Ben filmin oldukça abartıldığını düşünüyorum. Oyunculuk ve kamera planları iyi ama bunun dışında filmin çok fazla artısı olduğunu söyleyemem. Özellikle senaryo çok kötü, çok klişe konuların süslenmiş bir anlatımı.
Film hiç insancıl tepkiler vermeyen insanların duygularına yoğunlaşmış. Karakterler tam olarak kendilerini ifade edemiyor ve çok çelişkili davranışlara sahipler.Bu da inandırıcılığı azaltıyor. Basit duygu sömürüsü ile film acıklı bir zemine oturtulmaya çalışılmış. Genelde her sahnede kendini kandıran yalanlar söyleyen bir sinema dili oluşmuş. Kısacası vasatın çok üzerinde değil...
4 kere izleyip herdefasında duygulandıgım tek film ozellikle filmdeki perhan karekterinin gerçek hayatta intihar ettiğini duyunca gerçekten yakın bi dostum ölmüş gibi üzüldüm...
kusturica'nın en iyi filmi bence. underground ve kara kedi ak kedi de süper filmler ama çingeneler zamanı bambaşka.. bir de goran bregoviç'in eşsiz müzikleriyle birleşince masalsı bi anlatım çıkıyor ortaya.. bu filmi sırf sountrack'i için bile izlemeye değer.. özellikle perhan barda dağıtırken fondaki şarkıya dikkat edin..
Usta Bosnalı yönetmen Emir Kustirica'nın kendisini tüm kitlelere tanıtılmasını sağlayan filmi. 1988 yapımı filmde profesyonel oyuncuların yanında amatör oyuncularda yer almış. Film, Dünya bir ilke imza atarak, tam bir dili olmayıp, Romenlerin konuştuğu dille çevrilmiş. Bundan dolayı filmde İngilizce, Romence, İtalyanca ve hatta Türkçe kelimler mevcut. Filmin ilk bölümü; filmin anlatıldığı bölgede yaşayan çingenelerin yaşamını kısaca izleyiciye gösteriyor ve filmin ana kahramanı Perhan'ın yaşamıyla sevdiği kızla arasında geçenlerden oluşuyor. Diğer bölümü ise kardeşini tedavi ettirmek için Perhan'ın İtalya'ya gitmesi çalışması ve sevdiği kızla evlenmek için ülkesine geri dönmesini anlatıyor. Filmde Kustirica tarzını ilk defa izleyiciyle buluşturuyor ve farklı anlatımını, simgelere yüklediği anlamlarla güçlendiriyor. Yönetmenin tüm filmlerinde çalıştığı Goran Bregovic ise filmin başından sonun kadar bizlere müthiş bir müzik ziyafeti de veriyor. İzledikten sonra birçok kişi filmin soundtrack albümünü kuşkusuz edinmiştir bir yerlerden. Müzikler, öylesine sahnelerle uyumlu ve izleyiciyi filmin içine sokar cinsten. Özellikle Ederlezi parçası bir harika. Filmin bu kadar başarılı olmasının diğer bir sebebi de çok samimi ve içimizden bir film olması. Her gün sokakta veya başka bir yerlerde gördüğümüz tipler ve diyaloglar var filmde. İç ısıtıcı bir film...Filmdeki Ahmed karakterine de değineyim. İzleyen çoğu kişinin dikkatini çekmiştir. Konuşması, sesi ve hareketleri falan ?The Godfather'ın Vito Corleonesi'ne oldukça benziyor. Filmde geçen bir replik; ?Ahmed, tıp ki bir baba gibi. İtalyanca konuşuyor ve çok para kazanıyor.? Burada Godfather çok açık bir gönderme yapılmış. Filmdeki en ilgi çekici sahne Perhan'ın mistik rüyası ve Perhan'ın kasabaya döndüğünde o müthiş müzik eşliğinde ortalığı dağıtması. Filmde unutulmayacak sahneler oldukça fazla, unutulmayacak bir film...Avrupa sinemasının en önemli örneklerinden biri ?Çingeneler Zamanı?. Emir Kustirica ve Goran Bregovic'i tüm dünyaya tanıtan film olma özelliğine de taşıyor film. Kustirica bu filmden sonra birçok film çekti, başta Hollywood olmak üzere ama hiçbiri bu filmin yerini tutamadı. Çingeneleri bu denli içten anlatan, görselliğin ve müziklerin bu kadar mükemmel olduğu bir film daha olduğunu sanmıyorum. Bu denli sanat kokan ve içimizden bir filmin yapılması çok güç bir iş ve bu işi Kustirica daha üst seviyede yapılamayacak şekilde yapmış. Film; Cannes Film Festivali'nden Kustirica'ya ödülle kucaklatırken, Altın Palmiye'ye aday olmakla yetindi. Kustirica ve ekibi uzun yıllar unutulmayacak bir filme imza atmışlar. ?Tanrının bizim için planları var.??Bütün hayallerim öldü, hayalleri olmayan bir çingene de niye yaşasın ki??
Kamera çirkin bir gelinin peşinden bir çingene kasabasına giriyor...Bu kasaba insanların gerçeklikleriyle yaşadığı,hepimizin içinde olan ama bir şekilde sakladığımız gerçek duyguları sergiliyor.İzleyici bir çingeneyle özleşmekten biraz utanıyor belki ama kendisininde bir çingene kadar basit ve bir çingene kadar kutssal olduğunu görüyor film bittikten sonra.Bunların dışında yazılacak o kadar çok şey varki bu film hakkında,...kesinlikle izlenmesi gereken harika bir film.Filmde en çok beğendiğim sahne perhanla ve kız kardeşinin babanesinden ayrılıkrenki sahnesidir.Herkesin izlemesini şiddetle tavsiye ediyorum.Emir Kusturica bir duygu anatomisti olduğunu bu filmde çok iyi gözler önüne seriyor
her emir kusturica filmi gibi bunuda çok severim hatta ilk izledğim filmiydi...eğer hıdrellez sizin için de ordaki anlamı taşıyorsa bu film kalbe herkesinkinden farklı derin çentikler atar. uçuklukları ve müzikleri sıradan ve sıradışı herkesi illa ki sersemletir. oysa sizi atmosfer ya da yer katmanlarında yolculuklara çıkartma kudretine sahiptir. dönüm noktasıdır. hele coşkuyu ve ızdırabı tam da bu insanlar gibi iliklerinize kadar yaşıyorsanız indirip indirip tozunu aldığınız fetiş filminiz olur bu... pehran derki 'butun hayallerim öldü,hayalleri olmayan bir çingene de niye yaşasınki?'... hıdirellez günü, perhan’ın kucağında hindisiyle belirmesi, arka fonda gün batımında, ellerinde meşalelerle çingenelerin nehirde yıkanmalari ve perhan ve sevgilisinin bir teknenin içinde yari çıplak uzanmaları, ve tabi ki fonda çalan goran bregovic in en yüce eseri ederlezi avela şarkısı. sırf bu sahne bile yer bitirir adamı...
ya ne diyebilirim ki 140 dakika bana yarım saat gibi geldi ellerine sağlık kustarica ellerine sağlık goran bregovic sinama tarihinin en güzel filimlerinden birini yaptınız...
bende filmi 2 sene önce izledim.filmde perhan'ın geri döndüğünde, azrayı hamile olarak görmesinden sonra meyhaneye gidip söylenen şarkı eşiliğinde dağıtması beni çok etkilemişti.ve bu şarkıyı bulmak için çok uğraştım ama hala bulamadım. bu meyhanede söylenen şarkıyı nerden bulabileceğim konusunda yardımcı olursanız çok sevinirim.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.