Usta Bosnalı yönetmen Emir Kustirica'nın kendisini tüm kitlelere tanıtılmasını sağlayan filmi. 1988 yapımı filmde profesyonel oyuncuların yanında amatör oyuncularda yer almış. Film, Dünya bir ilke imza atarak, tam bir dili olmayıp, Romenlerin konuştuğu dille çevrilmiş. Bundan dolayı filmde İngilizce, Romence, İtalyanca ve hatta Türkçe kelimler mevcut. Filmin ilk bölümü; filmin anlatıldığı bölgede yaşayan çingenelerin yaşamını kısaca izleyiciye gösteriyor ve filmin ana kahramanı Perhan'ın yaşamıyla sevdiği kızla arasında geçenlerden oluşuyor. Diğer bölümü ise kardeşini tedavi ettirmek için Perhan'ın İtalya'ya gitmesi çalışması ve sevdiği kızla evlenmek için ülkesine geri dönmesini anlatıyor. Filmde Kustirica tarzını ilk defa izleyiciyle buluşturuyor ve farklı anlatımını, simgelere yüklediği anlamlarla güçlendiriyor. Yönetmenin tüm filmlerinde çalıştığı Goran Bregovic ise filmin başından sonun kadar bizlere müthiş bir müzik ziyafeti de veriyor. İzledikten sonra birçok kişi filmin soundtrack albümünü kuşkusuz edinmiştir bir yerlerden. Müzikler, öylesine sahnelerle uyumlu ve izleyiciyi filmin içine sokar cinsten. Özellikle Ederlezi parçası bir harika. Filmin bu kadar başarılı olmasının diğer bir sebebi de çok samimi ve içimizden bir film olması. Her gün sokakta veya başka bir yerlerde gördüğümüz tipler ve diyaloglar var filmde. İç ısıtıcı bir film...Filmdeki Ahmed karakterine de değineyim. İzleyen çoğu kişinin dikkatini çekmiştir. Konuşması, sesi ve hareketleri falan ?The Godfather'ın Vito Corleonesi'ne oldukça benziyor. Filmde geçen bir replik; ?Ahmed, tıp ki bir baba gibi. İtalyanca konuşuyor ve çok para kazanıyor.? Burada Godfather çok açık bir gönderme yapılmış. Filmdeki en ilgi çekici sahne Perhan'ın mistik rüyası ve Perhan'ın kasabaya döndüğünde o müthiş müzik eşliğinde ortalığı dağıtması. Filmde unutulmayacak sahneler oldukça fazla, unutulmayacak bir film...Avrupa sinemasının en önemli örneklerinden biri ?Çingeneler Zamanı?. Emir Kustirica ve Goran Bregovic'i tüm dünyaya tanıtan film olma özelliğine de taşıyor film. Kustirica bu filmden sonra birçok film çekti, başta Hollywood olmak üzere ama hiçbiri bu filmin yerini tutamadı. Çingeneleri bu denli içten anlatan, görselliğin ve müziklerin bu kadar mükemmel olduğu bir film daha olduğunu sanmıyorum. Bu denli sanat kokan ve içimizden bir filmin yapılması çok güç bir iş ve bu işi Kustirica daha üst seviyede yapılamayacak şekilde yapmış. Film; Cannes Film Festivali'nden Kustirica'ya ödülle kucaklatırken, Altın Palmiye'ye aday olmakla yetindi. Kustirica ve ekibi uzun yıllar unutulmayacak bir filme imza atmışlar. ?Tanrının bizim için planları var.??Bütün hayallerim öldü, hayalleri olmayan bir çingene de niye yaşasın ki??