Bu Hikâyeyi Daha Önce İzlemiştik Sanki…
Yazar: Gizem Şimşek KayaHM Productions yapımcılığında çekilen Küffar filminin yönetmen koltuğunu Zebun (2022) filminin de yönetmenliğini yapan Hakan Yusufoğulları ile Mesut Erbaş ikilisi paylaşıyorlar. Senaryosunu Mesut Erbaş ile Burak Küçük’ün birlikte kaleme aldıkları filmin görüntü yönetmenliğini Buğra Kekik ile Yavuz Soysal üstlenmişler. Müzikleri Samet Önder Kök imzası taşıyan filmin oyuncu kadrosunda ise Nur Çiçek Özenir, Burak Küçük, Sema Sevinç, Mesut Engin, İdil Tekelioğlu gibi isimler bulunuyor.
Filmin konusunu, bir kardeşin kaderinin diğerine büyü yoluyla geçtiği ve bir cin kabilesiyle mücadele etmek zorunda kalan bir ailenin hikâyesi oluşturuyor. Necati’nin ansızın ölümü, çocuklarının üzerinde karanlık bir gölge bırakırken, en küçük kardeş Ömer’in sakatlığının ağırlığına ise bir yenisini ekler. Ancak bu ailedeki sırlar ve büyü, beklenmedik bir dönüşümü mümkün kılar. İki kardeş arasındaki bağlar, sadece bedensel değil, ruhsal bir dönüşüme de kapı aralar. Anneleri Cevriye ise bu ailenin en karanlık noktasında yer almaktadır. Büyünün gizemli gücü, fiziksel bedenlerde değil, ruhların içinde bir yolculuğa dönüşür. Bu dönüşüm hem acı dolu geçmişle yüzleşmeyi hem de geleceği yeniden şekillendirmeyi gerektirecektir.
Filmin çekimleri iyi olsa da oyuncuların performanslarının vasatın altında olması maalesef filmin akmamasına neden oluyor. Mesut Engin’in yalnızca korku sahnelerinde, tanıyamadığımız suratıyla karşımıza çıktığı filmde, Engin dışındaki tüm oyuncuların inandırıcılıktan uzak performansları filmin genelinin başarısız olmasına neden oluyor. Filmin girişinde aile üyelerinden kimin kim olduğunun anlaşılması 20 dakikayı bulurken bu sırada filmin sonunda kötü karakter çıkacak olan oyuncuların performanslarının daha da kötü olması, finale doğru gerçekleşecek sürprizin de önüne geçiyor. Senaryonun özgün olmaması; daha önce Üç Harfliler: Adak (2019), Şeytan-i İns (2019), Lanetli Anlaşma (2021), İblis: Karanlığın Sahibi (2022) filmlerinde kullanılan temanın birkaç fazla karakter eklenmesi dışında, tekerlekli sandalyeden felce değin tüm unsurların aynen alındığı bir filmden öteye geçmemesi de filmin izleyicilere yeni bir şey sunmamasına yol açıyor. Daha önce Zir-i Cin 2 (2023) filminde de yönetmenliğinin yanı sıra senaryo koltuğuna da oturmuş olan Burak Küçük’ün, bahsi geçen filmi de kostümlerden karakter tasarımlarına değin Dabbe: Cin Çapması (2013)’na benzer şekilde düzenlemişti. Bu bağlamda Küçük’ün özgün bir damar bulmaya çalışmak yerine belli bir başarıyı göğüslemiş işlerden etkilenerek senaryo çatılarını oluşturduğu da rahatlıkla gözlemlenebiliyor.
Daha önce küçük mantık hataları olmasına karşın, özgünlüğünden sanat yönetimine değin emeğin fazlasıyla hissedilebildiği bu nedenle bu kusurların göz ardı edilebildiği Zebun (2022) gibi bir filmden sonra özgünlükten yoksun, oyuncuların performanslarının vasatın altında olduğu ve daha önce benzeri defalarca çekilmiş olan bir film çekmeleri de yönetmen koltuğundaki Yusufoğulları ile Erbaş’ın puan kaybetmesine neden oluyor. Sanat yönetimi ve mekân kullanımı orta halli olsa da inandırıcılıktan uzak olan sahne bütünlüğü nedeniyle izleyiciler filmin içerisine girmekte de karakterlerle özdeşleşim kurmakta da sorun yaşıyorlar.
Sonuç olarak Küffar; oyuncuların performanslarının başarısızlığı nedeniyle inandırıcı olamayan, daha önce birkaç kez anlatılmış bir hikâyenin karakter tasarımları aynı kalmak koşuluyla yeniden anlatıldığı, orta halli bir korku filmi olmaktan öteye geçemiyor.