Kıpırdama eleştirileri

Kısık ateşte fokurdayarak ağır ağır ilerleyen senaryosunu, T.J. Cimfel ile David White'ın kaleme aldıkları ve yönetmen koltuğunda da Brian Netto ile Adam Schindler'in oturmakta oldukları "Don't Move"; Los Angeles Sinema Okulu standartları çerçevesinde değerlendirdiğimizde...

Korkunun, "Slasher" alt kategorisindeki...

Gizemini uzunca bir süre koruyan...

Bir korku gerilim olarak geliyor karşımıza...

***

Gelin isterseniz, yapımcıları arasında korku sinemasının ustalarından Sam Raimi'nin de yer almasına ilaveten...

Başarılı görsel efekt ve makyaj uygulamalarıyla da dikkat çeken bu Netflix filmine biraz daha yakından bakalım...

***

Günün henüz tam olarak aydınlanmadığı...

Sabahın erken bir saatinde kocasıyla beraber yatmakta olduğu yatakta uyanan...

Ve sessizce kalkıp giyinerek...

Şarjdaki cep telefonunu evde bırakıp...

Yanına sadece küçük bir cep çakısı ile düşerek hayatını kaybeden oğlu Mateo'nun (Denis Kostadinov) kırmızı oyuncak teknesini de alan Iris...

Kendini sokağa atarken...

***

Dalgın dalgın ilerlediği aracıyla soluğu...

Oğlunun öldüğü mekan olan Massey Big Sur Eyalet Parkı'nın önünde alır...

Ve aracını park eder etmez de...

***

Dibinde...

Oğlunun fotoğrafı ve oyuncak ayıcığının bulunduğu ağacın gövdesine...

Bir kalbin içine oyulmuş kendisi ile kocasının isimlerinin baş harflerinin yanına...

Çakısıyla Mateo'nun adının baş harfini de kazır...

***

Ardından da...

Aşağı atlayarak intihar etmeyi planladığı...

Uçurumun kenarına doğru ilerler...

***

Ancak...

Tam atlayacakken...

"Güzel bir gün... Ohh... Manzara harika diyorlardı ama... Vay canına...

Bana aldırma, birazdan gideceğim... (Mateo'nun adının baş harfinin kazındığı ağacı ima ederek) Arkadaki anıtı gördüm..." diyen ve adının Richard (Finn Wittrock) olduğunu söyleyen bir erkek yanına vardığında...

***

Baktı ki bu ifade tarzı...

Iris'i niyetinden vaz geçirmeye yetmiyor...

İçinde ölen kız arkadaşı Chole'nin bulunduğu...

Kendisinin de iki ay boyunca komada kaldığı bir otomobil kazasından söz eder etmez...

***

Gevşetmeyi becerdiği Iris'in ağzından...

Mateo'nun ölüm hikayesini almayı başarır...

***

Sonrasında da...

Yan yana park edilmiş vaziyetteki araçlarına kadar birlikte yürürler...

***

Ve sıra artık...

Vedalaşarak ayrılma faslına geldiğinde de...

O ana kadar ki nezaketini terk eden Richard...

Şemsiye biçimindeki bir şok tabancasıyla uyuttuğu Iris'i...

Sürükleyerek kendi aracına götürürken...

Elleri ile ayaklarını bağlamayı da ihmal etmez...

***

Fakat...

Richard aracı kullanırken kendine gelen Iris...

Cebindeki çakı ile ellerindeki bağcıktan kurtulur kurtulmaz...

Kendisi ile Richard arasında...

Aracın bir ağaca çarparak duracağı bir boğuşma çıkar...

***

Ve bunun nihayetinde de bir ara...

Sanki Iris kurtuluyormuş gibi olsa da...

Aslında Richard Iris'e...

Son derece güçlü bir kas gevşetici enjekte etmiştir ve o sebeple de 20 dakikaya kadar...

Iris'in kendini kapatacak olan vücudu...

Neredeyse tamamıyla felç olmuş bir hal alacaktır...

***

İşte o yüzden de Iris...

Bütün bir hafta sonunu...

Ormandaki evinde geçireceği Richard'a direnmemelidir...

***

Ki zaten...

Söz konusu uyuşmaların ilk emareleri...

Özellikle de eller ile bacaklar da çoktan ortaya çıkmış...

***

Ve durum...

Ziyadesiyle endişe verici bir hal de almışken...

Kaçarak Richard'tan uzaklaşmaya çalışan Iris'in...

Gözleri dışındaki hiçbir uzvunun hareket edip tepki gösteremediği bedeni...

Bill (Moray Treadwell) adındaki yaşlıca bir orman köylüsü tarafından bulunurken...

***

Çok geçmez...

Bir el arabasına koymak suretiyle Iris'i evine taşıyan Bill'in kapısına...

Karısını aradığını söyleyerek...

İçeriye girip oturduğunda da...

Ona da aynı Chole olayından bahsedecek olan Richard dayanıverir...

***

Yani...

Kurtulduğunu zanneden Iris'in başı...

Yeniden Richard ile derde girmiştir...

Dakika 32...

***

Kelsey Asbille ile Finn Wittrock'ın performanslarının göz doldurmaya devam ettiği filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; bilhassa da Richard karakterini şaşırtan pek çok ters köşe sürprizi de bünyesinde barındıran, 60 dakikalık oldukça kanlı bir bölüm daha bekliyor olacak...

***

Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...

"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...

Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...

25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...

Keyifli seyirler,

Konusu ve ilerleyişi ortalama olsa da vermek istediği gerilimi verdi ve kendini ilgiyle izlettirdi zaten bu tür klişe konulu filmlerin amacı bu ve bence amacına ulaşan bi film beklentiye girilmezse izlenir

filmin sonu çok saçmaydı adamın neden kadına boyle bır şey yaptıgını anlayamadık saçma ve gereksız bır fılmdı.Ama basrol erkek çok yakışıklıydı.

Boşuna izlemeyin çok basit ve saçma film zaman kaybı oturup söyle film izleyelim dersiniz yaa işte o film bu değil lütfen kusura bakmayın