Senaryosunu da, başroldeki iki önemli karakterden Elwood J. Blues'u canlandıran Dan Aykroyd ile beraber yazan John Landis'in yönetmen koltuğunda oturmakta olduğu “The Blues Brothers”; performanslarıyla filme renk katan James Brown, Cab Calloway, Aretha Franklin, Ray Charles, Chaka Khan ve John Lee Hooker'ın, kulaklarımızın pasını silen seslerini de duyma fırsatı bulduğumuz, müzikal bir komedi olarak geliyor karşımıza...
Gelin isterseniz, 27.5 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilen ve Amerika Birleşik Devletleri Kongre Kütüphanesi'nce 2020 yılında; "kültürel, tarihsel veya estetik açıdan önemli" bulunarak Ulusal Film Sicili arşivlerinde saklanılmasına karar verilirken, brüt 115.2 milyon dolarlık bir hasılat rakamına da ulaşılmış olan bu "sinema klasiğine" biraz daha yakından bakalım...
***
- Illinois İslah Departmanı'na Bağlı Joliet İslah Merkezi -
Hücresinde uyumakta olan "Joliet" Jake Blues (John Belushi), iki gardiyan (Tom Erhart, Gerald Walling) tarafından sabahın köründe uyandırılarak kaldırılır...
Zira üç yıldır bu merkezde cezasını çekmekte olan adi suçlu Jake, görevli memurdan (Frank Oz) eşyalarını teslim aldıktan sonra şartlı tahliye ile serbest bırakılacak...
Ve kendisini...
Cadillac marka otomobillerini, bir mikrofonla takas ettiği için hurda mezadından satın aldığı 1974 model Dodge marka polis aracını kullanmakta ve kendisi gibi eski bir müzisyen olan kardeşi Elwood J. Blues karşılayacaktır...
***
Blues biraderlerin ilk uğrak yerleri de; kendilerinin de içinde büyüdükleri, Katolik Saint Helen Kutsanmış Kefen Yetimhanesi olur...
Çünkü...
Her ne kadar şimdi bu fikrinden büsbütün vazgeçmiş olsa da, çıktığında ilk ziyaret edeceği yerin; burası olacağını söylemiştir Jake kardeşine...
Böyle olunca da...
Jake'e yönelik bir emrivakiye dönüşerek de olsa, Blues biraderler soluğu; binanın üst katındaki, Rahibe Mary Stigmata'nın (Kathleen Freeman) odasında alırlar...
***
Rahibe Jack ile Elwood'a, ilçe belediyesinin geçen ay bu bina için 5 bin dolar vergi tespit ettiğini ve binayı Eğitim Dairesi'ne satmayı planlayan kilise kurumunun; bu parayı ödemeye yanaşmamasının yanı sıra kendisini de deniz aşırı misyonlara göndereceklerini söyleyecektir...
Bunu duyan biraderlerden Jake, sabaha kadar bu parayı bulup getirebileceklerini belirtse de; yasa dışı yollardan elde edilmiş parayı kabule yanaşmaz, "şişko Penguen" şeklinde hitap ettikleri Rahibe...
***
Neyse...
Rahibenin odasından tekme tokat kovduğu Jake ile Elwood'u; kendilerine birer içki ikram edip ardından da Triple Rock Baptist Kilisesinin Rahibi Cleophus James'e (James Brown) yönlendirecek olan yetimhanenin emektar çalışanlarından Curtis (Cab Calloway), odasına davet eder...
***
Kiliseye vardıklarında...
Bir şefin (Alonzo Atkins) yönettiği bir solist (Chaka Khan), koro (James Cleveland'ın Güney Kaliforniya Topluluk Korosu), orkestra ve kilise cemaatinin eşlik ettiği Rahip James'in; "The Old Landmark" (1966) şarkısını söyleyerek, çılgınca dans etmekte olduklarını görürler...
Ki bu durum, üzerine ilahi bir ışık vuran Jake ile kardeşi Elwood'un; "aydınlanmalarına" yol açacak ve onlara, eski gruplarını yeniden bir araya getirme fikrini verecektir...
***
Bu dağılmış olan gruplarını toparlama işini konuşarak otomobilleriyle yolda ilerlerlerken; dikkati dağılan Elwood, kavşaktaki kırmızı ışıkta durmak yerine yoluna devam ettiği an peşlerine, sota da beklemekte olan polis takılıverir...
İşaret ederek kendilerini durduran memur Daniel (Armand Cerami) ve Mount (Steven Williams), otomobillerindeki Eyalet İlçe Belediye Suçlu Bilgi Sisteminde Elwood'un ehliyetini kontrol ettiklerinde; ehliyeti askıya alınmış Elwood'a ilişkin olarak, "Sürücüyü tutukla - Araca el koy" mesajıyla karşılaşırlar...
Ancak ne kendini tutuklatmaya ne de aracını teslim etmeye niyeti bulunmayan Elwood; memur Daniel'in istediği gibi araçtan inmek yerine, gaza basarak kaçmayı tercih eder...
Hem de şartlı tahliye edilmiş Jake'de aynı aracın içindeyken...
***
İlk araca takviye olarak gelen yine içinde iki polisin (Stephen Bishop ile filmin yönetmeni ve senaristlerinden biri olduğunu da bildiğimiz John Landis) bulunduğu bir başka devriye aracını daha peşlerine takan Jake ile Elwood; George A. Romero'nun tüketim toplumu ve insan doğası eleştirisi yaptığı "Dawn of the Dead" (1978) filmini anımsatırcasına, (aslında 1978 yılında kapatılarak tamamen devre dışı bırakılmış olan) Chicago'nun varoşlarından Harvey'deki Dixie Square Mall isimli alışveriş merkezinin altını üstüne getirirler...
***
Çok geçmez...
Polislerin elinden kurtulmayı becerebilen Jake ile Elwood otomobillerini, kapalı garaj niyetine, boş bir dükkanın içine gizleyerek; yayan olarak yola koyulup, tam da Elwood'un kalmakta olduğu otele kapağı atmaktayken otelin kapısında, gizemli bir kadının (Carrie Fisher) silahlı saldırısına uğrarlar...
Yara almadan atlattıkları bu saldırının ardından, nihayet Lloyd'un (Joe Cuttone) işletmekte olduğu sadece "erkeklere mahsus" otele girerler...
***
Ertesi sabah...
Grubu tekrardan canlandırma hayalleriyle yatan Jake ile Elwood, halen horuldayarak uyumaktayken...
Burton Mercer'ın (John Candy) ispiyonu sayesinde, kaldıkları yerin adresini tespit eden polis memurları Daniel ve Mount onları tam tutuklayacakken, önceki gece kapısını uçuracak düzeyde bir silahlı saldırı düzenleyen gizemli kadın, bu kez otelin bizzat kendisini havaya uçuracaktır...
Dakika 40...
Vizyona girdiği yıl sinema salonunda izlediğimiz filmin, bu kez klasik 133 dakikalık değil de, bile isteye 149 dakikalık "Extended Cut" versiyonunu tercih ettiğimiz geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; kadro zenginliği sayesinde, adeta bir yıldızlar geçidine dönüşen 109 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...
Keyifli seyirler,