Yapay zekanın etik sınırları!
Yazar: Banu BozdemirBu hafta sinemalarda olan Chris Weitz’in yönettiği Afraid / Sizi Dinliyor, kontrolsüz gelişen teknolojinin ve yapay zekanın ürkütücü doğasını sorguluyor; bu anlamda her şeyi üstüne alınan, vahşileşen bir bebeğin etrafında dönen gerilim bilimkurgu filmi M3GAN’ı fazlasıyla andırıyor diyebiliriz.
Filmin konusu bir hayli açıklayıcı; Curtis ve ailesi sıradan, organik bağları bulunan bir aile. Ortanca çocuğun 13 yaşına kadar telefon kullanması yasak, iPad kullanımı sınırlı, yani fazla teknolojiden olabildiğince uzak duran bir aile diyebiliriz. Sakınılan göze çöp batarmış misali, Curtis’in evine yeni bir ev cihazı test amacıyla getirilir, yeni bir tost makinesi değil elbette! Kendine fazlasıyla güvenen, AIA adlı dijital aile asistanı, yani nam-ı diğer (bu aralar pek ağzımıza dolanan) yapay zeka! Disney’in Akıllı Ev filmini üst seviyelere taşıyan filmde AIA her şeyi yapabilir görünüyor, öncelikle ailenin ihtiyaçlarına göre, onlara bir çözüm ortağı, bir anne edasıyla davranan yapay zekamız sonrasında 180 derecelik bir dönüşle varlığını baskıcı bir şekilde ortaya koyuyor. Filmin bir özelliği de var ki 90’ların TV dizilerine öykünen bir havada ilerliyor, tam korku filmi demek imkansız belki gerilim - bilim kurgu demek daha doğru olacaktır.
Film derdest edilmiş bir anlatımla karşımıza çıkıyor, yapay zekanın hakimiyetini anlatan film, ilerisi için uyarı mekanizması gibi, bir uyarı hafızası gibi işliyor ve dikkat işler çığırından çıkar demeye getiriyor. Gerçi her robot filminde dikkat çekilen tema da bu olur, dünyamızı yok edecekler dedikçe insanlık olarak dünyaya daha fazla zarar vermeye devam ediyoruz. Aslında galiba bunun suçunu başkalarına atmak için sürekli daha üstün bir mekanizma üretme hevesi ve telaşında insanlık ama dünyayı daha berbat hale getirme işini henüz kimsenin üzerine atamadık!
Afraid genel bir bakış açısıyla yapay zekayı şu şekilde baskılayıp aşağılamaya çalışıyor; aile olgusunu, onun derinliğini yaratamayacağını ve bozmayacağını söylüyor. O yüzden işler ters gitmeye başladığında, dünya için S.O.S uyarısı verilmesi gerektiğinde böyle bir film iş görür gibime geliyor. Onun dışında film yarattığı yapay zeka atmosferiyle mücadele etme ve sonrasında teslim olma yolunu seçiyor, devamı gelir mi bilinmez ama gelirse de pek farklı bir seçenek sunacağını da sanmam!
Robotları insansı tasarlıyoruz ama asistan gibi şeyleri pek bir tasarımsal yaratıyoruz, burada da öyle olmuş. Sonuçta Afraid pek incili mincili, ses olarak bir kadın tarafından seslendirildiği için kadın versiyon algısı da yaratılıyor, anaçlık ve kötülük bir noktada buluşuyor. Film bir anlamda yapay zekanın geleceği konusunda ışık yakarken, bir yandan da giderek otomatikleşen dünyada insan olmanı özünü unutmadığını da fısıldamaya çalışıyor. Yapay zekanın etik sınırlarını sorguluyor! Afraid yine de bir izle ve unut filmi olarak haftamızı şenlendiriyor!
banubozdemir@gmail.com