En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
Turgay Buğdacigil
Takipçi
2.094 değerlendirmeler
Takip Et!
4,0
29 Mart 2022 tarihinde eklendi
Senaryosunu, hikayesinde de Frank Kowalski ile beraber imzası bulunan yönetmen koltuğundaki usta sinemacı Sam Peckinpah'ın Gordon T. Dawson ile kaleme aldığı “Bring Me the Head of Alfredo Garcia / Tráiganme la cabeza de Alfredo García / Bana Onun Kellesini Getirin”; Peckinpah'ın ağır çekim (slow motion) silahlı vuruşma sahnelerinin damgasını vurduğu, oldukça kanlı bir aksiyon olarak geliyor karşımıza...
Gelin isterseniz, yaklaşık altı yıllık bir gecikmeyle Türkiye'de vizyona girdiği yıl, mezunu olmaktan her zaman gurur duyduğumuz bir üniversitenin (ODTÜ) öğrencisi olarak sinema salonunda izlediğimiz; 1,5 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilen bu filme biraz daha yakından bakalım...
El Jefe (İspanyolca da "Patron" anlamına gelen) (Emilio Fernández) olarak bilinen güçlü bir Meksikalı suç lordunun kızı olan Theresa'nın (Janine Maldonado) hamileliği iyice aşikar olmaya başladığında, huzuruna çağırttığı aile toplantısında babası ona, "Çocuğun babası kim?" diye sorar...
Hemen konuşmayan Theresa'nın yanıtı, kendisine biraz zor kullanıldıktan sonra gelir...
Evet bu adam, El Jefe'nin oğlu gibi severek halefi olarak kendi yerine hazırladığı Alfredo Garcia'dan başkası değildir...
Bunun üzerine El Jefe, "Bana Alfredo Garcia'nın kellesini getirene 1 milyon dolar vereceğim" diyerek de; başta iş ortaklarından Max (Helmut Dantine) olmak üzere maiyetindeki adamların bir kısmını, sırf bu iş için seferber eder...
İlk icraat olarak da, Sappensly (Robert Webber) ve Quill (Gig Young) isimli, takım elbise giyinen Amerikalı iki profesyonel katil kiralanır...
Artık sırada, gerekirse bütün Meksika'yı adım adım dolaşarak Alfredo Garcia'yı aramak bulunmaktadır...
Ama gel de, koyduysan bul bu Alfredo'yu...
Neyse...
Haşin olduklarını sergilemekten çekinmeyen iki ortağa, girdikleri bir barda, kendilerine yakınlık göstererek içki de ısmarlayan Amerikalı piyanist Bennie (Warren Oates); Alfredo Garcia adının tanıdık geldiğini ve eğer yaşıyorsa, mutlaka bulup kendilerine getireceğini söyler...
Sappensly ve Quill'in, bardan ayrılmasının ardından da Bennie, bar çalışanlarından Paulo'ya (Juan Manuel Díaz), Al Garcia'nın en son ne zaman görüldüğü sorusunu yönelttiğinde, bir hafta önce cevabını alır...
Nerede olduğunu bilen de, Bennie'nin şarkıcı sevgilisi Elita'dır (Isela Vega)...
Zira Bennie'nin yanına uğramadığı üç günlük boşluğu Al Garcia doldurmuştur...
Bunu bizzat Elita'nın da ağzından duyan Bennie; "Onu öldüreceğim" dediğinde Elita, geç kaldın der...
Çünkü aşırı derecede alkollüyken araç kullanan Al Garcia, takla atan aracının içinde can vermiştir zaten...
Bunu para kazanmak amacıyla bir fırsat olarak gören Bennie soluğu; Max, Sappensly ve Quill'in kaldıkları otelde alır...
Yapılan anlaşmaya göre de 200 dolar avans alan Bennie, toplam 10.000 dolar karşılığında Al Garcia'nın kellesini getirecektir kendilerine...
Hem de dört gün içerisinde...
Yoksa aynı ekip bu kez, kendisinin de peşine düşecektir...
Derken...
Önce kafayı bedenden ayırmakta kullanacağı bir pala satın alan Bennie, Elita'yı da yanına yanına alarak kırmızı Ford Cabrio (yani üstü açık) otomobiliyle Al Garcia'nın mezarına doğru ilerlerken; arkalarındaki Max'in adamları, Cueto (Jorge Russek) ile Chalo'da (Chalo González) onları takip etmektedir...
Ancak her nedense dura kalka piknik yaparak da ilerleyen ve üstelik evlenmeye de karar veren çiftimiz; Elita'nın ısrarı sebebiyle geceyi, şehirdeki otel yerine yıldızların altında geçirmeye karar verirler...
Yalnız motosikletleriyle yanlarına gelen, silahlı iki (Kris Kristofferson ve Donnie Fritts) davetsiz misafirleri de bulunmaktadır...
Ki bunlardan biri (Kris Kristofferson) Elita'ya tecavüz etmeye kalkıştığında Bennie, her ikisini de vurarak öldürür...
Şimdi de yeniden yola koyulup, mezardaki Al Garcia'nın kellesini çıkartmanın zamanı gelmiştir...
Dakika 52...
Bilse dahi fırsat bulamaması yahut da Peckinpah sinemasından haberdar olmaması nedeniyle henüz izleyemeyenleri, bu filmin geride kalanında; pek çok "ters köşe" sürprizi de bünyesinde barındıran 60 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...
Lütfen, Bennie'yi beklemekte olan Max'in ayaklarına, kadınlar tarafından manikür yapılırken okuduğu; nihayetinde istifa etmek zorunda kalan ABD Başkanı Richard Nixon'ın "görevden alınıp alınmayacağına (Impeachment)" ilişkin haberin kapağına taşındığı, TIME Dergisi sahnesini de atlamayın...
59 yaşında hayatını kaybeden Şiddet filmlerinin babası sayılan Sam Packinbah'ın çektiği 15 filmden en akılda kalanı Bana onun kellesini getirin Bring Me the Head of Alfredo Garcia Hemen hemen çektiği 15 filmde de şiddet ve kanlı sahneleri ön plana çıkarması ile bilinen yönetmen bu filmde de tıpkı filmin isminde olduğu gibi kamerasını budaktan sakınmıyor ve izleyicinin sinir sistemi ile tam 112 dakika bir çocuğun oyuncağı ile oynaması gibi oynuyor. Devamı:
uuuuuueeeeeeeeeeeeeeeeeehhh Bu filmi izlerken büyülenir ve sonunda yukardaki sesi çıkartırsımız.Çünkü duygularınızı açıklayabilecek şey bir sözcük bulamassınız
bu filmi birkaç defa izledim ve sitede görünce yorum yazmaya karar verdim.uzun zamandır yorumda yazmıyordum.bu film enfes bir film. bu filmi izledğiniz zaman 70'li yılların filmlerini her zaman çok seven biri olarak sam pekinpach üstadın elinden çıkma nakış gibi bir film adeta. warren oeates'te nefis oynuyor başrolde.tarntinonun kimi kendine idol aldığını bir kez daha anlıyorsunuz. "bana onun kellesini getirin" bu filmi izleyin arkadaşlar...
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.