İnsanda yer yer...
Galiba...
Doğaçlama da yapılıyor duygusu da uyandıran senaryosunu...
Başrolleri de paylaşan Mesut Süre, Fazlı Polat ve Anlatanadam'ın kaleme aldıkları ve yönetmen koltuğunda da...
Neredeyse...
Bugüne kadar çektiği tüm filmleri izleyerek...
Kapsamlı birer yorumlarını da bu mecrada paylaştığımız...
Türk korku sinemasının önemli isimlerinden Alper Mestçi'nin oturmakta olduğu "Meksika Açmazı"; bol miktarda argo ve küfürlü konuşma ile aynı içerikteki beden dilini ihtiva eden Recep İvedik ve benzeri tarzdaki filmlerden hoşlanan malum IQ ve sosyokültürel yapıdaki kitlenin ayarlarını...
Fena halde bozacak...
Standartların ötesindeki bir komedi olarak geliyor karşımıza...
***
Gelin isterseniz....
Podcast olarak başladıkları şov serüvenlerine, sahne gösterileriyle devam eden Mesut Süre, Fazlı Polat ve Anlatanadam üçlüsünü...
Aynen bizim gibi...
Kendilerini henüz tanımamış olanlar ile bir araya getirerek tanıştırmayı...
Kendine...
Bizzat amaç edinmiş vaziyetteki..
Süre bakımından da makul ölçülerdeki bu filme biraz daha yakından bakalım...
***
Çıktıkları...
Başarılı bir sahne gösterisinin ardından kulise geçerek oturan...
Mesut Süre (kendisi), Fazlı Polat (kendisi) ve Anlatanadam'dan (kendisi)...
Aniden söze giren Fazlı...
***
Bayağı bir zamandır...
Kendisini telefonla arayan Batu (İsmail Aksoy) adındaki...
Kapadokya'da büyükçe bir turistik halı mağazası bulunan...
Ve mağazası için...
Toplam üç günde tamamlanmak üzere...
Bir reklam videosu çektirmek isteyen ve bunun karşılığında da kendilerine...
30 bin ABD doları ödemeyi taahhüt eden bir adamdan bahseder...
***
Ve...
Mesut'un...
Hafifçe bir nazlanmasının...
Ama orada...
İki yıllık eski sevgilisinden ayrılan...
Eda'yı da (Ecem Çalhan) görebileceğini hayal etmesinin ardından da...
Yollara düşen üç kafadar...
Nihayetinde...
Kapadokya'ya ulaşırlar...
***
Fakat...
Batu'nun ifadesine göre...
Tüm otellerin dolu olması nedeniyle...
Sadece o gün için...
Bozkırın ortasındaki...
Bir karavanda konaklayacak...
Ertesi gün de otele geçecek olan Mesut, Fazlı ve Anlatan...
Vardıkları günün ilk akşamını...
***
Mangalda pişirdikleri etleri...
Kendilerine katılan Eda ile birlikte mideye indirirlerken...
İnce esprilerle dolu...
Sohbetin belini kırmayı da ihmal etmezler...
***
Ki...
Bu gittikçe koyulaşan sohbete...
Anlatan ile Eda'nın düet yaptıkları..
Nefis bir Sezen Aksu şarkısı da eşlik ederken...
***
Geleneksel üslubumuz gereği...
"Spoiler" vermek suretiyle, henüz seyretmemiş olanların ağızlarının tadını kaçırmak istemediğimiz için biz de kendi anlatımımızı...
Filmdeki tüm heyecanın start alacağı...
Burada noktalayacağız...
Dakika 22...
***
Gırgır, şamata ve gittikçe derinleşen muhabbetin hız kesmeden devam edeceği filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; pek çok ters köşe sürprizi de bünyesinde barındıran, 60 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...
***
Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...
"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...
Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...
25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...
Keyifli seyirler,