Senaryosunu da kaleme almasının yanı sıra ilk uzun metrajlı (debut) sinema filmini çekmek gayesiyle Charlotte Regan'ın yönetmen koltuğunda oturmakta olduğu "Scrapper"; sımsıcacık bir "dramedy (drama comedy)" olarak geliyor karşımıza...
***
Gelin isterseniz, oldukça düşük bir bütçeyle çekildiği her halinden belli olan ve dünya prömiyerinin yapıldığı Sundance Film Festivali'nde Jüri Büyük Ödülü'nü de kazanan; BFI, BBC Film ve DMC Film ortak yapımı, bu bağımsız (indie) İngiliz filmine biraz daha yakından bakalım...
***
Londra'nın çeperlerindeki...
Çoğunlukla mültecilerin oluşturduğu mavi yakalı ailelerin yaşamakta olduğu bir bölgedeki evini, elektrik süpürgesiyle...
Örümcek gibi canlılara, zarar vermeden temizleyip...
Bir poşete doldurduğu çöpleri, kapının önündeki çöp bidonuna koyan 12 yaşındaki Georgie (Lola Campbell)...
***
Koltuktaki minderleri de, telefonundaki...
Aynı koltukta oturmuş poz veren, ölmüş annesi Vicky'e (Olivia Brady) ait fotoğrafa bakarak düzenler...
***
Zira evin...
Onun sağlığındaki biçimde kalmasını arzulamaktadır...
***
Ardından da...
Kendisi bisiklet çalarken...
Geride...
Erketelik görevini üstlenecek olan Ali'ye de (Alin Uzun) seslenip çağırarak, yola koyuluverir...
***
Eğer hırsızlık yaparken...
Bir yere bağlanarak, sabitlenmiş vaziyetteki...
Kilidini açtıkları bisikletin sahibine yakalanacak olurlarsa da...
Georgie'nin...
"Yoldan geçiyorduk ve biz, bu bisikletler; yola çıkmak için uygunlar mı diye kontrol ediyorduk..." türündeki mazereti de çoktan hazırdır zaten...
***
İş biter bitmez de...
Çalabildikleri bisikletleri...
İkinci elde, bunların satışını gerçekleştiren Zeph'in (Ambreen Razia) dükkanına götürerek paralarını alırlar...
***
Bu arada...
Sosyal Hizmetler'deki görevli Sian (Jessica Fostekew) ile Youseff'i (Asheq Akhtar), amcası Winston Churchill ile beraber yaşadığına ikna etmiş olan Georgie...
Onları da...
Müşterisi olduğu mahalle marketinin kasiyeri Josh'ın (Joshua Frater-Loughlin), cep telefonuna kaydettiği konuşmaları düzenleyerek kandırmaktadır...
***
Neyse...
Bazı akşamlar...
Annesi Nina'dan (Aylin Tezel) izin alan Ali'nin, oyunlar oynadıkları Georgie'nin evinde takıldığını...
Yatma vakti geldiğinde de...
Başlı kıçlı olarak aynı yatakta uyuduklarını görüyoruz...
***
Ertesi sabah...
Georgie ile Ali...
Uyanıp televizyon karşısında, hazır atıştırmalık tarzı bir şeyler yiyerek sohbet etmekteyken...
Kapıyı kullanmak yerine...
Duvarın üzerinden bahçeye atlayıp, birden karşılarına dikilen bir yetişkin kendini...
Sırtındaki formanın da asıl sahibi olan...
Georgie'nin, 12 yıl önce annesi ile kendisini...
Bir başlarına bırakarak, terk ederek gittiği için hiç tanımadığı babası Jason (Harris Dickinson) olarak takdim edip...
***
İçeriye girmesine izin vermeyen Georgie'yi de...
Sosyal Hizmetler'i arayıp, tek başına yaşadığını bildirmekle tehdit etmek suretiyle...
Açtığı bayrağı...
Şimdilik indirmesini sağlayacak...
***
Ancak...
İspanya İbiza'da çalışıp orada yaşayan 30 yaşındaki Jason'ın gerçekte...
Bir vampir, bir eski mahkum hatta bir gangster olabileceğini de hayal eden Georgie ile Ali...
Biraz zaman kazanıp...
Onu, başlarından def etmenin yolunu araştırmayı sürdüreceklerdir...
***
Üstelik...
Yakaladığı ilk fırsat da, ceplerini karıştırdığı gocuğunda...
Bir adet silah mermisi de bulduğunda...
Georgie'nin kafası...
Daha da bir karışacak...
***
Ali'yi ise bu durum...
Jason'ın...
Georgie'yi öldürüp öldürmemeyi, planlayıp planlamadığını dahi düşünmeye sevk edecektir...
***
Derken...
Georgie ile Ali, bisiklet hırsızlığına devam edip...
Çalarak getirdikleri bisikletleri, Georgie'nin evinin önünde...
Sprey boya ile boyarlarken kendilerini gören Jason...
***
Bu işlemin yeterli olmayacağını ve polis takibinden kurtulmak amacıyla...
Seri numaralarını kazımalarının gerektiğini de söyleyecek...
Hatta bunun...
Nasıl halledileceğini...
Kendilerine...
Gösterecektir de...
***
Ama...
Ne yaparsa yapsın...
İsterse ağzıyla kuş tutsun...
Geceleri uykusu kaçtığında, cep telefonundaki annesine dair aynı videoları...
Tekrar tekrar izleyen Georgie...
***
İzin almaksızın, karıştırdığı telefonunda...
Tek bir olumsuz ize dahi rastlayamadığı Jason'ın...
Kendisinden sakladığı sırlarının mevcut olduğundan...
Şüphe duymanın da ötesinde, neredeyse son derece emindir...
***
Ve...
O yüzden de kendisine...
Bir türlü güvenememektedir...
Dakika 36...
***
Çocuklarıyla birlikte izlenebilecek film arayan ebeveynlere, gönül rahatlığıyla önerebileceğimiz filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; kimi sahnelerinde, görüntü yönetmeni Molly Manning Walker'ın...
Koşturarak görüntü aldırdığı hareketli el kamerası eşliğinde...
Georgie ile Jason arasındaki buzların nasıl eriyeceğini seyredecekleri, 58 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...
***
Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...
"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...
Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...
25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...
Keyifli seyirler,