Vampir filmi sevenler için Abigail
Yazar: Tuğçe Madayanti ŞenKorku ve gerilim türünde tanınmış bir yapımcı olan Radio Silence, Matt Bettinelli-Olpin, Tyler Gillett ve Chad Villella tarafından kuruldu. Başlangıçta "V/H/S" (2012) ve "Devil's Due" (2014) gibi filmlerle adını duyuran ekip, özellikle "Ready or Not" ile geniş kitlelerce tanındı. Bu film, Viktorya dönemi prodüksiyon tasarımının sıcak renk paletiyle, kaliteli sinematografi ve başarılı ışık tasarımıyla dikkat çeken eğlenceli ve akıcı bir yapım oldu.
Korku ve kara mizahı başarıyla harmanlama konusunda uzmanlaşan Radio Silence, ekibin yeni filmi "Abigail" ile tarzlarını sürdürmeye çalışıyor. Hikaye, Kont Drakula'nın kızı olan Abigail'in etrafında dönüyor. 12 yaşındaki bir balerin olan Abigail, New York'ta altı kişi tarafından kaçırılır ve izole bir malikaneye götürülür. Suçlu grup, Abigail'in güvenliği karşılığında her birine 7 milyon dolarlık bir çek sunulmasıyla anlaşır. Ancak gece boyunca olaylar geliştikçe, Abigail'in aslında bir vampir olduğu ortaya çıkar ve grup hayatta kalmak için mücadele etmek zorunda kalır.
Senaryo, Stephen Shields ve Guy Busick tarafından kaleme alınmış ve 1936 yapımı "Dracula'nın Kızı"nın modern bir yorumu olarak düşünülmüş. Film, karakterlerin becerileriyle birlikte yaşanan gerilimi artırırken, iç tehlikeyi dış tehlikeye dönüştürme başarısıyla dikkat çekmekte. Ancak, doğaüstü unsurların devreye girmesiyle birlikte, film tekrarlanan zıtlaşmalar ve zorlama olay örgüsüyle mücadeleyi kaybediyor. Aralarından biri ölünce başlayan ‘katil kim’ geriliminden sonra ekip aslında tahmin ettiklerinden çok daha tehlikeli bir durumla karşı karşıya olduklarını fark ediyor. Eski bir malikanede polislerden saklandıklarını düşünen bu ekip çok geçmeden gerçek tehdidin evin içinde olduğunu keşfediyor. “Abigail” filminin bu anlamda anlatıyı dış tehlikeden iç tehlikeye çevirmesi başarılıydı. Anlatı doğaüstü bir boyuta doğru ilerledikçe, yapımcıların hikayenin bu dönüşümünü, mizah ve öngörülemezlik katarak kanlı ama şakacı bir şekilde keşfetmeleri gerekirdi. Ama işte film tam da bu noktada bocalamaya başlıyor. Çünkü bu dönüşümle birlikte yani sürpriz ortaya çıktıktan sonra film, tekrara yenik düşerek ivmeyi korumakta zorlanıyor. Sonuç olarak, "Abigail" eğlenceli ve heyecanlı anlar sunsa da, potansiyelini tam olarak kullanamıyor ve başlangıçtaki heyecanı sürdürmekte zorlanıyor. Bu da Radio Silence ekibinin korku, gerilim ve kara mizahı ustaca harmanlama iddiasının henüz yetersiz kaldığını gösteriyor.
Karakterlerin ve olayların sıradışı bir dönüşüme uğramasıyla izleyiciyi sürprizlerle şaşırtırken hikayeyi sürükleyici bir şekilde ilerletmek önemlidir. Göz alıcı prodüksiyon tasarımı ve sinematografi gibi teknik unsurlar izleyicinin dikkatini bir müddet çekebilir ve filmi daha çekici hale getirebilir. Ancak, "Abigail" gibi bir filmde, başlangıçtaki heyecanın ve sürprizlerin, film ilerledikçe tekrarlanan zıtlaşmalara öngörülebilirlik tuzağına düşmemesi gerekirdi. Bununla birlikte, gene de yapımcıların önerdikleri yaratıcı fikirleri ve atmosferi koruma çabalarını takdire değer buluyorum. Ve eğlenmek için gayet rahatlıkla izlenebilecek bir vampir filmi olduğunu düşünüyorum.
Normal vampir dişlerinden daha ilkel ve hayvani görününen Abigail'in vampir dişleri harika tasarlanmıştı. Çok zarar verici, yırtıcı bir hayvan dişi gibiydi. Balerin Abigail'in danslarına ise hayran kaldım ve hareketlerin büyük ölçüde oyuncu Alisha Weir'in doğal yeteneklerinden kaynaklandığını okuyunca hayranlığım daha da arttı; özellikle de Çaykovski'nin Kuğu Gölü balesi müziğinin çaldığı sahnelerdeki danslar şahaneydi. Filmin benzetildiği “M3GAN” filminden her şeyden önce bu sebeple ayrıştığını düşünüyorum. “Abigail” filmi "M3GAN”dan daha eğlenceli, daha gösterişli tona sahip. Ve hepsinden önemlisi "R" olarak sınıflandırılmış bir film…
Filmde yakın zamanda kaybettiğimiz Angus Cloud da yer almakta. Onu ekranda görünce içim çok cız etti. Bu kadar harika bir oyuncuyu henüz ona doyamadan kaybetmiş olduğumuza çok üzüldüm. Angus Cloud, "Euphoria" adlı HBO dizisindeki rolüyle tanınan genç bir oyuncuydu. Dizide, uyuşturucu bağımlılığı yaşayan ve çeşitli zorluklarla karşılaşan Fezco karakterini canlandırarak dikkatleri üzerine çekmişti. Cloud'un Fezco performansı, karakterin karmaşıklığını ve derinliğini o kadar gerçek bir şekilde yansıtmıştı ki oyuncu kısa süre içerisinde fenomen haline gelmişti. Angus Cloud'un ölümü, sadece onun yeteneklerinin kaybı değil, aynı zamanda aile, arkadaşlar ve hayranlar için büyük bir trajedi oldu. Yani, “Abigail” filmi bu anlamda sonsuza kadar ayrı bir önem taşıyacak. Elveda Angus Cloud.