Bir Zamanlar Gelecek: 2121 - Beyazperde.com eleştirisi : Bugünün mutlu hayatı, yarının cehennemi olabilir.

Türkiye’nin ilk kadın yönetmen imzalı bilimkurgu filmi Bir Zamanlar Gelecek: 2121 uzun süren festival maratonunun ardından bu hafta sinemalardaki yerini aldı. Serpil altın imzalı bir üçlemenin ilk filmi olan Bir Zamanlar Gelecek, yurt dışında gösterildiği birçok festivalden ödüller aldı, ancak ülkemizde, prömiyerini yaptığı Adana Film Festivali haricinde maalesef başka bir festivalde yer alma şansı bulamadı. Oysa bu tek mekanlı bilimkurgu, tam da festival izleyicisinin takip etmek isteyeceği bir yapım.

Yıl 2121, dünya kaynakları tükenmiş. İklim krizi ve kıtlık sebebiyle insanlar yeraltı kolonilerinde yaşıyor. Tüm ipler genç neslin elinde. Yıllar önce (muhtemelen 2071’de, zira ikinci filmin adı bu) yönetime el koyan genç nesil, dünyanın kısıtlı kaynaklarını korumak için bir sistem kurmuş. Ama bir şeyi hesaba katmamışlar. Gün gelecek onlar da yaşlanacak ve dünyaya gelecek yeni hayatlar, onların hayatını tehdit edecek.

Yakın gelecekte yaşanması muhtemel bir distopya hikayesi anlatan film, yine bir ilke imza atarak Türkiye’nin ilk sürdürülebilir yeşil film girişimi olarak da öne çıkıyor. Film ekibi tüm set boyunca geri dönüşümlü ürünler ve dekorlar kullanarak, bu girişimlerini hayata geçirmişler.

Yönetmen Serpil Altın klostrofobik bir distopya atmosferi yaratarak, ortaya tek mekanlı bir film çıkarırken, başrol oyuncuları Selen Öztürk, Çağdaş Onur Öztürk ve genç oyuncu Sukeyna Kılıç da bu stilize anlatıma destek vererek, zaman zaman sinir bozucu bir düzeye oluşan oyunculuklarıyla atmosferin hakkını veriyorlar. Tabii bu noktada deneyimli isim Ayşenil Şamlıoğlu’nun da adını anmadan geçemeyiz.

Yönetmen Altın verdiği röportajlarda ilham aldığı işlerden bahsederken, Cesur Yeni Dünya, 1984 gibi kitapların adını anıyor. Ancak bunlara ek olarak, Handmaid’s Tale, Black Mirror gibi yapımlardan ve Wes Anderson simetrisi ile Lanthimos atmosferlerinden izler bulmak da mümkün.

Doğurganlık, kıtlık, su kaynaklarının tükenmesi, gelen yeni hayatların, yaşlı nesillere göre daha sağlıksız olması ve yaşlı neslin organlarının genç nesillerde kullanılmak üzere alınması filmin ana temalarını oluşturuyor. Aynı zamanda pandemi dönemine de selam çakan film, zamanın genç direnişlerini de yaşlı çapulcular olarak tanımlayarak, bir kısır döngünün içinde olduğumuzun da sinyallerini veriyor.

Film prodüksiyon tasarımı, yaklaşık 15-20 draftlık senaryosu, uzun hazırlık süreci, cast direktörlüğü ve diğer teknik detayları göz önüne alındığında, bir ilk film için oldukça başarılı bir çerçeve çiziyor ve muhtemelen gelecek olan devam filmleri için de umut vaat ediyor.

Sinemamız adına heyecan verici bir ilk film izlemek isteyenler, bu hafta Bir Zamanlar Gelecek: 2121’i es geçmesin.

Mutlu hayatlar!

Hande Kara