Dramatik malzemenin, eşsiz bir görsel şölenle damıtıldığı,gerçeküstücü bir sanat idrakının izlerini görebileceğimiz ve yönetmenini başarılı bir’estet’mertebesine taşıyan çok sıcak bir film’Çingeneler zamanı’.Kendi adıma, yönetmenin diğer filmlerinde, bu filmden aldığım o eşsiz tadı alamadım.Mesela yönetmenin bir diğer filmi olan ’Yeraltı’nda da aynı görsel motiflere başvuruluyordu;ama filmde oturmayan birşeyler vardı sanki.Sonrasında bunun bir ritim sorunuyla yakından ilişkili olduğunu,ölçüsüz bir görsellik boşalmasının yarattığı ritim dengesizliğinin beni filme mesafeli kıldığını düşündüm.Üstüne üstlük mesajını ’sulandırarak’ veren,Balkanlarda yaşanan trajediye ilişkin söylemesi gerektiği sözü ’tehlikesiz sularda’gezinerek söylemeye çalışan, beni tatmin edemeyen bir filmdi ’’yeraltı’’.Nedense ’’Arizona Dream’’filminde de benzer duyguları yaşadım.Saman alevi gibi parlayan kimi gerçeküstücü dokunuşlar beni her ne kadar heyecanlandırsa da bütün olarak bakıldığında yetersiz bir filmdi benim için.Yani kısacası’’Çingeneler zamanı’’,Emir Kusturica’nın filmografisinde bir doruğu temsil ediyordu. Bildiğimiz ama genel olarak görmezden geldiğimiz ve hep kötü çağrışımlarla andığımız ’çingeneler’in dünyasına, insan ruhunu sarmalayan eşsiz bir lirizmle bizleri sokan yönetmen, binbir çeşit metaforla örülü bir dünya yaratıyor adeta...Goran Bregoviç’in eşsiz ezgileriyle zenginleşen bu ’şiir yüklü’dünya daha ilk dakikasından itibaren izleyicisini esir alıyor. Filmin konusuna gelecek olursak; Perhan hayalleri olan yeniyetme bir çingenedir.Azra adında bir kızı sevmektedir,ama kızın annesi bu parasız oğlana kızını vermeye yanaşmaz.Kız kardeşi de hastalanınca para kazanmaya adeta mahkum hale gelir Perhan.Ahmed adında kirli işler çeviren bir adamın peşi sıra şehre gider.Film dramatik dokusunu bu noktadan sonra iyiden iyiye hissettirir.Shakespearevari trajidilerle yüklü ’’hüzünlü bir şarkı’’ya dönüşür film. Kusturica’nın Avrupa’da tanınmasını sağlayan ’Çingeneler zamanı’vaktinde Cannes’da coşkuyla karşılanmıştı.Tam anlamıyla sinemasal bir ziyafetti.Bu ziyafeti tadamayanlar ne yapıp yapıp bu filmi mutlaka izlemeliler;çünkü karşımızda ’sinemayla ilgiliyimdir’diyen herkesin izlemeye mecbur olduğu bir başyapıt durmakta...