En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
Şamil Ö.
Takipçi
171 değerlendirmeler
Takip Et!
3,5
5 Ağustos 2019 tarihinde eklendi
Günümüzde üniversite okuyan her öğrencinin aklında bir tanım vardır ''Erasmus öğrenci değişim programı'' için. Kimisi için iyi bir kariyere uzanan merdivenlerde bir başlangıç basamağı, kimine göre yabancı insanların bulunduğu çok kültürlü bir toplulukta yaşamak ve yeni insanlarla tanışıp sosyalleşmek için eşsiz bir fırsat, kimisi için alkol ve parti dolu geceler ve kimileri içinse sevdiklerinden ayrı yabancı bir ülkede geçirilecek ürkütücü ve ayrılıklar-kopuşlar içeren bir dönem. Filmin yönetmen ve senarist koltuğunda oturan Cédric Klapisch ise bütün bu süreci öylesine iyi analiz etmiş ki film boyunca Erasmusa dair bütün bu noktalara filmde yer vermiş. Senaryo bakımından basit bir resim çizen yapım, Fransa'da bir üniversite öğrencisi olan Xavier'in Erasmus programıyla Barselona'ya gelmesini ve burada İspanyolca-Katalonca öğrenmek zorunda kalarak derslerini geçmesini ve kaldığı öğrenci evindeki arkadaşlarıyla başından geçen tatlı-komik-dramatik olayları konu ediniyor. Ben de Portekiz'de 7 ay Erasmus yapmış bir öğrenci olarak filmde anlatılan bütün olayların, tıpkı hayatımdan alınmış birer mozaik parçalarını izlermiş gibi inceledim ve Sevilla-Madrid-Barselona üçgeninde geçirdiğim tatlı-komik anılarımı hatırlayarak dejavu yaşadım, bu bakımdan film benim kalbimdeki yerini daha bir kalıcı hale getirdi. Sonuç olarak; Erasmus'a dair fikir edinerek komedi-dram türünde bir yapım izlemek ve yabancı bir ülkeye gidip tekrar evinize döndüğünüzde, giden kişiyle geri dönen kişinin artık aynı karekterler olmadığını ve bir yere ait hissedememe durumunu anlamak, hoş bir vakit geçirmek istiyorsanız L'Auberge Espagnole tam da izlemeniz gereken türde bir yapım..
insanı rahatlatan, güldüren, içinde ilişkilere dair birşeyler bulunan bir film,,,böle bir gülüyorsunuz, bir içiniz burkuluyor sonra yine gülüyorsunuz... ama izlediğinizde emin olun çok güzel bir tad bırakıyor ve kesinlikle yurtdışına gitme isteği yaratıyor. Büyük bütçeli Hollywood filmi izlemek isteyenlerin uzak durmasını öneririm.
Fransiz Xavier Barselonaya okumak için gidiyor.Uzun uğraşlar sonunda,kendine kalacak bir pansiyon bulur.Kalacağı bu pansiyonda değişik ülkelerden gençler vardır.Farklı külterleri bir araya getiren pansiyonda geçen güzel bir film.Her genç öğrencinin başından geçen aşk,eğlence,sex,ders geçim sıkıntısı onlarında başına gelir.Tavsiye ederim.
Herhangi bir insanın hayatından alınmış herhangi bir kesit.. İspanya'ya rehber eşliğinde yapılmış bi gezi gibi geldi bana.. sıkıldım.. Ayrıca filmin sonunda rehberimizin(Xavier) karakterindeki değişim göz önüne serilmeye çalışılmış ama ben pek farkedemedim şahsen..
sizin de dikkatinizi çekti mi? bu gibi, festivallerden falan gelen, amerikan veya popüler olmayan filmlerin puanlarını özellikle düşürmek için (söz konusu filmleri görmemişlerse bile) büyük çaba sarf eden, acınası bir kitle var burada. İspanyol Pansiyonu’nunu izleyip de not vermiş 5 kişinin ortalama 6.8’lik puan vermiş olabilmesi mümkün mü sizce. En salaksaçma amerikan komedilerinin bile yüksek puanlarda dolaştığı bir ortamda...
türlü diye bi yemek var ya ona çok benzio.içinden herkes kendinden bişeyler bulabilir bence.bi karakterden hoşlanmazsanız birinden mutlaka hoşlanacağınızı garanti ediyorum. ve ispanyol pansiyonunun dediği gibi biz insanlar tek değiliz hepsiyiz ve gerçek bir karışıklığız:)
Varşova'da bir dönem Erasmus olarak kalmış ve evini 2 irlandalı, 1 isveçli, 1 alman ve 1 de slovakla paylaşmış biri olarak, filmi izlerken ve izledikten sonra gözyaşları içinde kaldım, yaşadığım tüm güzel vakitleri bana tekrar birebir yaşattı, özellikle hep beraber barlara gidip, sokaklara kusmalar, irlandalıların alman arkadaşa yaptığı nazi şakaları, ve daha başka herşeyi tekrar yaşadım, özellikle Erasmusla yurtdışına gitmeyi düşünenler veya gidip gelmiş olanlar mutlaka izlemeli....9/10
Audrey Taotounun filmde yer alması filmi kendine çeken etken oldu. Her ne kadar kendisini çok görmesek de filmde ayrı bir yeri var. Film gençlik komedi ve romantizm tarzında gerçekten başarılı. Bu iki tür birbiriyle gerçekten iyi sentezlenmiş..
Çok samimi ve sıcak bir film, oyunculukları çok beğendim, özellikle Amélie yi:) Duygu yoğunluğunun yanında heyecanı da bol..Alttan alttan verdiği mesajlar çok hoştu, psikolojik yoğunluğu tam bir Fransız edasıyla anlatılmıştı.Filmin beğendiğim diğer yanı ise dil çaşitliliğiydi.
Başarılı bir film sayılmaz.5 sene önce ilk kez izlediğimde gençlik ateşinin verdiği etkiyle çok beğenmiş ve izlerken çok eğlenmiştim. Ancak geçen ay tvde görüp tekrar bir baktım,kesinlikle vasat. Zaman zaman Dawsons Creekvari bir dizi izliyormuş hissine bile kapılabilirsiniz. Audrey Tautounun oyunculuğu çok başarısız.Oyuncular doğallıktan uzak.Senaryo ise yavan kalmış.
ne duzgun bi konusu var ne de oyunculuklar güzel.başrol zaten bir o kadar kotu.su an filmi sonuna kadar dayanıp izledigim icin kendimle gurur duyuyorum.10/3
Eğer içinizde yeni yerler görme, gezme isteği varsa, ama iş güç parasızlık koşullar yüzünden olduğunuz yerde çakılı kalmışsanız, bir sonbahar akşamı, kahve çikolata ve sigara eşliğinde izlendiğinde içinizi sıcacık duygularla dolduracak bir film. Oyunculuklar çok güzel. Sırf filmin sonunu görebilmek için bile izlenir bu film. Bir de ingiliz kardeşin sineklerle ilgili anlattıklarını görmek için...
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.