Ragıp, Güzel Sanatlar Fakültesi'nden mezun olan genç bir adamdır. Büyük bir ressam olan Feridun tarafından sanat vaadiyle kandırılan Ragıp, Fransa’da insan ticareti yapma işine bulaşır. Yıllar sonra bu işten kendisini kurtaran Ragıp, asıl mesleği olan ressamlığı yapmak adına bir atölye açmayı planlar ve bu amaçla 25 yıl önce ayrıldığı Türkiye'ye geri döner. Bu sırada resim dersleri veren Ragıp, insan kaçakçılığı yaparken kaybettiği insanı duygularını sanat sayesinde geri kazanmayı ümit eder. Ancak bu süreçte kaçmaya çalıştığı şizofreni hastalığı gittikçe ilerler ve günlük yaşamı iyice çekilmez bir hale gelir. Çok geçmeden Ragıp, kurs verdiği ve hayatındaki sevmediği insanları bodrumunda tutarak onları resim malzemesi olarak kullanmaya başlar.