Öncelikle şunu belirtmeliyim, filmi Fox Tv 'deki ön gösterimi dışında izlemedim ki zaten izlememe gerek kalmadan bu ön izlemenin bana eleştri yapabilme hakkını verdiğinden en ufak bir şüphem yok. Şöyle ki;
Aras Bulut İynemli Atatürk'ü canlandırmıyor, canlandırmaya çalışıyor. Çünkü Aras hep Aras. Hele ki o kız kardeşinin burnunu kıvırma sahnesi, Atatürk'ün insancıllığından ziyade tam bir fiyasko, tam bir İÇERİDEKİ dizisinden fırlamış Mert Karadağ karakterizasyonu. Aras bunu halen aşabilmiş değil. Daha doğrusu Aras kendini aşabilmiş değil.
Ama burada Aras'dan ziyade asıl hata yönetmende, yönetmenin hatası yenilir yutulur cinsten değil. Hem de böylesine bir filmde. Kendine ve yaptığı işe hatta bütçesine çok güvense de, maalesef -oyuncu yönetimi falan feşmekan- bunlardan önce cast becerisi olmayan bir yönetmenden söz ediyoruz. Başkası da zaten yorumlarda belirtmiş o Zübeyde Hanım nedir öyle? Tavşan dudaklarıyla? Oyuncuya ve kendi seçimlerine lafım yok ama o castîn oyuncusu değil. Keşke kabul etmeseymiş. Aynı şey Aras için de geçerli. Hatta bir çoğu için de geçerli. Ama baş rolden gidelim, sonuçta M. Kemal'den bahsediyoruz.
Yönetmen arkadaş sen Atatürk'ü çok araştırmış kendince bir portre çizmiş olabilirsin, oyuncun da bir o kadar gaza gelip kendince bir karakter ortaya çıkartmış olabilir. Ama ikinizin de zorlama bir Atatürk portresi ortaya çıkartmanız yine zorlama bir Atatürk portresi ile bedbaht bir durum ortaya koyuyor. Şöyle ki; ben Atatürk portresi izlemek istemiyorum canım kardeşim, ben M.Kemal'i izlemek istiyorum, sadece ben değil bu ülkede herkes bunu istiyor. Öyle değil mi?
Milli bayramlarda ya da aklımıza geldiğinde çoğumuz fellik fellik görülmemiş Atatürk videoları, fotoğrafları aramıyor mu internette? Evet, ama aslında fotoğrafı aramıyor M. Kemal'i arıyor ki videolar da fotoğraflar da artık yetmiyor işin doğrusu. Çünkü dediğim gibi aradığı şey fotoğraflar değil, görmek istediği şey başka. İşte bu noktada ben Aras'ın poz verdiği, sinematografik değil ama fotografik sahneleri görmek istemiyorum, bunu sadece ben değil emin ol artık kimse istemiyor. Ben senin fotoğraflardan elde ettiğin bir şey istemiyorum, aynanın karşısına Atatürk fotoğrafları dizip bana filmmiş, oyunculukmuş gibi yutturmanı hiç istemiyorum (Bu hem yönetmen hem de oyuncu için geçerli)
Bir kere şurada bir anlaşalım, tanınmış bir oyuncuya M. Kemal'i oynattırmak, daha doğrusu fotoğraf pozu verdirmek böyle bir filmde, gerçekten bir yönetmenin yapabileceği en büyük hatalardan birisidir. Sen hiç Atatürk'ü gördün mü Mehmet Ada Efendi? Sen gibi hepimiz sadece fotoğraflarını gördük öyle değil mi? Ve dahi aslında gördüğümüzü zannettik. Ama biz Aras'ı ekranda da olsa Atatürk'ten çok gördük ve hep Aras olarak gördük ama Atatürk'ü hiç görmedik. Diyorum ya, hep onu aradık aslında fotoğraflarda ve maalesef bir çoğumuz da gördüğünü sandı. Bu sanrıyı bertaraf etmen gerekirken sen o sanrı üzerinden devam ettin. Fotoğrafa yüklendin, çünkü ezberden gittin. Açıkçası bir kez bile oturup, şöyle aklının palamarlarını salıp, hayal bile etmemişsin belki de edememişsin. Görüntülerinden bu yeterince belliydi ki, bu iş vizyondur Mehmet Efendi, hayal gücüdür. Bu konuda oyuncun da sen de çok kısır kalıyorsunuz ya da cesaret edemiyorsunuz.
Ben şunu çok iyi biliyorum ki M.Kemal o yaşlardayken öyle kadınların hayran olduğu bir adam da değildi. Evet çapkın olabilir ama Atatürk olana kadar kadınların umurunda bile değildi, bunu anlatsaydın mesela. Bunu bilseydik ayağına taş mı değerdi? Al sana insancıl bir detay. Öyle yakışıklı göstereceğim diye zorlamanın bir alemi de yoktu ki zaten başımıza ne geldiyse, çok yakışıklı adamdı demenin ötesine geçemeyen, Atatürkçü geçinenlerden de gelmedi değil. Adam o dönemin tercih edilecek bir erkek tipi de değil ki. Bir kere zaten bir gözü hasarlı olduğu için ve çok da olduğundan o döneminde kadınları için belki de Kör Kemal. Neden olmasın? Ne var bunda? Ki bu da böyledir zaten, bir takım anılardan, saraydaki kadınların hatıralarından okuduk bunları, sen okumadın mı? Sonrasında Atatürk olmasına engel midir bu durum? Tabi ki hayır.
Fotoğrafa çok meraklıyız çok! illa ki yakışıklı olacak ama o dönem için bu adam yakışıklı falan değil, Atatürk olana kadar fotoğraflarını gazetelerde yayınlatana kadar değil. Mavi gözleri, sarı saçları falan onlar çook sonraki güzzellemeler. Bu da bir gerçek, bu yüzden, anlatmaya çalıştığın o yıllarında M.Kemal'i fotoğrafla parlatmayacaksın, ondaki ışığı göstermeye çalışmak bu değil, sadece kolaya kaçan görüntü değil, şahsiyet ve karakter! Burada söz etmek gerekir ki görüntü yönetmenliği de öyle aman aman bir şey değildi. Öyle Disney standartlarında bir iş de değil, onun için ermeni lobisi falan yemeyin bizi, Disney her şeyin farkında.
Tanınmamış oyuncu kısmına geri dönecek olursak, bu da çok önemli. Bir kere M.Kemal'in ilk yıllarındaki heyecanı verebilmek için bile tanınmamış bir oyuncunun, sırf kendi içindeki heyecan ile bu karaktere katabileceği öyle çok şey varken, sen kalkıp da, heyecandan ziyade hiperaktif hareketler sergileyen (ki Aras belki böyle bir durumdan zaten müzdarip olabilir, bilemem) acayip bir şey koydun ortaya. Hatta neredeyse fashion show gibi görüntüler bile vardı. Adamı podyumda yürütür gibi yürütmenin, moda pozu verir gibi fotoğraf çekme sahnelerinin olmasına ne lüzum var? Ki ben Aras'ı daha yeni yetmeliğinden bilirim, pek meraklıdır poz vermeye hem de öyle alelade ortalık yerde, ortamlara saçma sapan girişlerle çıkışlarla. Bu adamın çapı da castı da belli zaten ama kesinlikle bu değil... Daha ne diyeyim ki size? Bundan sonrasını artık şapkanızı önünüze koyup siz düşünün. Bir kere dobra olun, insanların görmek istediklerini vermeye çalışırken kabul edemeyecekleri gerçekleri de ortaya koyun ki adam zaten bir gün Atatürk olacak, filmin sonunu zaten hepimiz biliyoruz. Maalesef bu sefer olmamış... Sonrası çekilir mi bilmem ama bu kafayla giderse, en az ülkeden umudum olmadığı kadar filmden de pek umudum yok.