Klasik klişeden arındırılmış, özgün nitelikteki senaryosunu Emrah Ertaş kaleme alırken...
Yönetmen koltuğunda da, ilk uzun metrajlı (debut) sinema filmini çeken Berker Berki'nin oturmakta olduğu "Maske: Nezaketle Tebessüm;" son derece enteresan bir hikaye kurgusuna sahip olan bir suç ve intikam draması olarak geliyor karşımıza...
***
Gelin isterseniz...
Özellikle de, kadrosundaki...
Yönetmen Berker Berki kadar "mektepli" olan oyuncular vasıtasıyla...
Üstelik de bünyesinde...
Bolca küfür ve argo kelime barındırmasına karşın...
Kent çeperlerinde kullanılan "sokak lehçesi"nin tercih edilmemesi sayesinde...
Konuşulan Türkçe kulak tırmalamaz...
Ve...
Sergilenen performanslar da...
Tiryakisi olunan, isimlerini dahi bilmediğimiz gibi merak da etmediğimiz "sıradan ve garip nitelikteki yerli yapım TV dizilerindeki" yapmacıklıklar ile...
İnsanı çileden çıkartan saçmalıklardan büsbütün uzaklaşırken; bizim gibi müşkülpesent yorumcuları da memnun etmeyi başarabilen...
Ve...
Görüntü yönetmenliğini de...
Çıkarttığı temiz işlerle tanıdığımız Jean-Paul Seresin'in üstlendiği bu filme biraz daha yakından bakalım...
***
Televizyonun karşısına geçip oturmuş...
Sigarasını tüttürmek vaziyetteki Barış (Kaan Turgut)...
Ünlü moda stilisti Toprak Bıçak (Mert Turak) ile...
Kendini tasarımcı olarak tanıtarak girdiği atölyede...
Toprak'ın hazırlamış olduğu kostümlerden birinin kolunu...
Kör bir makasla...
Kesip kopartarak...
Zıvanasından çıkarttığı Toprak'ı çıldırtmakta...
***
Böyle olunca da...
Asistanı Selin'e (Selin Sarı) polis çağırtan Toprak...
Yanlarına aldırdıkları...
Barış ile birlikte karakola gidip...
Şikayette bulunur...
***
Ancak...
Tam memurlardan biri (Celal Öztürk)...
Söz konusu şikayete ilişkin tutanağı hazırlarken...
İçeriden çıkıp gelen karakol amiri baş komiser (Ali Suavi Eröz)...
Odasına davet ettiği Toprak'a bunun...
***
Bir hafta önce...
Oldukça büyük bir zarara uğradığını söyleyen...
Bir seyyar kebap işletmecisi (Eşref Seyitoğlu) tarafından...
Kolundan tutulup karakola...
Kebapçı kılığında getirilen Barış'ın
İlk vukuatı olmadığı...
***
Ve...
Evinden çalışarak para kazanan...
Web tasarımcısı Barış'ın...
Tehlikeli de olmadığı bilgisini verirken...
***
İkinci vakasında...
Elindeki satır ile daldığı bir kasap dükkanında...
Kendisinden iş istediği dükkan sahibince (Cengiz Ergezer)...
Geri çevrilerek...
Polise ihbar edildiği...
Hususundan söz etmeyi de ihmal etmez...
***
Ki...
Bunun üzerine...
Psikoloğa (Dilek Denizdelen) sevk edilen Barış...
Yine uslanmamış...
Ve üçüncü olarak da...
Toprak'ın başına tebelleş olmuştur...
***
Derken...
Baş komiserden...
Olan biteni dinledikten sonra...
Şikayetinden vazgeçen Toprak...
Karakoldan çıkıp giderken...
Barış'ın hangi sebeple böyle davranmakta olduğunun anlaşılması adına filmde...
On beş yıl öncesine...
Yani çocukluğuna dönülür...
***
Fakat...
Tarzımız gereği...
"Spoiler" vermek suretiyle...
Filmi henüz izlememiş olanların ağızlarının tadını kaçırmak istemememiz nedeniyle...
Biz de anlatımımızı...
Burada noktalarız...
Dakika 16...
***
Barış'ın davranışlarının ardındaki tetikleyici saik ile yepyeni maceralarının damgasını vuracağı filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; ardı ardına gelen pek çok ters köşe sürpriz ile beklenmedik bir finali de bünyesinde barındıran, 89 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...
***
Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...
"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...
Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...
25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...
Son zamanlarda izlediğim en farklı yerli yapımlardan. Film ilerledikçe şaşkınlıkla izlemeye başlayıp hiç bitmesin istiyorsunuz. Kesinlikle izlemeye değer bir film olmuş.
Konu olarak dikkat çekici başlıyor film. Ama ikinci kısımda öyle bir yere varıyor ki hele düşük beklentiyle izleyenler için muhteşem bir seyir oluyor. Vizyondayken kaçırmayın, olumsuz yorumlara bakmayın. 10/10
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.