Sapkın eleştirileri

Senaryosunu da kaleme alan Scott Beck ile Bryan Woods'un yönetmen koltuğunda oturmakta oldukları "Heretic"; Los Angeles Sinema Okulu standartları çerçevesinde değerlendirdiğimizde...

Korkunun, "Psikolojik (Psychological)" alt kategorisindeki...

Gizemini uzunca bir süre koruyan...

Bir korku gerilim olarak geliyor karşımıza...

***

Gelin isterseniz, 10 milyon dolarlık bir bütçe ile kapalı tek bir mekanda çekilerek...

Toplamda...

Brüt 43.4 milyon dolarlık bir gişe rakamına da ulaşmış olan bu bağımsız Amerikan filmine biraz daha yakından bakalım...

***

Joseph Smith'in kurucusu olduğu Mormon Kilisesi olarak da bilinen...

İsa Mesih'in Son Zaman Azizleri Kilisesi'nin iki genç misyoneri...

Rahibe Barnes (Sophie Thatcher) ile Rahibe Paxton (Chloe East)...

Rastladıkları herkesi dine davet ede ede yollarına devam ederlerken...

***

Nihayetinde soluğu...

Bisikletlerini, bahçesinin giriş kapısındaki demirlere bağlayacakları...

(Muhteşem bir performans sergileyen Hugh Grant'in canlandırdığı) Bay Reed'in evinde alır...

***

Ve gerçekte...

İçinde kadın bulunmayan evlere girmeyen rahibeler...

Reed'in, kendisinin yanı sıra...

Fırında yaban mersinli turta pişirmekte olan karısının da evde olduğunu söyleyerek...

Davet etmesi üzerine...

Yağan yağmurun altında sırılsıklam ıslanmak suretiyle...

Kapının ucunda sohbete devam etmek yerine...

Gönül rahatlığıyla içeriye girmeyi tercih ederlerken...

***

Nazikçe paltolarını alıp bir başka odaya götüren Reed ise...

Geriye içi Coca-Cola dolu dört bardak bulunan bir tepsiyle dönüp...

Karısının biraz utangaç davrandığını...

O yüzden de...

Bir türlü yanlarına gelemediğini belirtecek...

***

Ardından da...

Din ve mezhepler ile Mormonizm'deki çok eşlilik hakkındaki...

Koyu bir söyleşiye dalacaklar...

Ve benzeri konulardaki laf da lafı açarken...

***

Barnes ile Paxton'ın ısrarı sebebiyle...

Karısını çağırmak mecburiyetinde kalan Reed...

Yerinden kalkıp...

Mutfağa doğru uzaklaşacak...

***

Ve çok geçmeyecek...

Odada yalnız kalan genç rahibe kızlar...

Yaban mersini kokusunun birden...

Masanın üstündeki fitili tütmekte olan sönmüş mumun aromasından kaynaklandığını öğrenirlerken...

İyice endişeye kapılıp...

Kaçmaya hazırlanırlarken de...

Etrafı metalle kaplı olan bu eve girdikleri ön kapının kilitli olmasına ilaveten...

Sinyalleri perdeleyen söz konusu metal nedeniyle...

Cep telefonlarının çekmediğini de fark edeceklerdir...

***

Yani Reed'in...

Adeta kocaman bir labirenti andıran evinde...

Tam anlamıyla...

Beklenmedik bir kapanın içine sıkışıp kalmışlardır...

***

Üstelik de...

Her ne kadar...

Yeryüzündeki tüm dinleri...

İlahi olarak değil de...

İnsan üretimi "Monopoly" oyunları kadar yapay bulan Reed kendilerine...

Çıkıp gitmeleri için...

Üzerlerinde "inanç" ve "inançsızlık" yazılı iki arka kapıdan...

Seçecekleri birisini kullanmalarını önermiş olsa da...

Dakika 40...

***

Dinlerin masaya yatırılarak...

Doğal olarak, herhangi bir sonuca bağlanamadan itinayla sorgulanarak...

Sadece...

İnsanlarda şüphelerin oluşturulmasının hedeflendiğinin açıkça görüldüğü filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; umulmadık pek çok ters köşe sürprizi de bünyesinde barındıran, 70 dakikalık ziyadesiyle kanlı bir bölüm daha bekliyor olacak...

***

Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...

"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...

Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...

25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...

Keyifli seyirler,

CIRT... Bi sayfada gördüm neymiş yılın en iyi korku filmiymiş YERSEN... Adam bi başladı 50 dakika boyunca susmadan konuşuyor da konuşuyor. Neymiş efendim filmin anlattığı derin bi mesaj varmış da falan anlamam ben arkadaş. Film sıkıcı sonu da tatmin etmiyor! İzlemeye değmeyecek bir film hayatımdan giden 2 saatimi bana geri verin!

Hayatım boyunca izlediğim en kötü filmlerden birisiydi. Bunu dinleri kötülediği için değil, hiçbir karakterin hikayesi olmamasına, filmin giriş-gelişme-gelişme diye ilerlemesi yüzünden söylüyorum. Bir kere Bay Reed kim? neden böyle şeyler yapıyor? o düzenekle evde tüm gün mü bekliyor? ölen ilk rahibe nasıl canlandı? Reed evinde o kadınları nasıl ve neden tutuyor? Film tamamiyle bir yere kadar gelmiş, sonrasında bitirememişler ve nasıl bitiririz diye düşünmüşler. spoiler: Adam boğazından hamle alıyor ve ölmüyor kızın önünde beliriveriyor.
Çok saçmaydı. Konusu bakımından güzel ama sadece bu kadar. Mantık hatası, süreçteki tıkanış. Sonu zaten ayrı saçma. spoiler: kadın zaten hiç kimseyi aramayıp ölmeyi bekliyor.
. 2 saatim boşa gitti.

Zaman kaybı. Çok yavaş ilerliyor. İnsanı sadece sıkıyor. Daha hızlı olması gerekli. Birde dinleri bu kadar da kullanmaları saçma olmuş.