“Yeniden çevrimin karşı konulamaz cazibesi!”
Yazar: Duygu Kocabaylıoğlu2023 yapımı ve OGM Pictures yapımcılığında hayata geçen taze “Aaahh Belinda” için bu tabir ile açılış yapsak, herhalde başımız ağrımaz. 1986’ya tarihlenen Atıf Yılmaz imzalı orijinal “Aaahh Belinda”nın günümüze uyarlanmış versiyonu bu hafta sonu itibariyle evimizin salonlarına da girerken, dumanı üzerinde bir eleştiri yazısı kaleme almak farz oldu.
Malum 1980’ler klasik Yeşilçam sinemasının artık yerle yeksan olduğu, paralelinde toplumsal değişim ve dönüşümlerin de zaten bambaşka sanat formlarına, çıkışlarına gebe olduğu yıllardı. Türk sinemasında usta-çırak kuşağının en yüreğe dokunan temsilcilerinden biri olan Atıf Yılmaz da 90’li yıllar itibariyle de sinematik rotasını ve anlatım dilini yeni arayışlar yönüne doğru kırmıştı; hem de kanatları altına Müjde Ar ismini alarak. Toplumun üst sınıfına mensup kadın bir tiyatro oyuncusunun kerhen oynadığı bir şampuan reklamından hareketle değişen toplum imgelerine fantastik bir bakış attığı “Aaahh Belinda” filmi de tam Türkiye’de ilk feminist kuşak hareketinin gözle görülür olduğu yıllarda gelmişti. 80’leri düşündüğümüzde seyirci açısından gerçekten farklı ve vurucu bir iş olan “Aaahh Belinda” senaryosu ise o güne dek Adı Vasfiye, Değirmen, Körebe gibi yapımların da senaryosuna imza atmış olan Barış Pirhasan’a emanet edilmişti. “Aaahh Belinda” o yıl 23. Antalya Film Şenliği’nde yani Altın Portakallarda En İyi Kadın Oyuncu, En İyi Yönetmen ve En İyi Film ödüllerine uzanarak sinema dilindeki yetkinliğini taçlandırmıştı.
Bugün seyrettiğimiz yeniden çevrim ise yaslandığı bu ciddi mirası yorumlamayı iyi başarmış bir akışla karşımıza çıkıyor. Bu yapımda yönetmen koltuğu Aşk 101, Ufak Tefek Cinayetler gibi popüler dizilere imza atmış olan Deniz Yorulmazer’e, senaryo ise her ikisi de Blu TV işi olan Yarım Kalan Aşklar ve İlk ve Son dizileri ile -tabir-i caizse- altın vuruş yapan Hakan Bonomo’ya ait.
Senaryonun ana omurgası aynı tutularak uyarlanan yeni “Aaahh Belinda”da yine zorla oynadığı bir şampuan reklamının senaryosu içerisine gerçekmiş gibi düşen ve bu süreçte aklını yitirmemeye çalışan üst sınıfa mensup bir kadın oyuncuyu, Dilara’yı seyrediyoruz bu sefer. Tıpkı orijinal karakter Serap gibi, Dilara da işine tutkuyla ve hatta ciddiyetle bağlı bir tiyatro oyuncusudur- bu detay kadın karakterin konumlandığı yer açısından önemli.
Öte yandan hem Serap’ta hem Dilara’da var olan, ‘kendi sınıfından olmayan hemcinslerini daha aşağıda görme tutumu’ yeni filmde, içinde bulunduğumuz döneme de uygun olarak, çok daha keskin çizgilerle karşımıza sunuluyor. Evet, Dilara da tıpkı Serap gibi gözünü açtığı evi ve beraberinde gelen hayatı henüz daha banyosundan itibaren yargılamaya başlayarak müthiş bir inkar ve akabinde küçük görme tavrıyla başına gelenlere isyan ediyor. O, ‘bu hayata kesinlikle ait olamaz’; kadına ışıltılı hayatını geri verin! Peki, Belinda şampuanını hayatlarında bir mucizeymiş gibi kullanacak yüzbinlerce hemcinsin için ne demeli? Ne yapsın sabah bankaya giden, akşam mutfağa giren, gece de çocuklarını yatırıp, beyinin gönlünü eyleyecek bu kadınlar? Bir noktanın açıkça altını çizelim 1980’ler çalışan beyaz yaka kadınına birebir şahit olmadım ama içinde bulunduğu dönemi bizzat deneyimleyen bir beyaz yakalı kadın olarak, yeni filmde orta sınıfa mensup, çalışan anne kadının (sıfatlar arka arkaya bitmiyordu sayın seyirciler) omuzlarındaki yükü az bile anlatmışlar diyebilirim! Film ana karakterinin isyanı ve duygu durumu açısından hedeflediğini vurmakla beraber ‘Dilara’nın dramı’ kadar aslında alttan alta eleştirdiği sınıfa da bir karanfil dalı uzatsaydı keşke… Bu da bu yeniden çevrime getirdiğimiz bir nazar boncuğu eleştirisi olarak burada dursun… Son olarak Hakan Bonomo’nun günümüze yaptığı uyarlamada heyecanı bir tık arttırmak için hafif bir polisiye sosu döktüğünü ve Handan’a azcık ters köşe bir çizgi çektiğini de ekleyelim.
Oyunculuklarda Neslihan Atagül ve Necip Memili karşılıklı olarak gerçekten döktürüyorlar. Atagül selefi Müjde Ar’ın çarpıcı oyunculuğunu taklit etmekten uzak, kendi fantastik evreninde kaybolmuş Dilara’nın ‘sapına kadar’ hakkını veriyor. Macit Koper’in canlandırdığı Hulusi’nin karşılığı olarak Necati rolünde seyrettiğimiz Necip Memili tam da kendisinden beklenen biçimde karakterini sırtlıyor, resmen bu rol onun için yazılmış gibi!
Uzun lafın kısası yerli sinema prodüksiyonlarımız arasında yakın dönemde çekilen en başarılı ve seyir keyfi yüksek yeniden çevrim diyebiliriz “Aaahh Belinda” için. Film, 7 Nisan 2023’ten itibaren Netflix platformunda yayında. Aman siz siz olun kendinizi rolünüze fazla kaptırmayın!
İyi seyirler!
Duygu Kocabaylıoğlu