Armor eleştirileri

Senaryosunu Cory Todd Hughes ile Adrian Speckert'ın kaleme aldıkları ve yönetmen koltuğunda da Justin Routt'un oturmakta olduğu "Armor"; aksiyon dozu gittikçe yükselen, bir suç draması olarak geliyor karşımıza...

***

Gelin isterseniz, oldukça mütevazı bir bütçe ile Mississippi Nehri'ndeki bir yerel köprü ve kıyılarında çekilen bu filme biraz daha yakından bakalım...

***

Sabahları...

Bir kilise de düzenlenen grup terapisi seanslarına katılıyor olmasına rağmen...

Asla iflah olmayacağı apaçık ortadaki bir alkolik olan James Broody (Jason Patric)...

Aynı zamanda...

Citydel Güvenlik Hizmetleri'ne ait zırhlı araçlarda...

İlk çocuklarına hamile gelini...

Sara Broody (Laney Taylor) ile evli durumdaki oğlu Casey Broody (Josh Wiggins) ile beraber...

Bankalar arasındaki para ile altın ve değerli mücevherat nakli işlemini de yürütmekteyken...

***

Rook'un (Sylvester Stallone) liderlik ettiği...

Smoke (Dash Mihok), Viper (Jeff Chase), Match (Martin Bats Bradford) ve Echo (Josh Whites) gibi isimlerden oluşan...

Silahlı bir grup da...

Bu araçlardan birisini soyma hazırlığı yapmaktadırlar...

***

İşte...

Yine o rutin taşıma günlerinin bir sabahında...

Üç kilitli kasa dolusu altını...

Banka müdürü Frank'ten (Joel Cohen) teslim alan James ile Casey...

Yola koyuluverirlerken...

***

Birden aracı kullanan James...

Siyah bir panelvan minibüs tarafından takip edilmek de olduklarını fark eder...

***

Ki...

Aynı minibüs

James'in de hemen anımsayacağı şekilde...

Birkaç gün öncesinde de...

Adım adım her hareketlerini gizlice izler olmuştur da zaten...

***

Derken...

Çok geçmez ve söz konusu minibüs...

Zırhlı aracı yoldan çıkartarak devirmek gayesiyle...

Değişik çarpma manevralarını uygulamaya koyarken...

***

İki araç arasındaki...

Kaçıp kovalamaca da...

Nefes kesmeye başlar...

***

Üstelik de...

Zırhlı araçtaki yardım amaçlı telsiz çağrılarına...

Merkezden herhangi bir yanıt da verilmiyorken...

***

İşte bu berbat durumdan...

Geçiş yaparak kurtulacaklarını düşündükleri...

Nehrin üzerindeki köprünün tam da üstünde...

Ellerinde ağır silahlar bulunan üç kişi...

Bir başka siyah minibüsten inip...

James ile Casey'in durup teslim olmalarını isteyecek bir şekilde...

Karşılarına geçip dikiliverirler...

***

Hem de...

Peşlerindeki minibüs de...

Arkalarına dayanarak...

Çıkış yollarının hepsini kapatmış bir vaziyetteyken...

Dakika 29...

***

James ve Casey ile kendilerini kıstıran soyguncular arasındaki bir ölüm kalım savaşanın yaşanacağı filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; sürpriz bir finali de bünyesinde barındıran, 60 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

***

Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...

"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...

Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...

25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...

Keyifli seyirler,

Gerçekten çık sıkıcı bir film. Kesinlikle tavsiye etmiyorum. Konu yok ilerleme yok saçma sapan bi film İzlerken sıkıntıdan uyudum konu yok ilerleme yok aksiyon desen o da yok.