Ortalama puan
3,0
4 Puanlama
Filme Gel hakkında görüşlerin ?

1 Kullanıcı eleştirisi

5
0 Eleştiri
4
0 Eleştiri
3
0 Eleştiri
2
0 Eleştiri
1
1 Eleştiri
0
0 Eleştiri
1,5
2 Ocak 2025 tarihinde eklendi
Doğaçlama konuşulduğu iddia edilen senaryosunu da kaleme alan İhsan Taş'ın yönetmen koltuğunda oturmakta olduğu "Filme Gel"; güçlü oyuncu kadrosuna rağmen...

Sahiden de insana...

"Filme Gel" dedirtmesine ilaveten güldürmeyi de beceremeyen, manasız bir komedi olarak geliyor karşımıza...

***

Gelin isterseniz, oldukça düşük bir bütçe ve bir o kadar da "kifayetsiz bir sinema vizyonu" ile çekildiği...

Hemen her halinden belli olan bu filme biraz daha yakından bakalım...

***

Yönetmen ayaklarına yatan Necmi (Fırat Doğruloğlu)...

Öpüşme sahnesi bulunmaması halinde...

Başrol de oynamayı kabul etmeyeceği gibi...

Finansman da sağlamayacağını açıkça ifade eden bir yapımcıya (Kahraman Sivri)...

Yeni film projesinden söz ederken...

***

Halis (Metin Keçeci) ile Muhlis'de (Metin Yıldırım)...

Döverek paketledikleri Sansar Selim'i (Deniz Hamzaoğlu)...

Kendisini silahla vurarak infaz edecek olan patronları...

Kadırgalı Kerim'in (Erkan Petekkaya) huzuruna getirmişler...

***

Diğer yandan da...

Yaptığı hiçbir iş de dikiş tutturamayan Muzo (Orçun Kaptan) ise...

Kankaları Necmi ve bir filmde başrol kapma hayalleri kurmasına rağmen dublörlükle idare eden Çetin (Tolga Güleç) ile Çamlıca tepesinde buluşarak...

Sohbet etmek de...

Ve bir türlü iflah olmaz bu hallerine birlikte bir çıkış yolu aramaktayken...

***

Laf dönüp dolaşıp...

Daha ilk haftada bir milyon gişe yapan...

Necmi'nin kendi filmlerini çekme hayaline gelir...

***

Bu arada...

Öteki aylak takımıyla bir arada...

Kahvede pişpirik oynarken 5TL ödeyerek satın aldığı Kazıkazan'dan Hüsnü Kuzu'ya (Levent Ülgen)...

Karısı Selma (Çiçek Dilligil) ve oğluyla (Aras Özdoyuran) beraber...

7 gün 7 gece boyunca Çanakkale'deki Sunsan Hotel'de yapabileceği bir tatil çıkmış...

Ve hazır kendi otomobilleriyle de yola koyulmuşlarken...

***

Gitmekte oldukları otele doğru...

Tebdili kıyafetli...

Müfettiş Hüsnü Kuzu liderliğindeki...

Son derece gizli bir ekibin de...

Bakanlık denetimi amacıyla, Ankara'dan yola çıktığı haberi de...

Resepsiyondaki Gözde'ye (Rüya Coriç) ulaştırılmış...

***

Sırf o sebeple de...

Vardıklarında...

Müfettiş zannedilen bizim gariban Hüsnü ile ailesine...

Otelin kral dairesi tahsis edilirken...

Gerçek müfettiş ile karısı da...

Alt kattaki Milli Piyango odasına yerleştirilmiş...

***

Ertesi sabah da otel...

Ankaralı Hüsnü Kuzu tarafından para cezasına çarptırılmıştır...

***

Neyse...

Aynı esnada...

Necmi, Muzo ve Çetin...

İyice yaşlanmış vaziyetteki Muzo'nun annesinin altınlarını...

Kendisine çaktırmadan ödünç alıp sermaye yapmaya...

***

Zaten...

Yeterince mala mülke sahip olmasına ilaveten...

Hidayete de eren Kadırgalı Kerim'de...

Mafya dünyasını terk ederek...

Normal hayata dönmeye karar verdiklerinde...

***

Zaten orada tatilde olan Kuzu ailesi ile...

Aralarına...

Yaşlı bir damatla evlenmeyi reddettiği için düğünden apar topar kaçan gelin Seda'nın da (Aslıhan Karalar) katıldığı Necmi, Muzo ve Çetin'den oluşan film ekibiyle...

Kadırgalı Kerim ile Halis ve Muhlis'ten oluşan ünlü suç şebekesinin yolları...

Kerim'in bizzat sahibi olduğu...

Çanakkale'deki Sunsan Hotel'de kesişir...

Dakika 40...

***

Bu üç farklı grubun sayesinde...

Neredeyse önceki günlerden kalmış yemeklerin aynı tencereye konularak yeniden şöyle bir kaynatıldığı...

Sonuçta da ortaya...

Sasımış sebzeli türlü lezzetindeki bir curcunanın çıktığı filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; izlemeseler de herhangi bir kayıplarının olmayacağını gönül rahatlığıyla ifade edebileceğimiz, ziyadesiyle gereksiz...

50 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

***

Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...

"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...

Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...

25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...

Keyifli seyirler,
Daha Fazlasını Göster