En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
DthepYEK
Takipçi
233 değerlendirmeler
Takip Et!
3,5
4 Ekim 2015 tarihinde eklendi
Martin Scorsese bu kez aslında çok fazla bir zeka ürünü olmayan basit bir hikayesi olan bir filmle karşımıza çıkıyor. Ama söz konusu yönetmen Martin Scorsese olunca işin rengi değişiyor. O filmi allayıp pullayıp size öyle bir gösteriyor ki o basit konu bir kenara itiliyor. Martin Scorsese bir çok filmiyle adından çok söz ettirmiş ve hala daha söz ettiren bir yönetmen. Özellikle The Departed (Köstebek) filmine hayran kalmıştım. Yalnız bu filmin bu kadar çok adından söz ettirmesinin asıl nedeni bence Martin Scorsese den çok efsane bir oyunculuk çıkaran Robert De Niro dur. Robert De Niro resmen filmin bir kaç kademe atlamasını sağlamış. Başka bir oyuncu olsa bu film bu kadar popüler olur muydu ? - Hiç sanmıyorum. Özellikle kendiyle konuştuğu bölümler " Are you talking to me " repliğiyle akıllara kazınmış ve efsane bir karakter ortaya çıkmıştır. Bu bölümdeki hareketleri ile bu filmle Figth Club'ı biraz benzettim açıkçası. Film New York'un pislik içindeki sokaklarında taksi şoför olmaya karar veren ve kendi halinde yalnızlık içinde yaşayan bir adamı konu alıyor. Travis Bickle kendi halinde fazla yalnız kalmış bir adam. Ve kadınlara karşı nasıl davranacağını da pek bilmeyen biraz garip huylu biri. Genel olarak senaryosu ile beni pek etkilemeyen film, özellikle başlangıç kısımlarında çok ağır işliyor ve hatta sıkabiliyor. Oyunculuklarla biraz toparlamışlar o açığı da. Bu filmdeki Iris(Jodie Foster) - Travis Bickle(Robert De Niro) ilişkisini Luc Besson'ın Leon filmindeki Leon(Jean Reno) - Mathilda(Natalie Portman) ilişkisine benzettim. İkisi de o zamanlar genç oyuncularmış ve ikside çok kalite oyuncularla çalışmışlar daha sonra ikiside çok daha fazla filmde rol almış. Tabiki Leon daki durum bambaşka ama ufak bir benzerlik var. Özellikle Jodie Foster'ın oynadığı ilk ciddi yapım. Daha o zamandan ne kadar güzel olacağı belliymiş. Ben filmi çok fazla beğenmedim açıkçası, biraz fazla ağır kalmış ama oyunculukları ile kendini izlettiriyor film. Toplumun pislikleri kendi eliyle düzeltmeye çalışan yalnız ve garip bir adamın enteresan hikayesi. İyi seyirler... 7.5/10
Yalnız kaldığı için topluma ve toplumun kirli işlerine cephe alan,kahramanlığa soyunan bir adamın hikayesi.De niro oynamamış adeta yaşamış travis bickle'i,cybill shepherd gerçekten güzelliğiyle büyülüyor insanı.Özellikle son sahneler etkileyici diyebilirim,izlemeden önce açıkçası şüphelerim de vardı; çok olumlu yorumlar olduğu kadar olumsuzlar da vardı ama ben filmi çok olumlu buldum tabi eski olmasına rağmen işlediği şeyler açısından global sorunları ele alıyor ve izlenmeyi sonuna dek hak ediyor.
Toplumdan kendine yer edinmeye çalışan,istediklerini elde edemeyince topluma düşman olan ve kendince dünyayı değiştirme yoluna giden yalnız adam rolünde De Niro muhteşem bir oyun çıkarmış, ama bence film eleştirmenlerin ve elit görünme sevdalısı sinemaseverlerin iddia ettiği kadar iyi değil.
Taxi Driver'i izlenebilir kilan en büyük faktör bence oyunculuklar diyebilirim.Robert De Niro "Travis Bickle" karakterini adeta yasamis diyebilirim çok iyi bir oyunculuk çikartmis,Jodie Foster müthis oynamis,diger oyuncular da gayet iyi oynamislar.
Filme gelirsek bence Taxi Driver "kült" seviyesinde bir film degil isteyen istedigini desin bence Taxi Driver oyunculuk haricinde kült film denilmeyi hak etmeyen bir film.Filmi izlemeden önce psikolojik bir filmle karsilasicagimi biliyordum ve öyle de oldu zaten ben psikolojik film seyretmeyi seven biriyim fakat Taxi Driver maalesef psikolojik türündeki filmler arasinda benim için en iyiler arasinda yer alamayacak bir film peki Taxi Driver kötü bir film mi tabiki de hayir kötü bir film degil ama bir basyapit da degil.Film baslarda hemen beni kendine çekti fakat film ilerledikçe zivanadan çikmaya basladi.Izlemeden önce tamamen yalnizlik üzerine bir film sanmistim fakat hiçte öyle degilmis film ilerledikçe anlamsizlasmaya basliyor yani ben sahneleri birbiriyle pek bagdastiramadim filmdeki bazi sahneleri birbiriyle bagdastiramama nedenim belki de filmin o sahnelerde anlatmak istedigini anlamamis oldugum için de olabilir.Filmi izlerken nerdeyse hiç sikilmadigimi söyleyebilirim ama ben psikolojik filmleri sevdigim için sikilmamis olabilirim yani eger psikolojik filmlerden hoslanmiyorsaniz bu filmden uzak durun derim.Filmde kesinlikle yalnizligi anlatan saglam replikle var fakat ben bir filmde sadece repliklere bakmam.Filmin ilk 40-45 dakikasini izlerken gerçekten keyif aldim fakat sonrasinda gittikçe anlam veremedigim sahneler izlemeye basladim.Filmde ana bir olay yok küçük olaylar var yani sanki bir diziyi kisaltip film yapmissin gibi.Filmde begendigim seyler de vardi örnegin filmin sade olmasi fazla abartiya kaçmamasi(son sahneler hariç)ve ayrica filmin etkileyici sahnelerinin ve repliklerinin de olmasi filmin arti yönleri.Filmin sonunu begendim diyebilirim.Filmin soundtracki çok güzel filmi etkleyici kilmis.Son olarak filmi çok begendigimi söyleyemem ama yine de izlenilmeyi hak eden bir film Taxi Driver.
Travis Bickle, yeninden hızla ve beceriyle tabanca çıkarabilmek gibi kesik kesik ve sonlu hayallerin insanıdır. Topyekün, anlamlı bir hayat çizgisinden yoksun olduğu (böyle bir şans edinemediği) ve ayrıca filmin finalindeki katliamla örtüşebilecek zihinsel evreden geçmemiş birisi olduğu için yaşadıkları feci bir trajedidir. Onun üzerindeki, tiksindiği insanları gözünü kırpmadan öldürebilecek bir piskopatın soğukkanlılığı değildir. O görünüşü bir taklitten ibarettir. Zihninde kurduğu bir oluşu gerçekleştirmek isteyişi(²) ve bunun sonuçlarını sorgulayamıyor oluşu Travis Bickle’nin önemli bir hastalığıdır. Dış dünyadan aldığı tepkiler Travis Bickle’nin kafasında kurduğu tepkiler değildir. Bu yüzden neyi niçin yaptığı belli olmayan, ortalığı eline yüzüne bulaştırmış birisidir O. Zihni, bilince ve bilinçdışına aynı anda itaat etmeye çalışan karmaşık ve ikircikli bir zihindir. Bu yüzden Matthew’i (Harvey Keitel) vurduktan sonra az ilerideki basamaklarda bir müddet oturmuştur. Bu, kararsızlığın ve ‘ne yapıyorum ben?’ sorusunun yansımasıdır bana kalırsa. Bu ikircikliği filmin ikinci evresi sayılabilecek ‘eylem’ safhasında netliğe kavuşmuştu. Zihninde belirlediği eylemleri salimen tamamlayabilecek bir donanımı olmadığından saçmalar durur Travis...
Film genel itibariyle güzeldi ancak bana göre tek eksik tarafı bazı sahneleri izleyiciye sıkıcı gelebiliyor.Yani zaman zaman sıkıcı olması filmdeki sadelikten kaynaklanıyor da diyebiliriz.Yapım tarihine göre de yorumlarsak : gerek oyunculuk ve gerekse de anafikir şahane idi ... 10/8.4
Otuz beş yıldır söylenmesi gereken her şey söylendi zaten bu şaheser için.Şimdi artık ''en iyiler''in ortaklığını bir nostalji için izlemek lazım.On üzerinden üç puan veren sözde ''sinema'' izleyicileri için de Türk sinemasından ''nadide'' örnekler var son beş yılda.
Harika bir senaryo ve sade bir anlatım.. robert de niro mükemmel oynamış.. film müzikleri de hoştu.. bu filmin temel konusu yalnızlık ve yalnızlığın insanı nasıl etkilediği.. böyle bir konu nasıl o zamanda kalmış olabilir ki ? taksi driver her daim etkisini ve izlenebilirliğini koruyacaktır çünkü işlediği konu sadece 70 lere ait değil.. 10/10
Arşivlik kıymeti bilinmesi gereken bir film ama yorumları da abartmamak gerek. Özellikle filmin son sahneleri Cüneyt Arkının eski filmlerini fazlasıyla hatırlatıyor, hatta onları izlemiş gibi oluyorsunuz. 10/7
çekildiği zamana göre iyi bir film olabilir ama şimdiki zamana göre sıkıcı ve vasat birfilm olduğunu söyleyebilirim,de nironun oyunculuğunun hatırına 10/5
filmin konusu çok güzel,robert de nironun oyunculuğu iyi ama filmde başka hiçbirşey yok,bu film bence bir başyapıt olamaz,benim için sıradan bir film diyebilirim puanım;3
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.