Aşkı Seç eleştirileri

Senaryosunu, Josann McGibbon'ın kaleme aldığı ve yönetmen koltuğunda da Stuart McDonald'ın oturmakta olduğu “Choose Love”; izlemesiniz de bir şey yitirmeyeceğinizden kesinlikle emin olduğumuz, bir "rom - com (romantik komedi)" olarak geliyor karşımıza...

Gelin isterseniz, oldukça düşük bir bütçeyle çekildiği her halinden belli olan bu Netflix filmine; biraz daha yakından bakalım...

***

Film...

Tarot kartlarıyla geleceği okuyabildiğini iddia eden, profesyonel bir medyumun (Jacque Drew) karşısında oturmakta olan başrol karakteri Cami Conway'in (Laura Marano); ona yönelttiği...


"Yanlış anlaşılmasın...

Şahane bir hayatım var... Erkek arkadaşıma aşığım...

İşimi çok seviyorum...

Tamam, işi değil ama potansiyelini seviyorum...

Öğrenci kredimi, araba borcumu kapattım...

Peki o zaman... Benim sorunum ne?"


Şeklindeki soru ile başlar...

***

Evet...

Medyuma göre de, yaşamını Los Angeles'ta sürdürmekte olan Cami'nin hayatında...

Bir şeyler eksik gibidir...

***

Örneğin...

Arkadaşlarının hepsi evlenmektedir...

Hatta kız kardeşinin, çocuğu bile olmuştur...

Aslında, işi de kendisini tatmin etmemektedir...

***

Böyle olunca da hayatın...

Cami için, pek de bir anlamı bulunmamaktadır...

***

Daha da ileri giden medyum...

"Durum şimdilik vahim değil ama ileride olacak..." demeyi de ihmal etmez...

***

Kartları açıp okumasını tamamlar tamamlamaz da...

Bütün hayalinin şarkılık olduğunu ifade eden Cami'ye; hayatına, mevcut erkek arkadaşı Paul Swartz'dan (Scott Michael Foster) başka "iki erkeğin daha" gireceğini söyler...

***

Derken...

Cami ile bir avukat olan Paul'ü...

Cami'nin kız kardeşi Amalia (Megan Smart) ve onun kocası Florian (Benjamin Hoetjes) ile birlikte oyun oynarlarken görürüz...

Ki, son derece mutlu olan bu çiftin; Luisa (Nell Fisher) adında, sekiz yaşındaki bir kız çocukları da bulunmaktadır...

***

Ertesi sabah...

Yeğeni Luisa'yı okuluna götürmekte olan Cami yolda, lise yıllarındaki eski göz ağrılarından Jack Menna'ya (Jordi Webber) rastlar...

***

Üstelik...

Luisa, kendisine laf atarak sataşan sınıf arkadaşı Dylan (Jack Bright) ile kavgaya tutuşunca...

Bu rastlaşma, bir öğlen yemeği randevusuna da dönüşüverir...

***

Zira...

Dylan'da, aynen Luisa gibi...

Bir aktivist de olan Jack'in öğrencilerinden biridir...

***

Ve o...

Dylan ile Luisa'yı, bir hafta boyunca...

Diğer öğrencilere kahvaltı dağıtmakla görevlendirerek cezalandırmıştır...

***

Bir anlamda böylelikle...

Medyumun, tahminindeki erkeklerden ilki de...

Ortaya çıkmıştır bile...

***

Bu durumu hemen...

Sevinçten gözleri ışıldamakta olan Cami...

Telefonla aradığı, kız kardeşi Amalia'ya da bildirir...

***

Çok geçmez...

İş yeri olan ses stüdyosuna vardığında da...

Stüdyonun ses mühendislerinden Cami...

Kayıt yapmakta olan, ünlü rock müzisyeni Rex Galier (Avan Jogia) ile göz göze gelir...

***

Ki...

Bu da gerçekte...

Medyumun sözünü ettiği, ikinci yeni taliplisi olacaktır...

Gözleri her daim, fıldır fıldır dönmekte olan Cami'nin...

***

Fakat ortada şöyle bir terslik bulunmaktadır ki...

Stüdyonun patronu, Rex'in işini doğrudan...

Cami'ye değil de, diğer ses mühendisi Greg'e (Jehangir Homavazir) vermiştir çoktan...

***

Yani Cami'nin Rex'e ulaşması için...

Ekstra bir çaba harcaması gerekecektir...

Dakika 15...

Cami ile evlenme piyangosunun, Paul, Jack ve Rex'ten hangisine vuracağının belli olacağı filmin geride kalanında siz değereli sinemasever dostlarımızı; Cami'nin nihai kararını vermekte bayağı bir zorlanacağı, 62 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

***

Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...

"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...

Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...

25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...

Keyifli seyirler,