Hesabım
    Zom 100: Bucket List Of The Dead
    Ortalama puan
    3,1
    1 Puanlama
    Zom 100: Bucket List Of The Dead hakkında görüşlerin ?

    1 Kullanıcı eleştirisi

    5
    0 Eleştiri
    4
    1 Eleştiri
    3
    0 Eleştiri
    2
    0 Eleştiri
    1
    0 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 2.094 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    27 Kasım 2023 tarihinde eklendi
    Senaryosunu, Haro Aso'nun yazıp Kotaro Takata'nın resimlendirdiği manga serisinden (2018 - 2023 yılı itibarıyla da devam eden) uyarlayarak Tatsuro Mishima'nın kaleme aldığı ve ilk uzun metrajlı (debut) sinema filmini çekmekte olan Yûsuke Ishida'nın da yönetmen koltuğunda oturmakta olduğu "Zom 100: Zombie ni Naru made ni Shitai 100 no Koto / Zom 100: Bucket List Of The Dead"; kapitalizmin, insanlık için...

    Zombi salgını gibi bir felaketten, daha da beter bir musibet olduğunun...

    Sıklıkla, "kara mizah (dark comedy)" bir jargona da başvurularak anlatıldığı; son derece başarılı, kıyamet sonrası bir aksiyon draması olarak geliyor karşımıza...

    ***

    Gelin isterseniz, yeşil perde ve görsel efekt teknolojileriyle başarılı makyaj uygulamalarının yanı sıra zorluk derecesi yüksek sahnelerindeki aksiyon koreografisini; Yûji Shimomura'nın üstlendiği, dublör oyuncuların performanslarına yaslanılarak çekilen Japon yapımı bu Netflix filmine biraz daha yakından bakalım...

    ***

    Sırtındaki çantası ve kravatlı, koyu renk takım elbisesiyle; beyaz yakalı bir çalışan olduğu, hemencecik anlaşılan 24 yaşındaki Akira Tendo (Eiji Akaso)...

    Tüm Tokyo'yu sarmış olan, mevcut zombi istilasına rağmen...

    Kendisini yakalayarak, ısırmaya çabalayan zombilerin arasında koşuşturarak; mesai başlangıç saatinde, işyerine yetişmeye çalışmaktadır...

    ***

    - 1 Yıl Önce -

    Bir Pazartesi sabahı, müthiş bir haz ve güler yüzlülükle...

    Kravatını bağlayıp, ceketini giyip...

    Sırtına çantasını da geçiren Akira; sanki mutluluktan uçacakmışsına, yolda gördüğü herkese...

    Selam vermek suretiyle, işyerine doğru...

    Yola koyulmaktadır...

    ***

    Zira bu...

    Akira'nın, hem de istediği nitelikteki bir sektörde...

    Bulmuş olduğu hayalindeki iş de, çalışacağı ilk gündür...

    ***

    Ne midir işi?

    Evet, Japon sinemasının büyük ustalarından Kurosawa'ya da "saygı" göndermesi yapılan Akira...

    Master Shot şirketinin, reklam prodüksiyonu departmanına katılacaktır...

    ***

    Üniversitede, Amerikan futbolu oynamak suretiyle dayanıklılığını geliştirmiş olmasıyla övünen Akira'nın; tatminkar ve samimi bir ortama sahip olarak gördüğü işyerindeki takım lideri, Gonzô Kosugi'dir (Kazuki Kitamura)...

    ***

    Tanıştığı diğer ekip çalışanlarına gelince...

    Sırasıyla, kendilerini Akira'ya takdim eden...

    Aralarında Ohtori (Yui Ichikawa) ve Yamaguchi'nin de bulunduğu yeni arkadaşları; Kosugi'nin liderliğinde, kendisi için...

    Aynı günün akşamında, biraların su misali içileceği...

    Bir hoş geldin partisi de düzenleyecek...

    ***

    Ve...

    Böylelikle Akira...

    İş hususundaki, tüm hülyalarının gerçekleştiğinden...

    Tamamen emin olacaktır...

    ***

    Bu partinin ardından...

    Eve gidip uyumayı, ertesi sabah da...

    İşe yeniden gelmeyi uman Akira'yı, oldukça uzun sürecek olan bir fazla mesai süresi beklemektedir...

    ***

    Öyle ki...

    İki gün üst üste çalışacak...

    Ve ancak...

    Üçüncü günün sabahında, evine gitmesine izin verilecektir...

    ***

    Yani...

    İdealindeki işi bulduğunu zannettiği işyerinde...

    Hem Akira'nın kendisi, hem de ekip arkadaşları; prangaya vurulmuş kürek mahkumları gibi çalıştırılarak, iliklerine kadar sömürülmektedir...

    ***

    Üstelik...

    Hafta sonları ve bayram tatillerinde de...

    Toplanılıp, bir araya gelinerek...

    Normal çalışma saatlerinde üstesinden gelinemeyen görevlerin, paylaşılarak halledildiği bir işyeridir de burası...

    ***

    Ofisi artık...

    Akira açısından, saçlarını da lavabosunda yıkadığı; evi halini almış...

    Ve...

    Böyle olunca da, evi ile ("cep dostu") işi arasında...

    Gidip gelmek gibi, gereksiz bir sorunu da kalmadığı için; gün içinde trene de ödeyeceği para, cebinde kalmaktadır...

    ***

    Neyse...

    Bu arada...

    İş yerinde, iyice bunalmış olan Akira'ya...

    Üniversitede de kendisiyle aynı takımda olduğu, en iyi arkadaşı Kenichiro Ryuzaki'nin (Shuntarô Yanagi); istifa ederek kurtulmasını önerdiğini öğreniyoruz...

    ***

    Ama...

    Ekip lideri Kosugi'nin de, kabalık içeren tüm zorbalıklarına rağmen Akira; girmek için ziyadesiyle uğraştığı Master Shot'tan ayrılmayı, göze alamamakta ve o cesareti...

    Kendisinde bulamamaktadır...

    ***

    Aynen...

    Düşünse de, kendini trenin altına atıp intihar edemediği gibi...

    Sabahları, uyanması için çalan...

    Telefonunun alarmını, ertelemeyi de göze alamayıp...

    21. yüzyıldaki tüm insani kuralların yok sayıldığı...

    Köleler gibi çalıştırıldıkları işyerine; yaklaşık bir yıldır, "tıpış tıpış" gidip mesaisine başlamaktadır...

    ***

    İşte...

    Bu, depresif ruh hali içindeki Akira...

    Her sabah olduğu gibi, yaşamakta olduğu binanın önündeki yaşlı beyefendiye; "Günaydın..." diye seslendiğinde...

    Onun, sokaktaki bir başkasını yemekte olan bir zombiye dönüşmüş olduğunu görecek ve o şaşkınlıkla; kaçmak için, tekrar evine doğru seğirttiğinde...

    Benzeri zombilerin, yaşadığı binanın...

    Hatta...

    Japonya'nın, her yerini sardıklarını fark edecek...

    ***

    Ancak o...

    Zombilere yem olmaktan çok, mesaisine gecikmekten korkacak...

    Ve sadece...

    "Bunlar olduğu için belki, belki de... Artık işe gitmeme gerek yoktur..." demekle yetinerek...

    Farkında olmadan...

    Sevincinden, havalara uçacaktır...

    ***

    - Bu bağlamdaki 1. Gün'de -

    Kendini, zombilerden tecrit ederek ayırmış olan Akira...

    Çıktığı binanın tepesindeki çatıda...

    Yere uzanmış, masmavi gökyüzünü izlerken...


    "Vay canına, dünya çok güzel... İşe gitmek zorunda değilim... En iyisi de bu!" deyip

    "Bugün ne yapacağım? Ne yapmalıyım?" sorularını, kendine yöneltirken...


    "Uzun zamandır, tatil yapmadım... Ne kadar oldu?

    Bir yıl mı? Sahi mi ya?

    O halde, uyuyarak zamanı harcamayayım!" diyerek hoplayıp zıplarken...


    İşyerinde, gözünü kendisinden alamadığı kızlardan Ohtori'yi aklına getirip; ne durumda olduğunu merak ederek, kendisine telefonuyla...

    "İyi misin Ohtori?" şeklinde bir mesaj gönderdiğinde...

    ***

    Ohtori'de anında...

    "Buraya gel..." yazıp, konum da ekleyerek geri dönüş yapacaktır...

    ***

    Sevinci, daha da bir katmerlenen Akira...

    Giderken müzik dinleyeceği kulaklıklarını, kulaklarına geçirip; bisikletine atladığı gibi...

    Caddelerdeki zombileri de peşine takarak, Ohtori'nin yanına doğru...

    Yola koyuluverecek...

    ***

    Ama...

    Bir yıldır, büyük bir aşkla bağlandığı Ohtori'nin...

    Önce, bir zombiye dönüşmüş olan; işyerlerindeki genel müdürlerinin (Mayo Kawasaki) metresi olduğunu öğrenirken...

    Ohtori'de, bir zombiye dönüşmek de çok gecikmeyerek...

    Akira'nın tüm hayallerini, boşa düşürecektir...

    ***

    Bunun üzerine...

    Kös kös evine dönen Akira...

    Kendi için...

    "İstediğim şeyi yapamıyorsam, zombilerin beni yemesini yeğlerim..." diyerek...

    "Zombi olmadan önce yapmak istediğim 100 şey..." adını vereceği...


    1. (Her ne kadar, sonradan üstünü çizse de) Birine, ona aşık olduğumu söylemek...

    2. Odamı temizlemek...

    3. Evde kalıp kamp yapmak...

    4. Bir kaplıcada gevşemek...

    5. Bir hostesle içki içmek...

    6. Motosiklet sürmek...

    7. Fiyatını düşünmeden, alışveriş sepetini doldurmak...

    8. Saçımı boyamak...

    9. Kendi portremi çizmek...

    10. Havai fişek patlatmak...

    11. Karavanla seyahat etmek...

    12. En iyi arkadaşımı bulmak ve ondan, düzgün şekilde özür dilemek...

    13. Herkesi kurtaran, süper bir kahraman olmak...


    Biçimindeki, "kapitalist üretim ilişkisi" çerçevesinde; üniversite mezunu olsa da...

    Kendisini, basit bir "üretim aracı" olarak gören bir sermayedarın; sevk ve idaresi altında, bir emekçinin gerçekleştirmesinin asla mümkün olamayacağı arzu ve talepleri ihtiva eden...

    Bu fani dünyadaki, gerçekten de yapmak isteyip de...

    Şu ana kadar realize edemediği hayallerinin, bir listesini oluşturacak...

    ***

    Sonrasında da filmde...

    Akira'nın, ilk iş olarak; "odasını temizleyeceği", 2. Gün'e geçilecektir...

    Dakika 28...

    ***

    Temel mottosu...

    Hedeflenen kar realizasyonu çerçevesinde...

    "Kapa çeneni ve sana denileni yap..." olan kapitalist üretim tarzının, ipliğinin pazara çıkartıldığı filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; zekice kurgulanılmış, 100 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

    ***

    Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...

    "Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...

    Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...

    25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...

    Keyifli seyirler,
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top