En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
Turgay Buğdacigil
Takipçi
2.094 değerlendirmeler
Takip Et!
0,5
2 Ağustos 2024 tarihinde eklendi
Senaryosunu Sami Berat Marçalı'nın kaleme aldığı ve yönetmen koltuğunda da, "Silsile" (2014) ve "Yarına Tek Bilet" (2020) isimli filmlerine de yorum yazdığımız Ozan Açıktan'ın oturmakta "Kal"; romantik bir drama olarak geliyor karşımıza...
***
Gelin isterseniz, seyircisiyle Netflix platformunda buluşturulan bu filme biraz daha yakından bakalım...
***
İçkisini yudumlamakta olan Semih (Burak Deniz)...
Gelen sinyal sesi sonrasındaki...
"Aradığınız kişiye şu an ulaşılamıyor... Sinyal sesinden sonra lütfen tekrar deneyin..."
Mesajı ardından sinirlenerek...
Elindeki telefonu duvara fırlatır...
***
Ve kendini birden...
Beril (Berrak Tüzünataç) ve Nazım (Ersin Arıcı) ile de karşılaşacağı bara atıverir...
Ancak...
Bizim yorum da...
An itibarıyla burada noktalanmak mecburiyetinde kalır...
***
Zira...
Daha bir gün önce Mustafa Kara'nın "Kalandar Soğuğu"nu (2015) beğeniyle izleyerek...
Yine bu mecrada yorumlamış birisi olarak...
"Kal"ın...
Gerek oyunculuk ve gerekse de konu bağlamında...
Ulusal kanallardaki...
Sadece belli bir kitleye hitap eden sıradan TV dizilerinden çok da öteye gitmediği...
Hatta Ozan Açıktan'ın kariyerine de yakışmadığı...
İşin en başında kolaylıkla anlaşıldığı...
***
Üstelik...
Gereksiz zaman kaybına tahammülümüzün bulunmadığı da dikkate alındığında...
Henüz dördüncü dakikadayken...
Daha düşük bir not olmadığı için "yarım puan" vermek zorunda kaldığımız...
Filmin fişini çekiyor...
***
Ve...
Siz değerli sinemasever dostlarımıza da üzülerek...
Benzeri bir tavrı önerebiliyoruz yalnızca...
***
Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...
"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...
Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...
25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...
Alışmış herkes standart romantik filmlere, basmış iki yıldızı. Aşk acısını hiç düşürmeden hissettirdi. Değişik birşeyler denenmiş, bu yüzden daha çok sevdim. Sevdiğim oyuncuların harmanlanmasıyla daha lezzetli olmuş, ben beğendim
Öncelikle bu fılm bu kadar düşük notu haketmiyor. Her ne kadar 5 yıldızlık film olmasa da hakettiği ortalama değeri bulabilmesi adına 5 yıldız verdim. Ortalama fabrikasyon romantik film izleyicisi bu filmde beklediğini bulamaz doğal olarak. Farklı bir şey denenmiş (ya da ben önceki bir örneğine rastlamamış olabilirim). Ve bu çok hoşuma gitti (bunda gençliğimin geçtiği Kadıköy ve Moda sokaklarında cereyan eden bir film olmasının etkisi de olabilir). Klasik tanışma-düğüm-çözüm-mutlu son dizgesinde olan aşk filmi genel şablonunun çok tersine bir olay akışı var. Hatta aşk filminden ziyade bir ayrılık filmi ve sürekli bu ayrılık acısı süreci içerisinde eski çiftin birlikte yaşadıkları bazı kesitlere yapılan geri dönüşlerle çok güzel bir tat yakalanmış. Çok sıradışı veya çok çarpıcı olmasa da filmin söylediği bir şey var, ve bunu çok güzel işlemiş. Dilan Çiçek Deniz'in zaten hayranıyım, bu filmde oyunculuğunu da gerçekten geliştirmiş olduğunu gördüm. Burak Deniz de çok iyiydi. Yardımcı oyuncuları da kast olarak da oyunculuk olarak da başarılı buldum. Özellikle Dolunay Soysert'e pek de canlandırdığına rastlamadığımız bir rolde tekrar hayran oldum. Sözün özü çok başarılı bir ayrılık filmi olmuş. Bir ayrılıkta olması gerektiği gibi burnumuzu sızlatan o acıyı film boyu hissetmemizi sağlyor ve bu hafif mazoşist bir keyif veriyor. Şairinde dediği gibi: "Ayrılık da aşka dair."
Otisabi severlerin anlayacagi dilde bir hikaye. Siradan dram ya da romantik komedilere benzemeyen, hayatin icinden bir hikaye. Çekimleri güzel, surukleyici sayilabilir. Fakat doyurucu değil malesef. o konuda hak veriyorum diger elestirilere.
Tamamen zaman kaybı anlamsız bomboş bir film yazan da yöneten de bune dememiş mi acaba çok merak ediyorum izlemeye değmez keşke yorumlara bakıp öyle izlemek isteseydim
Film gerçekten zaman kaybı, film de ünlü kişiler fazla ama çok kötü bir yapım olmuş. Hep birşeyler olacak diye beklerken film bitiyor. Ben hiç beğenmedim. Kesinlikle tavsiye etmiyorum.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.