilir misin? Çünkü bu dünya cehennemin ta kendisi.' Laure AshUsta yönetmen De Palma’dan modern bir film-noir. Herkesin seveceği tarzdan ne yazık ki değil.
De Palma sinemanin en buyuk ustalarindan biri kuskusuz. Fakat 98 tarihli 'Snake Eyes'tan beri yaptigi filmler beni pek acmadi acikcasi. Filme isinamamamin en buyuk nedeni, Rebeca Romjin gibi cok guzel fakat oyunculuk konusunda yeterince tatmin edici olmayan bir model ile fazlasiyla triplere giren Banderas'in basrolleri paylasmasi. Film pek de inandirici olamayan bir soygun sahnesi ile basliyor ve beklenen cikislari yeterince iyi yapamiyor. Sonucta farkli fakat klasik olamayacak bir De Palma guzellemesi. Ama ozellikle son derece zekice bir fragmana sahip oldugunu da belirtmeliyim. NOT: 'irreversible'in tecavuzcusu Tenya'yi burada da Rebeca'ya bilardo masasi uzerinde askinti olurken izleyebilirsiniz.... (6/10)
2002 yılında gösterime giren filmlerin içinde Mulholland Dr. dan sonra gördüğüm en iyi film. De Palma sanki Linch'in filmini görmüş,kıskanmış ve en az onun kadar büyüleyici bir başyapıt ortaya çıkarmış.Her ne kadar filmi 'nispeten' yalın bir halde sunmuşsa da -ki bu bir zaaf değil- zeka ürünü bu filmi defalarca izleyebilirim. Yalnızca ilk intihar sahnesinde akvaryumdaki suyun taşması bile insanı cezbetmye yetebiliyor.
Öldüren Kadın ve Ölmeyene Saygı... Öldüren kadında usta işi bir elin olduğunu hissetmek hiç zor değil... Elmasları çalarken yanlış yılanın alındığı kaçınızın gözüne yansıdı bilmiyorum ama film yaşanmışlık duygusunu benzerlik gösterdiği filmlerden dolayı hep yaşatıyor... Senaryo tasarım ve kullanımı açısından, deja vular ve flashbacklerle Vanilla Sky ve The Devil's Advocate hemen insanın aklına geliyor ve diyorsunuz ki bu mudur ustanın yapacakları... Hayır!.. Bu kadarla kalamaz değil mi diyorsunuz!..Ama bu kadarla kalmıyor ve bu kadarla kalmayanı görsel zenginlik ve basit erotizm kullanarak size yedirmeye ismini satmaya çalışıyor belki ama bunu da başarıyor... Sonuçta başarı filmin sonunda hissettiklerinizden kaynaklanır ve herşeye rağmen filmden çıkınca örümcek adam düzmesinden ve yenilik vaadeden xxx'den daha hoşnut hissettiğimi söylemeliyim ki buda ustalık olarak adlandırılıyor zaten... Benim hoşnut olduğum bir konu daha var tekrar tekrar olsa bile bu denli paradokslu ve üzerinde sayısız hipotez kurabileceğimiz filmlerin tam doyumu veren birkaç örneğinden fazlası yok...(12 maymun benim favorim bir çok açıdan...) O yüzden her zaman olumlu yaklaşırım böyle filmlere herşeye rağmen...
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.