Hesabım
    Aşk Hava Yolları
    Ortalama puan
    2,8
    3 Puanlama
    Aşk Hava Yolları hakkında görüşlerin ?

    1 Kullanıcı eleştirisi

    5
    0 Eleştiri
    4
    0 Eleştiri
    3
    0 Eleştiri
    2
    0 Eleştiri
    1
    1 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 2.094 değerlendirmeler Takip Et!

    1,5
    19 Kasım 2023 tarihinde eklendi
    Senaryosunu da, Caera Bradshaw ve Katharine E. McPhee ile birlikte kaleme alan Adrian Powers'ın yönetmen koltuğunda oturmakta olduğu "Love Is in the Air"; neresinde gülmeniz gerektiğini...

    Biz göremedik...

    Fakat...

    Eğer görebilirseniz, kendinizin tespit edip de kıkırdama çabası içinde olacağınız, ziyadesiyle yapmacık bir "rom-com (romantic comedy)" olarak geliyor karşımıza...

    ***

    Gelin isterseniz...

    Büyükçe bir kısmı, Queensland'deki Whitsunday Adaları'nın doğal güzelliklerini yansıtacak bir biçimde çekilerek; Netflix platformunda kendine yer bulabilmiş olan, Avustralya yapımı bu filme biraz daha yakından bakalım...

    ***

    Dik kafalı Dana Randall (Delta Goodrem)...

    Ana faaliyeti, kurulu olduğu Yeni Güney Galler bölgesindeki müşterilerine ait kargoların teslimatı ve parasını peşin ödeyen turist gruplarının gezdirilmesi olan Fullerton Hava Yolları şirketinin; bir Cessna 206 olan, deniz uçağı Harriet'i kullanan baş ve tek pilotudur...

    Ve...

    Biraz önce...

    Beklemekten ağaca dönüşmüş, bir turist grubuyla ilgilenmek yerine; kendisini yılan sokmuş olan Michelle'in (Mia Grunwald) yaşlı köpeği Dough'ı, Dr. Justman'ın kliniğine yetiştirmiş...

    ***

    Ardından da...

    Hem babası Jeff Randall'dan (Roy Billing) hem de (Avustralyalı komedyen Steph Tisdell'in canlandırdığı) teknisyenleri Nikki'den; bir kulağından girip ötekisinden çıkacak olan, günlük fırçalarından birisini daha yemiştir...

    Zira...

    Para kazanamadıkları için, şirketin ayakta kalması...

    Günden güne, giderek zorlaşmaktadır...

    ***

    Ama yine de Dana...

    Devletten yakıt ve harcama desteği aldıkları, "uzak hava desteği" işinin; aynen artık aralarında olmayan annesi Clara Randall'ın da benimsediği gibi...

    1993 yılından bu yana, şirketlerinin asıl kuruluş gayesi olduğuna inanmaktadır...

    ***

    Aynı esnada...

    Londra'daki yatırım şirketi ITCM Finans'ın patronu Duncan Mitchell (Hugh Parker); oğlu William Mitchell'i (Joshua Sasse), finansal destek sağladıkları şirketlerden...

    Kar marjı yıllardır düşerek hızla kan kaybetmekte olan Fullerton Hava Yollarını kapatması için Avustralya'ya yollamakta ve kendisine...

    Bir hafta da süre vermektedir...

    ***

    Bu bir haftalık süre içerisinde William...

    Fullerton'ı kapatıp, şirketin aktiflerinde yer alan; havacılık ekipmanları, uçaklar ve mülkleri satmak suretiyle borçlarını da sıfırlayacak...

    En azından, bu plana uygun; kapsamlı bir durum raporu hazırlayacaktır...

    ***

    Bu, başarılı mali prosesin ardından da...

    Haftaya düzenlenecek yönetim kurulu toplantısında; William'ın bizzat kendisi, raporunun sunumunu yapar yapmaz da...

    Bir sonraki yıl için Duncan...

    Gelecekte...

    ITCM Finans'ın yönetimini kendisinden devralacak olan oğlunu, aynı kurula; genel müdür yardımcılığı pozisyonu için önerecektir...

    ***

    Ertesi sabah...

    ITCM Finans'tan birisinin, kendilerini incelemek amacıyla geleceği haberi; Fullerton Hava Yolları'na da ulaşır...

    Jeff'e göre bu, rutin bir ziyarettir ve hesaplara bakıp; her şeyin yolunda olduğundan emin olacaklardır...

    Yani ortada, korkulacak bir durum mevcut değildir...

    ***

    Böyle olunca da Jeff...

    Gönül rahatlığıyla Dana'yı, William'ı karşılaması için feribot limanına gönderiverir...

    ***

    Gelir gelmez...

    Fullerton Hava Yolları'nın mali durumuna dair imalı sorular yöneltmeye başlayan William'ı Jeff...

    Dana'nın kendisine, envanterlerindeki tek uçakları Harriet'ı göstermesi bahanesiyle başından savuşturduğunda...

    Daha da iyisini yapan Dana, bir kargo teslimatı için William'ı uçağa bindirmeyi başarır...

    ***

    Sonrasında da onu...

    Heath'in (Simon Brook McLachlan) işletmekte olduğu, konaklayacağı apart otele götürür...

    ***

    Avustralya'nın sıcağından fazlasıyla bunalmış olan William, dairesine yerleşirken; telefonla arayan babası kendisine, Fullerton Hava Yolları'nı kapatıp...

    Hızlıca geri dönmesi talimatını, bir kez daha hatırlatır...

    ***

    Neyse...

    Sabah uyanır uyanmaz...

    İncelemelerini, bir an önce tamamlamak telaşı içinde olan William'ı Jeff...

    Nikki'nin de verdiği gazla, bir kez daha Dana ile birlikte; müşteri teslimatına yollar...

    ***

    Çünkü Nikki...

    İşkolik olması sebebiyle erkek arkadaşı bulunmamakta olan Dana ile varlıklı İngiliz William'ın, çok uyumlu bir çift olacaklarını düşünmektedir...

    Hatta buna, garanti de vermektedir...

    ***

    Ancak...

    Beraberce yapılan bu ikinci uçuşta...

    Uçakta oluşan bir motor arızası nedeniyle, denize mecburi iniş yapmak zorunda kalır...

    Ardından da birlikte...

    Söz konusu arızayı onarmaya çalışırlar...

    Dakika 38...

    ***

    Siyah beyaz dönemindeki Yeşilçam sinemasındaki, senaryolarının çoğu Hollywood klasiklerinden uyarlanılmış kimi filmler ile pembe Meksika dizilerindeki, klişe zengin erkek...

    Ve onun...

    Görür görmez çarpılarak peşine düşeceği, taşralı yoksul kadın karakterlerinin başrolleri paylaştığı saçma bir öykünün anlatıldığı filmin geride kalanında, siz değerli sinemasever dostlarımızı; bırakın aşkı, finansal mantık ile de örtüşmeyen...

    Vakit kaybı niteliğindeki, 50 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

    ***

    Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...

    "Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...

    Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...

    25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...

    Keyifli seyirler,
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top