Grabuna’da Bir Davetsiz Misafir
Yazar: Gizem Şimşek KayaÇekirdek Yapım yapımcılığında, Edirne’nin Keşan İlçesi’ne bağlı Çamlıca, diğer bilinen adıyla Grabuna Köyü’nde çekilen Grabuna filminin yönetmen koltuğunda ilk uzun metrajıyla Tolga Savu oturuyor. Senaryosunu Ergin Kılıkçıer’in kaleme aldığı filmin görüntü yönetmenliğini Serkan Gülgüler üstlenmiş. Müzikleri Onur Gözüm ile Şerifcan Gözüm’e ait olan filmin oyuncu kadrosunda ise Hakan Akgün, Öykü Gürman, Kaan Yılmaz, Bahtiyar Engin, Mehtap Bayri, Ramiz Mullamusa, Ergin Kılıkçıer, Özlem Gezgin gibi isimler bulunuyor.
Filmin konusunu 70'li yıllarda Ankara’dan Edirne'ye atanan bir memurun gizemli bir müzede yaşadıkları oluşturuyor. Arkeolog Önder, yaşadığı büyük hayal kırıklıklarının ardından Ankara’dan Edirne Keşan’ın Grabuna kasabasına tayinini ister. Burada yeni bir hayata başlamaya çalışan Önder, geldiği müzenin geçmiş tarihini raporlamak üzere çalışmalara başlar. Bu görev, yaşadığı büyük hayal kırıklıklarından kurtulup bir nebzede olsa nefes almasını sağlayacaktır. Önder’in hayatı, güzel bir kadın olan İpek ile karşılaşmasıyla bambaşka bir hal alacaktır.
Çekimleri ve ışık kullanımı gayet başarılı olan filmin, 70’lerde geçmesine dair atmosfer de gerek kostümler gerekse dekor açısından oldukça iyi biçimde yansıtılabilmiş. Filmin çekimlerinin büyük çoğunluğu, hali hazırda Çamlıca Köyü Müzesi olarak bilinen müzede gerçekleştirilmiş. Var olan bir müzede çekimlerin gerçekleştirilmiş olmasının da bu atmosfere katkısı yüksek olmakla birlikte, sonrasında yavaş yavaş gerçeklikten kopuş oluşmaya başlıyor. Önder karakterinin ilk gece duyduğu sesler, kapıların kapanması gibi paranormal olaylar çoğu yerli korku filmine nazaran hayli başarılı şekilde verilirken, Öykü Gürman’ın canlandırdığı İpek karakterinin sahneye gelmesiyle birlikte o ana dek Önder’i canlandıran Hakan Akgün ve Tahsin Bey’i canlandıran Bahtiyar Engin’in bütün performansları boşa düşüyor. Öykü Gürman’ın bir köylü kızı olarak fazla makyaj ve abartılı takma kirpiklerle ortalıkla dolaşırken yapay performanslar sergilemesi, boynundaki muska ile köyün bıçkın delikanlısını canlandıran Kaan Yılmaz’ın akıcı İstanbul diliyle konuşması gibi unsurlar o ana kadar kurulmuş olan atmosferin sekteye uğramasına neden oluyor. Önder karakterinin eline aldığı bir testi parçasına büyüteçle baktıktan sonra 2000 yıllık olduğunu açıklaması ise filmi izleyen arkeologların saçlarını yolmasına neden olacak gibi görünüyor.
Sezgin Kaymaz’ın kaleme aldığı Uzunharmanlar’da Bir Davetsiz Misafir romanı ve bu romandan Davetsiz (2019) adıyla filme uyarlanan senaryoya çok benzemesiyle de yeni bir hikâye sunamadığını izleyicilere gösteriyor. Üstelik bahsi geçen Davetsiz (2019) filminde herhangi bir mantık hatası bulunmazken, Grabuna’da mantık hataları ve soru işaretleri de karşımıza çıkıyor. Finalleri birbirinden farklı olan iki filmin gidiş yolları ve ana tema olarak kullandıkları aşk hikâyesi ise ortak. Biri 108 biri ise 104 dakika olan iki filmden biri olay örgüleri ve fazladan karakterler üzerinden akarken, diğeri son 30 dakika adeta uzatmaya gidiyor. Yönetmenlerin büyük bölümünün ilk uzun metraj çalışmalarında düştükleri hatalardan biri olan kurguda kırpmaya gidilememesi, son yarım saat boyunca izleyicilerin adeta araba itmesine benzer bir çaba ile koltukta beklemelerine neden oluyor. Grabuna yağmurlu gece sahnesinde bitirilse çok daha çarpıcı bir etki yaratabilecekken son 30 dakika boyunca adeta sahnelerdeki şarkıların bitmesi için bekleniyor gibi uzatmalara gitmesiyle hanesine eksiyi yazdırıyor.
Sonuç olarak Grabuna; iyi bir amaçla yola koyulsa da senaryosunun yeni bir şey vaat etmemesi ve kadın oyuncunun performansının azizliği nedeniyle tekeri patlayarak yolda kalan, son 30 dakikasıyla uzatmalara giden orta halli bir yapım olmaktan öteye geçemiyor.