En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
Turgay Buğdacigil
Takipçi
2.048 değerlendirmeler
Takip Et!
2,0
2 Ağustos 2024 tarihinde eklendi
Senaryosunu Pelin Karamehmetoğlu kaleme alırken yönetmen koltuğunda da Recai Karagöz'ün oturmakta olduğu "Romantik Hırsız"; gizemini sonuna kadar koruyan, romantik bir suç draması olarak geliyor karşımıza...
***
Gelin isterseniz, 14 Mart 2024 tarihinde, izleyicisiyle Netflix platformunda buluşturulan; Türk yapımı bu filme biraz daha yakından bakalım...
***
- Budapeşte -
Güvenlik görevlisinin (Alper Behzat Ocak)...
Önündeki canlı kamera görüntüleri yerine...
Cep telefonuyla porno film izlediği bir müzeye...
***
Gecenin bir yarısı...
Milyarder iş insanı Güney Arat (Birkan Sokullu)...
Sessiz sedasız bir biçimde sızarken...
Olan biteni...
Uzaktan takip eden hacker ortağı Vera'da (Nil Keser)...
Müzenin iletişim sistemine sızmak ve önceden kaydedilmiş görüntüleri yüklemek suretiyle...
Canlı kamera görüntülerini tamamen devre dışı bırakarak...
***
Güney'in müze içerisinde rahatça dolaşarak...
Koleksiyondaki en değersiz...
Daha da doğrusu...
Değeri henüz anlaşılmamış tabloyu alarak çıkmasını sağlar...
***
Olay anında...
İnterpole intikal ettirildiği için...
Türk interpolinden Alin Başar (Esra Bilgiç) ile Ozan (Ushan Çakır)...
Ertesi sabah...
Olay mahallinde incelemede bulunurlar...
***
- İstanbul -
Kim olduğunu ve neden bu işlere kalkıştığını...
O yüzden de kimliğini...
Bir türlü tespit edemeyen Ozan ile Alin'den Ozan'ın önerisi üzerine yapılan...
Çalınan tabloların konu analizi neticesinde karşılarına...
"Romantik bir hırsız" çıkar...
***
Zira...
Eserlerin tamamı "aşk temalı" olup...
"Fovizm akımının" da ürünleridir...
***
Böyle olunca da...
Alin ile Ozan'da işe...
Aynen Güney ile ekibindeki Eva ve Ömer (Hakan Ummak) gibi...
Henüz değeri yeterince takdir edilememiş ressamlara ait...
Fovizm akımı içindeki...
Aşk konulu tabloları tespit ederek başlayacak...
***
Ve çok geçmeyecek...
Kısa bir sürede de...
Özel koleksiyonlar dışında kalan iki tanesini tespit edeceklerdir...
***
Ki bunlardan bir tanesi New York'taki müzelerden birindeyken...
Bir tanesi de birkaç güne kadar İstanbul'a getirilecektir...
***
İşte bu sebeple de Alin...
İstanbul'daki müzede bir gün sergilenip...
Ardından da müzayedeye çıkartılacak bu tabloyla yakından ilgilenip...
Mevzuyu Başkan'ına da (Osman Alkaş) açar...
***
Ve...
Peşinde oldukları hırsızın...
Ya transfer yahut da müze aşamasında...
Sözünü ettiği tabloyu...
Çalacağını belirtip...
Gerekli izni de kopartır...
***
Ancak...
Ozan dışındaki bir başka polisin daha...
Kendilerine katılması onayını alamaz...
***
- 5 Gün Sonra, İstanbul Resim ve Heykel Müzesi -
Alin ile Ozan...
Sergilenen eseri görmek üzere müzeye uğradıklarında...
Hem de...
Olabildiğince büyük bir resim meraklısının gözleri önünde Güney...
Tabloyu alıp çantasına koymuş...
Ve şimdi de rahatça yürüyerek...
Binayı terk etmektedir...
***
Elbette...
Belindeki silaha davranarak...
Müzeyi soyan hırsızın peşinden koşan Alin...
Silahını tam da ona doğru doğrulttuğunda...
***
Gördükleri karşısında...
Şaşkınlıktan neredeyse...
Küçük dilini yutacak gibi olur...
***
Çünkü hırsız...
Yıllar önce kendisi genç bir sanat tarihi öğrencisiyken...
Ve...
Üstelik de...
Kendisiyle evlilik hazırlığındayken...
Birden bire ortadan kaybolarak kayıplara karışan sevgilisi Güney'den başkası değildir...
***
Böyle olunca da...
Ozan ile paylaştığı plana göre Alin...
Kendisinin polis olduğundan bihaber olduğunu düşündüğü Güney ile...
Paris'te yaşayan bir sanat küratörü olarak yeniden yakınlaşacak...
Ve onu...
Suç üstü yaparak yakalayacaktır...
Dakika 19...
***
Özellikle de Ozan'ın yıllardır peşinde olduğu Faysal Varlı (Fırat Tanış) karakterinin de devreye gireceği, filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; bol miktardaki ters köşe sürprizi de bünyesinde barındıran, 90 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...
Yeter ki, çok da büyük beklentilere girmemiş olun...
***
Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...
"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...
Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...
25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...
başrolleri sevdigim için sans verdim izlenir tutkuyu her ne kadar hissedemesemde konusu bir tık sacma geldi böyle basrollere bu tur dizileri yakıstırmıyorum
Alin ve Güney'in enerjisi çok iyiydi. ama geri kalan her şey sıradan bir polisiye filmi gibiydi. ilk dakikalarda gerilimi yüksek gibiydi sonradan durgunlaştı. oyuncuların özel olarak hayranıysanız seversiniz ama onun harici aurası yüksek bir çiftten ibaret
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.