Hikayesini yazan Dominic Brunt ile senaryosunu da, söz konusu bu hikayeden uyarlayarak kaleme almasının yanı sıra ilk uzun metrajlı (debut) sinema filmini de çekmekte olan Jamie Lundy'nin yönetmen koltuğunda birlikte oturmakta oldukları "Evie"; gizemini sonuna kadar koruyan, ziyadesiyle farklı bir korku gerilim olarak geliyor karşımıza...
***
Gelin isterseniz, oldukça düşük bir bütçeyle çekildiği her halinden belli olan ve kendine; Apple TV+ platformunda yer bulabilme başarısını da gösteren, bu bağımsız (indie) İngiliz filmine biraz daha yakından bakalım...
***
Annesi Jen (Joanne Mitchell) ve ağabeyi Tony (Danny-Lee Mitchell-Brunt) ile beraber deniz kenarında piknik yapmakta olan küçük Evie (Honey Lundy)...
Ağabeyinin, uçurtmasını kendisiyle paylaşmayı reddetmesi sonrasında...
Boynu bükük bir biçimde...
Sahili terk edip içlere doğru yönlendiğinde...
***
Üstelik de...
Kendisini gizlice takip etmekte olan birinin gözetimindeyken...
Bir akarsu birikintisinin içinde bulduğu eski bir kolyeyi...
Yaşının ve Tony'nin yaşattığı itilmişliğin sebep olduğu ruh haliyle...
Hiç düşünmeden boynuna geçirdiği anda...
***
Bir "Ohh..." çekip rahatlayan takipçisi de...
Birden...
Ortadan kayboluverir...
***
Sanki en başından beri kendisininmişçesine...
Hiddetle...
"O benim!" diyerek kolyeyi sahiplenen Evie...
Eline alıp da...
Şöyle bir bakmaya çalışan annesini bile, ona dokunduğunda tokatlayabilmekte...
***
Geceleri de...
Rüyasında sayıklamakta...
***
Babası Gil'in de (Liam McMahon) kendilerine katıldığı...
Peder Robert'ın (Michael Smiley) hafta sonundaki Pazar ayininde sıkılan Evie...
Orada bulunan kimseyi umursamadan...
Oynamak üzere kiliseyi terk edip bahçeye çıkabilmekte...
***
Ardından da...
Kilisenin mezarlığındaki...
Hiç tanımadığı...
1835 yılında ölmüş olan Lilly Lavinia'nın (Thaila Zucchi) mezarına, bir buket çiçek de koyabilirken...
***
Sıra...
Geceleri, uyur gezer bir vaziyet de...
Evdeki odaları, birer birer dolanmasına da gelmiştir...
***
Yetmez...
Aynı Evie...
Öğretmenleri Bayan Werner'ın (Julie Foy)...
Aralarında, Deborah'ın da (Brooke Cornell) bulunduğu öğrenci kafilesine...
Götürdüğü Deniz Müzesi'nde anlattığı, İngiltere'ye yönelik tarihi Viking saldırıları hikayesinin finalini...
Kahramanlarından...
Selkie'nin (Mel Wayman) adını da vermek suretiyle getirerek...
Herkesi şaşırtabilmekte...
***
Bunun üzerine...
Kendisini ucube olmakla itham edip çantasının içindekileri yere döken Deborah'ı, bir güzel pataklayıp...
İhtaren uyarılmak amacıyla...
Annesinin, okula çağrılmasına da neden olabilmektedir...
***
Eğer özetleyecek olursak...
Böylelikle de...
Evie'nin, kolyeyi bulup boynuna geçirdiği günden itibaren...
Okul, ev ve Pazar ayinlerindeki kilise ortamı da dahil...
Hiçbir yer ve kimseciklerde...
Ne huzur ne de afiyet kalmıştır...
***
Elbette bütün bunlar...
Evie'nin 7-8, Tony'nin de 10 yaşında oldukları günlerdeydi...
***
Bugüne gelince...
Aile bütünlüğünün bozulmasını takiben...
On altısına kadar devletin kontrolündeki bir yetimhanede kalan...
Ve...
Artık iyice olgunlaşmış olan otuzlu yaşının başlarındaki Evie (Holli Dempsey)...
***
Gündüzleri...
Yöneticiliğini Bay Stevens'ın (Mushi Noor) yaptığı ve genellikle de akşamdan kalma olduğu için geç kalarak mesaisine geldiği bir sigorta ofisinde...
Yakın dostu Selma (Martelle Edinborough) ve diğer arkadaşlarıyla beraber çalışırken...
***
Gecelerini de...
Jeremy (Justin McDonald) misalinde olduğu gibi...
Otel odalarında sabahladığı...
Günü birlik erkeklerle geçirmekte...
***
Ve...
Uzunca bir süredir görmediği ağabeyi Tony (Jay Taylor)...
Şimdi yeniden...
Kendisiyle temas kurmak istemekte...
Ve kendisini...
Çocukluk günlerini geçirdikleri, hastanedeki babasının kendisine devrettiği aile evine davet etmektedir...
***
Zira...
Annelerinin, kendilerini denizde boğarak öldürme...
Babalarının da...
İntihar ederek ölme gayreti içinde olduğu...
***
Ama içlerinden bir tek annelerinin...
Denizde boğularak öleceği...
Eski günleri konuşup...
Kendi aralarında hesaplaşacaklardır...
Dakika 43...
***
Boynundan bir türlü çıkartmadığı kolye sayesinde...
Ruhu ve bedeni, şeytani güçlerce tamamen ele geçirilmiş olan Evie'nin icra edeceği...
Kötülük içeren eylemlerin damgasını vuracağı filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; bol miktardaki ters köşe sürprizi de bünyesinde barındıran, 40 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...
***
Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...
"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...
Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...
25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...
Keyifli seyirler,