Lady Bird, 17 yaşında olan ve kendisine "Lady Bird" lakabıyla hitap edilmesini isteyen Christine'in hayatına odaklanıyor. Filmin içerisinde onun okulu bitirdikten sonra tek başına hayata atılmak istemesini, karşı cinse olan ilgisiyle başa çıkmasını, arkadaşları ve özellikle de ailesiyle olan inişli çıkışlı ilişkilerini görüyoruz. Fakat Lady Bird'ü bu türde yapılmış diğer filmlerden ayıran en önemli şey, bunların hiçbirini abartmadan işlemiş olmasıydı. Çünkü normalde böyle bir konu işlenirken ortaya Mean Girls, Clueless gibi sadece gençlere hitap eden klişe filmler ortaya çıkıyor. Fakat Lady Bird, bu filmlerle benzer yanlara sahip olmasına rağmen son derecede doğal ve gerçekçi hissini korumaya devam ediyor. Hatta öyle ki, film boyunca sanki bu kişilerin hayatına bir kamera doğrultulmuş da, gerçek insanların olduğu bir belgeselden alınmış sahneleri izliyor gibi hissediyorsunuz. Ve bunu başarmak hakkında Greta Gerwig için ne desem az.
Gerwig'in bu filmde oyuncularla kurduğu samimi atmosfer filmin her karesine yansıyor. Filmi izlerken bir an bile "ben bunun nereye gideceğini biliyorum" veya "burası fazla yapmacıktı" gibi bir düşünce içinizden geçmiyor çünkü film sizi içine çekmeyi başarıyor ve süresi boyunca bırakmıyor.
Lady Bird'in 94 dakikalık epey kısa bir süresi var ve bu ilginç bir şekilde filmin yararına olmuş. Çünkü filmin hızlı ilerleyen temposuna karşılık hiçbir sahne boşa harcanmış veya gerekilen duygu yeterince yansıtılmamış gibi bir his içinizde uyanmıyor. Bu yüzden Lady Bird'ü izlerken gerçekten karakterler adına bir şeyler hissediyorsunuz, hatta bazı bölümlerde onlar adına gerçekten endişeleniyorsunuz. Lady Bird, bana sadece bir filmden daha fazlasını sundu.
Normalde gençlere odaklanan bu tarz filmlerin ana gidişatı bir aşk hikayesi üzerinden ilerler. Bir genç kız ile genç erkeğin birbirlerine aşık olmasını ve film boyunca önlerine çıkan bütün sorunları atlatmasını izleriz. Ve her ne kadar Lady Bird filmde erkeklerle tanışıyor olsa da, bu film özünde bir anne ile kızı arasındaki sevgi hakkında. Bu film her ne kadar Lady Bird'in hikayesi olsa da, aynı zamanda annesinin de hikayesi.
Film boyunca Lady Bird'in yaşadığı sorunları izlerken senaryo, aynı zamanda anneye de odaklanmak için yeterli süre tanıyor ve onun da kendi hayatında yaşadığı zorlukları izliyoruz. Bunun sayesinde örneğin Lady Bird ile annesi bir konu hakkında tartışırken her iki tarafın görüşlerini anlayabiliyor ve aralarındaki bağın ne kadar güçlü olduğunu hissedebiliyoruz.
Bu arada lafı fazla dolandırmadan yeniden Greta Gerwig'e dönmek istiyorum; Gerwig'in daha önceden sadece bir filmde yardımcı yönetmen olarak çalıştığını ve Lady Bird'in onun tek başına çektiği ilk filmi olarak görecek olursam, bu film hayatımda gördüğüm en etkileyici "ilk film"lerden birisiydi. Filmin kısa süresi ve hızlı ilerleyen temposuna karşın hikayedeki bütün karakterler harika anlaşılmış, komedi ile dram seyirciye olması gereken etkiyi vermeyi başarıyor ve genel itibariyle başı ile sonu belli olan bir film izlemiş gibi hissediyorsunuz. Üstelik Gerwig'in yönetmenliği yanı sıra, senaryosu da harikaydı. Hızlı ilerleyen diyaloglarla birlikte dediğim gibi tek bir an bile boşa harcanmıyor ve gerek filmin atmosferi ile karakterleri olsun, her şey içinde yaşanmışlık hissini uyandırıyordu. Bu arada filmin 2002 yılında geçmesini, hikayenin cep telefonu vb. gibi elektronik cihazların azınlıkta olduğu bir şekilde ilerlemesi son derecede ferahlatıcıydı ve filmin kendisini daha da içten bir hale getirmiş doğrusu.
Bu arada kısaca performanslara da değinmeden geçemeyeceğim; oyunculuğuna sürekli hayran kaldığım Saoirse Ronan, bu filmde kariyerinin en iyi performansını sergilemiş. İrlanda aksanına sahip olmasına rağmen Amerikan aksanını kusursuz söylemesinin yanı sıra Ronan, resmen Lady Bird'ü yaşamış. Filmde onun yaşadığı duygular ve çelişkileri öyle net ortaya koymuş ki, filmi izlerken Ronan'dan etkilenmemek elde değil. Aynı şeyi Laurie Metcalf için de söyleyebilirim. Bu ikilinin bir arada olduğu sahnelerse filmin en iyi bölümleriydi.
Lady Bird, ne yaptığını iyi bilen son derecede yetenekli bir yönetmenin elinden çıkmış, harika bir senaryoya ve performanslara sahip bir filmdi. Alt tarafı bir film izlemekten ziyade gerçekten ana karakterler adına bir şeyler hissedebileceğiniz ve bir an bile sıkılmayacağınız bir filmdi Lady Bird. Vizyona girdiğinde sakın kaçırmayın. İyi seyirler.
FİLMİN İYİ YANLARI:
+ Filmin eşsiz anlatım tarzı, tek bir sıkıcı sahnesinin bile olmaması.
+ Greta Gerwig'in yönetmenliği.
+ Motivasyonları ve kişilikleri belli olan karakterler.
+ Saoirse Ronan ile Laurie Metcalf'in performansları.
TOPLAM PUAN: 9/10