En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
Turgay Buğdacigil
Takipçi
2.094 değerlendirmeler
Takip Et!
0,5
2 Ağustos 2024 tarihinde eklendi
Senaryosunu, "The Strangers"ın (2008) yönetmeni Bryan Bertino'nun hikayesinden uyarlayarak Alan R. Cohen ile Alan Freedland'in kaleme aldıkları ve yönetmen koltuğunda da Renny Harlin'in oturmakta olduğu "The Strangers: Chapter 1"; her ne kadar kısmi "Gore (Splatter)" ögeler içeriyor olsa da, Los Angeles Sinema Okulu standartları çerçevesinde değerlendirdiğimizde...
Korkunun, "Slasher" alt kategorisindeki bir film olarak geliyor karşımıza...
***
Gelin isterseniz, 8.5 milyon dolarlık bir bütçeyle kotarılarak; brüt 35.8 milyon dolarlık bir gişe rakamına da ulaşılmasının verdiği cesaretle, "Chapter 2" isimli bir devamının daha çekileceği duyurulan bu filme biraz daha yakından bakalım...
***
Ağaçlar ve engebeli kayalık bir zeminin bulunduğu bir arazide...
Arkasına dahi bakmadan koşarak...
Kendisini kovalayan...
Ellerinde balta ve pala bulunan...
Bir erkek ile iki kadından oluşan üç psikopat katilden (Matus Lajcak, Olivia Kreutzova, Letizia Fabbri) kurtulmak amacıyla kaçmakta olan Jeff Morell (Ryan Bown)...
Nihayetinde...
Kimliklerini maskelerinin ardına gizlemiş olan düşmanlarınca enselenerek öldürülür...
***
Ve ardından da...
"FBI'a göre, Amerika'da her yıl; 1.4 milyon şiddet suçunun işlendiği tahmin edilmekte olup... Bu da, her 26.3 saniyede; bir suç işleniyor anlamına gelmektedir...
Ki, siz bu filmi izlemeye başladığınızdan bu yana da; yedi suç işlendi bile...
Şimdi görecekleriniz de, içlerinden en vahşi olanlardan birinin hikayesi..."
Şeklinde genel bir bilgilendirilme yapılır...
***
Ve kendimizi...
Oregon'da bir yerde...
Otomobillerine binmiş Portland'a doğru ilerlemekte olan Ryan (Froy Gutierrez) ve kız arkadaşı Maya'yı (Madelaine Petsch)...
Birlikteliklerinin beşinci yılında...
Tatlı tatlı...
Sohbet ederlerken buluruz...
***
Derken...
Kuş uçmaz kervan geçmez...
Ormanlık bir arazinin ortasından geçmekteyken...
O ana kadar kendilerine yol gösteren GPS sinyali birden kaybolur...
***
Ama yine de...
Çok da büyük bir endişeye kapılmayan Ryan ile Maya'nın yüzünde...
Özellikle de...
Oregon'a bağlı...
468 nüfuslu Venus adlı bir kasabanın yol tablasına rastladıklarında...
Güller açacak...
***
Sonrasında da...
Karınlarını doyurmak üzere...
Otomobillerini önüne park eder etmez kapağı...
Kasabanın restoranına atacaklar...
Ve kendilerine garsonlardan Shelly (Ema Horvath) hizmet edecekken...
***
Aynı mekanda...
İkinci evlilik yıl dönümlerini kutlayan...
Eden (Rafaella Biscayn) ve Neil (Pablo Sandstrom) ile de tanışacaklardır...
***
Neyse...
Yemek faslını tamamlayıp...
Ödemeyi yaparak yol tarifi de almak gayesiyle...
Kasanın başına geçtiklerinde gözlerine...
Kendileriyle aynı yerde mola vererek yemek yemiş olan Jeff Morel'e ait 10.000 dolar ödüllü kayıp ilanı ilişecek...
***
Ve...
Shelly ile Carol'dan...
Onun kayboluş öyküsünü dinleyeceklerdir...
***
Jeff'in de...
Kendileriyle aynı siparişi vermiş olmasına rağmen...
Bunu kafalarına pek de takmayan Ryan ile Maya...
Son model BMW marka otomobillerine yeniden geçip oturduklarında...
Ne yazık ki...
Marş basmadığı için çalışmayacaktır...
***
Böylelikle de...
Alternatör arızası yaptığı söylenen araç Rudy'nin (Ben Cartwright) tamirhanesine çekilirken...
Gerekli onarım yapılacak ve yollarına da devam edebileceklerdir...
***
O yüzden de geceyi...
Kasabadaki motel tadilat altında olduğu için...
Airbnb üzerinden kiralanan evlerden...
Kasabanın dışındaki Joe Gressis'inkinde (Stanislav Satko) geçirecekler...
Ve hatta kendilerini oraya...
Biraz önce iyi bir bahşiş bıraktıkları Shelly götürecektir...
***
İlk başta Ryan...
Bu beklenmedik arıza ve devamındaki saçmalıkları...
Kendilerine kurulmuş bir tuzak olarak değerlendirse ve bunu Maya'ya da anlatmaya çabalasa da...
Olan biten de herhangi bir gariplik göremeyen Maya...
Ryan'i ikna etmeyi de başaracak...
***
Ve eve vardıklarında...
Karşılarına çıkan tek terslik buzdolabının çalışmıyor olmasından ibaretmiş gibi duruyor olsa da...
Kendilerini asıl tereddütte bırakan husus...
Gecenin bir yarısı...
En yakın yerleşim yerine 10 kilometre uzaklıktaki bir bölgede...
Kapılarını alacaklı misali bir hiddetle çalan genç bir kadının...
"Tamara burada mı?" diye sorarak...
Öylece çekip gitmesi olsa da...
***
Bunun da ağızlarının tadını bozmasına izin vermeyen Ryan ile Maya...
Kasabadan satın aldıkları buz gibi biralar ile birlikteliklerinin keyfini çıkartırlarken...
Aniden Ryan'in astım spreyini...
Rudy'nin tamirhanesine çekilen otomobilde unuttuklarını fark edecek...
***
İş bu raddeye ulaştığında da Ryan...
Evin önündeki eski motosiklete atlayarak kasabaya gidip...
Hem kendi astım spreyini hem de karnı acıkan Maya için atıştırmalık bir şeyler alıp geri dönecektir...
***
Evet kafalarındaki plan böyledir...
Ancak Ryan evden çıkar çıkmaz...
"Tamara burada mı?" sorusunun...
Bir kez daha yöneltileceği şiddetle...
Kapı yeniden çalınmasın ve Maya'nın huzuru...
Büsbütün kaçmasın mı...
***
Zaten...
Maya henüz fark etmemiş olsa da...
Eve çoktan girilmiş...
Ve...
Kafasında maske bulunan bir manyak tarafından da...
Tüm hareketleri...
Titizlikle takip edilmektedir...
***
Çok geçmez...
Evin elektrikleri de...
Tümden kesiliverir...
***
Ki kesilir kesilmez de Maya...
Evin içinden gelen bir takım sesleri işitmeye başlar...
Dakika 34...
***
Şu ana kadar olduğu bir biçimde, "bu kadarı da olmaz" dedirtecek türdeki "tanıdık korku gerilim klişesini" bünyesinde barındırmayı sürdürecek ve o sebeple de, kolaylıkla tahmin edilebilecek olan filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; Ryan ile Maya'nın yaşayacakları kanlı terörün gözler önüne serileceği, 57 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...
***
Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...
"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...
Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...
25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...
Film, esinlenildiği 2008 yapımı filmdeki gibi ıssız bir ortamda genç bir çiftin, kimliği belirsiz maskeli saldırganlar tarafından acımasız bir şekilde terörize edilmesini konu alıyor. Ancak bu kez, olay örgüsü daha derinlemesine işlenmiş ve karakterlerin içsel mücadelelerine daha fazla odaklanılmış. Film, modern korku filmlerinde sıkça karşılaşılan "jumpscare" sahnelerinden kaçınıyor ve daha çok psikolojik gerilim öğelerine ağırlık veriyor. Saldırganların yüzeyde motivasyonsuz gibi görünen sadist oyunları, izleyiciye derin bir rahatsızlık hissi veriyor. Renny Harlin’in yönetmenlik tarzı, gerilimi sürekli artıran ve izleyiciyi koltuğuna çivileyen bir tempoda ilerliyor. Özellikle sessizlikler ve beklenmedik anlarda gelen ses efektleri, gerilimi daha da tırmandırıyor.
2008 yapımı The Strangers ile karşılaştırıldığında, 2024 yapımı olan bu film daha karmaşık ve katmanlı bir senaryoya sahip. Karakterlerin geçmişlerine dair küçük ipuçları, hikayeyi daha anlamlı hale getiriyor ve izleyiciyi tahminler yürütmeye itiyor. Ayrıca, film teknolojik unsurlarla modernize edilmiş. Gerilim ve korku atmosferi başarılı olsa da, zaman zaman hikayenin tahmin edilebilir olması ve bazı sahnelerin uzun tutulması, tempoyu düşürebiliyor. Ayrıca, saldırganların motivasyonları tam anlamıyla açıklanmadığı için, izleyiciye biraz yüzeysel bir korku deneyimi sunuyor. Çerezlik izlenebilir.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.