Hesabım
    Bars
    Ortalama puan
    2,8
    3 Puanlama
    Bars hakkında görüşlerin ?

    1 Kullanıcı eleştirisi

    5
    0 Eleştiri
    4
    0 Eleştiri
    3
    0 Eleştiri
    2
    0 Eleştiri
    1
    1 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 2.010 değerlendirmeler Takip Et!

    1,5
    22 Ağustos 2024 tarihinde eklendi
    Senaryosunu da kaleme almasının yanı sıra ilk uzun metrajlı (debut) sinema filmini çeken Orçun Köksal'ın yönetmen koltuğunda da oturmakta olduğu "Bars"; neslinin tükendiği tahmin edilen Anadolu parsının izini süren...

    Farklı gerekçelere sahip iki gencin yaşadıklarının anlatıldığı, yol hikayesi şeklindeki bir drama olarak geliyor karşımıza...

    ***

    Gelin isterseniz...

    Beypazarı dışında, gerek uğranılan yerlerin açıkça belirtilmemiş olması ve gerekse de...

    Çok zor ve meşakkatli olmamasına rağmen...

    Jenerikteki yazılarda kimin kimi canlandırdığına vurgu yapılmaması...

    ***

    Ve böylelikle de...

    Adam gibi yorum yazmak çabası içindeki profesyonel eleştirmenlere...

    Adeta pösteki saydırılması sebebiyle...

    Sinema tekniği açısından kusurlu bularak...

    Cezalandırmak suretiyle...

    ***

    Bu işi...

    Herkesin tanıdığı...

    Süper star isimlerle yaptığını zanneden yeni yetme yönetmenlere ders vermek bağlamında...

    2 puan birden kırmak mecburiyetinde kaldığımız bu filme...

    Biraz daha yakından bakalım istiyoruz...

    ***

    Zira...

    Bu türden sinema amatörleri...

    Bir türlü uslanıp doğru yola gelemiyorlar...

    ***

    Neyse...

    Gelin başlayalım...

    ***

    Üniversitedeki hocaları Feridun'un (Feridun Koç) yönlendirmesiyle...

    Birer doktora öğrencisi olan Veysel (Münir Can Cindoruk) ile Emre (Görkem Kasal)...

    Tez konusu olarak...

    Kırk yıldır izine rastlanmayan...

    "Anadolu parsının" peşine düşer...

    ***

    Ve...

    İlk etapta da soluğu...

    Beypazarı'nda alırlarken...

    ***

    Orada ilk uğradıkları mekan da...

    Kendilerine çay ikram edecek olan Harun'un (Sencar Sağdıç) kahvehanesi olur...

    Ve ona...

    Civarı iyi bilen bir avcıyla görüşmek istediklerini söylediklerinde de...

    ***

    Hiç tereddüt göstermeyen Harun...

    Doğrudan...

    Sürekli küfrederek konuşan Rüstem'e (Muttalip Müjdeci) sesleniverir...

    ***

    Çok geçmez ardından da...

    Üçü birlikte...

    Geceleri kamp kurup çadırda uyuyacakları...

    Köroğlu Dağları'nın eteklerinde...

    Rüstem'in efsunlu olarak nitelendirdiği Anadolu parsının peşine düşer...

    ***

    Bir süre sonra da...

    Rüstem yanlarından ayrılınca...

    Genç zoologlar Veysel ile Emre...

    Yollarına yalnız devam ederlerken...

    ***

    Ellerindeki kameralarla...

    Gece gündüz ayrımı yapmaksızın...

    Hareket halindeyken tespit ettikleri her türden canlıyı...

    Kayıt altına alırlar...

    ***

    İşte...

    Bilgisayara aktardıkları o görüntüleri...

    Teker teker tasnif ederlerken...

    Her ne kadar...

    Ortam ışığının yetersiz olması nedeniyle...

    ***

    Biraz karanlık...

    Ve dolayısıyla biraz belirsiz olsa da...

    Anadolu parsının fotoğrafına da rastlayarak...

    En azından öyle olduğunu varsayarak...

    Durumdan...

    Derhal arayacakları Feridun hocayı da haberdar eder...

    ***

    Ardından da...

    Fotoğrafı yetersiz bulacak...

    Ve...

    Harekete geçmek hususunda...

    Daha netine gereksinim bulunduğunu ifade edecek olan İpek hocanın (Sezin Bozacı) ziyaretine giderlerken...

    ***

    Yeri gelmişken de...

    Bir şehir çocuğu olduğu her halinden belli olan Emre ile kırsalda büyüdüğü açıkça fark edilen dini bütün Veysel'e bakanlıktan...

    Aladağlar Milli Park'ında araştırma yapma izni halen çıkmadığı gibi...

    Üniversitenin kendileri için ayırdığı ödeneğin de...

    Henüz hesaplarına yatmadığını da öğrenmiş oluruz...

    Dakika 41...

    ***

    Alevi-Bektaşi kültüründen örneklerinde sergilenildiği filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; ortaya koyulan bürokratik engeller sayesinde, Türkiye'de bilimsel araştırma yapmanın zorluklarının da gözler önüne serildiği...

    60 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

    ***

    Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...

    "Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...

    Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...

    25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...

    Keyifli seyirler,
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top