Her ne kadar filmin başında...
"Gerçek olaylardan esinlenilmiştir" denilse de...
Gerçeklerle hiçbir alakasının bulunmadığı apaçık ortada olan senaryosunu da birlikte kaleme alan Adam Leader ile Richard Oakes'ın yönetmen koltuğunda oturmakta oldukları "Feed Me"; Los Angeles Sinema Okulu standartları çerçevesinde değerlendirdiğimizde...
Korkunun, "Komedi (Comedic)" alt kategorisindeki...
Bir korku gerilim olarak geliyor karşımıza...
***
Gelin isterseniz...
Neredeyse, tamamına yakını...
Kapalı tek bir mekanda çekilmiş olan bu filme biraz daha yakından bakalım...
***
Ayrı yaşadığı kocası Jed Freeman'ın (Christopher Mulvin) telefonlarını yanıtlamayan Olivia Freeman'ın (Samantha Loxley)...
Sağlık durumunu merak eden iki polis memuru (Nadia Lamin, Anto Sharp)...
Evin içine girip de üst kattaki...
Kötü kokuların gelmekte olduğu yatak odasına çıktıklarında...
Ölmüş olduğunu görüp durumu...
Üzüntüsünden kahrolacak kocasına da bildirecek...
***
Ve...
Aynı Jed...
Cenaze töreni sonrasında gittiği Graham'in barında...
Kendisini dünyanın tüm yüklerinden kurtaracağını iddia edip...
Üzerinde telefon numarasının yazılı olduğu...
Kartını da veren...
"Yalan" lakaplı Lionel Flack (Neal Ward) ile tanışacak...
***
Evine varıp düşüncelere daldığında kederinden...
Bileğini keserek intihar etmeye kalkıştığında da...
Telefonuna sarılıp...
Kendisini yiyerek tüketecek...
Ve böylelikle de yeniden Oliviasına kavuşturacak olan Lionel'ı arayacak...
***
Ardından da...
Ertesi gün saat 18:00'de...
Yine Graham'in barında buluşup...
Konuyu uzun uzadıya müzakere edip...
İngilizceyi Texas aksanı ile konuşan Lionel...
Jed'e bir sözleşme imzalatır imzalatmaz da...
***
Lionel'ın...
Bir işkence hane ile hijyenden tamamen yoksun bir mezbahayı anımsatan evine gidilerek...
Ölümden sonraki hayata yolculuk operasyonuna başlanılırken...
***
"Spoiler" vermek suretiyle, henüz seyretmemiş olanların ağızlarının tadını kaçırmak istemediğimiz için anlatımımızı...
Bizde burada noktalayacağız...
Dakika 26...
***
Midesi sağlam olmayanlara katiyetle öneremeyeceğimiz filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; yamyamlığın türlü şekillerinin uygulanıldığı, 70 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...
***
Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...
"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...
Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...
25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...
Keyifli seyirler,