Broad Peak eleştirileri

Senaryosunu, Łukasz Ludkowski ve Maciej Rzaczynsk ile beraber kaleme alan Leszek Dawid'in yönetmen koltuğunda oturmakta olduğu "Broad Peak"; aksiyon ve macera dozunun ilgi çekici bir hal aldığı, biyografik bir drama olarak geliyor karşımıza...

***

Gelin isterseniz...

Yeşil perde ve görsel efekt teknolojileriyle başarılı makyaj uygulamalarının yanı sıra zorluk derecesi yüksek sahnelerindeki, güvenlik içeren koordinatörlüklerini de; Marek Solek ile Marcin Swierczynski'nin üstlendikleri, Polonya yapımı bu Netflix filmine biraz daha yakından bakalım...

***

Film...

"Polonyalı Himalaya dağcıları, 80'lerde müthiş başarılar elde etti... Himalaya sekiz binliklerine ilk tırmanış sonrası sırada, dünyanın en aşılmaz dağları Karakurum vardı...

88 kışında, 'Buz Savaşçıları' çok zor şartlar altında; dünyanın en yüksek ikinci zirvesine çıkıyordu...

Ve...

'O olayları hatırlamak hoşuma gitmiyor... İstemiyorum... O seferde, neredeyse her şeyimi kaybettim... Hatta oradan, tam olarak dönemedim... Broad Peak bir parçam oldu... Bende onun bir parçasıyım...' diyen sıra dışı Polonyalı dağcılardan biri olan Maciej Berbeka'da (Ireneusz Czop) aralarındaydı..."

Şeklindeki, kısa bir bilgilendirmeyle başlar...

***

- Karakurum, Mart 1988 -

Burada yaşanacaklardan bir hafta öncesinde...

Aynı Berbeka, yıllar içinde takıntı haline getireceği Broad Peak hakkında...

"O kış, K2'de işlerimiz iyi gitmiyordu... Buzul ana kampından, üç kilometrelik dik bir tırmanıştı ve iki ayın ardından, yolun yarısına bile gelememiştik... O zaman Aleksandre Lwow (Piotr Glowacki) bana, bir koşu Broad Peak'e tırmanmayı önerdi... Ekipten yardım almadan, sadece ikimiz tırmanacaktık...

Riskli ve çılgınca bir fikirdi... Hiç istemiyordum ama başka çarem de yok gibiydi..."

Biçiminde, bir açıklama daha yapar...

***

- Baltoro Buzulu, Ana Kamp -

Henüz bir başarı elde edilememiş olunan K2 tırmanışının 68. günüdür ve Maciej Berbeka ile Aleksandre "Alek" Lwow; ekip lideri Andrzej Zawada'yı da (Tomasz Sapryk), üç kamp kurmak suretiyle hafif Alpin stilinde tırmanmayı planladıkları Broad Peak'e yönlendirmeye çalışmaktadırlar...

Ancak...

Gerek Zawada ve gerekse de ekibin diğer üyeleri, Maciej ve Alek ile gitmek yerine...

K2'deki, kendi orijinal yollarında ilerlemeye devam kararını alırlar...

***

Çok geçmez...

Birlikte hatıra fotoğrafı da çektiren Maciej ile Alek, Broad Peak'e doğru yola koyuluverirler...

***

Bu arada hemen belirtmiş olalım ki...

Hava sıcaklığı...

Geceleri -40, gündüzleri ise -30 derece seviyelerindedir...

***

Derken...

Sakin geçen ikinci gecenin sabahında...

Maciej ile Alek, "zirve denemesi" amacıyla tırmanışlarını sürdürürler...

***

Fakat...

Seçtikleri güzergahın, umdukları gibi çıkmadığını fark eden Alek; pes ederek, geri dönme kararı alsa da...

Tek başına kalan Maciej, biraz daha ilerlemeyi tercih edecektir...

***

Ama...

Ana Kamp'taki Zawada'yı telsizle arayarak, durumdan haberdar ettiğinde Alek'e...

Sadece tek telsizlerinin bulunması nedeniyle, birbirlerini terk etmeme talimatı verilse de...

Telsizi, Maciej'e bırakan Alek; tırmanmayı bırakma düşüncesinden vaz geçmez...

***

Bir başına kalan Maciej...

Uzunca bir süre, Ana Kamp'tan gelen telsiz çağırılarına yanıt vermese de...

Birkaç saat daha yoluna devam ederek Zawada'yı arar...

Ve...

"Andrzej, tepemde hiçbir şey yok..." demek yoluyla, zirveye ulaştığını bildirir...

***

Maciej'in bu zaferi...

Karısı Ewa Berbeka (Maja Ostaszewska) ile oğlu Jan Berbeka'nın da (Kuba Dyniewicz), gururla takip ettikleri...

Ülkedeki televizyon haberlerinde de...

"Polonyalı Himalaya dağcıları için müthiş başarı... Polonya Dağcılık Derneği'nin kış seferi, olağanüstü bir başarıya ulaştı... Zakopane'den Maciej Berbeka, Broad Peak'e ilk kış tırmanışını gerçekleştirdi... Böylece dünyanın en yüksek, en tehlikeli ve en zorlu dağı Karakurum'da, kışın 8 bin metreyi aşmayı başaran ilk insan olmuş oldu..."

Bülteniyle duyurulmaktadır...

***

Şimdi sıra...

Havanın kararmış, fırtına ve tipinin de bastırmış olduğu geceyi...

Bir geçidin altına kazdığı çukurda geçirecek olan dönüş yolundaki Maciej'in, sabahın ilk ışıklarını beklemesindedir...

***

Zira dışarıda...

Göz gözü görmediği için ilerlemek, imkansız bir hal almıştır...

***

Zaten...

Ana Kamp'taki Zawada'da kendisine, aynı şeyi telkin etmektedir...

***

Ertesi sabah...

Tipi ve fırtınanın, hız kesmemesi sebebiyle Maciej halen önünü görememek de...

O yüzden de, bulunduğu çukurdan dışarıya burnunu dahi uzatamamaktadır...

***

Öğlen olduğunda...

Bacaklarındaki derman iyice tükenmiş olan Maciej'e, kendisinin ve telsizi olmadığı için bir türlü ulaşılamayan Alek'in imdadına yetişmek gayesiyle; Krzysztof Wielicki'nin (Lukasz Simlat) liderliğini yaptığı dört ekip arkadaşının yola koyuldukları bilgisi verilecek...

Ama onların...

Maciej ile Alex'e erişmeleri, iki günlerini alacağı için Maciej'in de çaba gösterek aşağıya inmesi gerekecektir...

***

Yoksa Maciej'in...

Bir geceyi daha dağda geçirmesi, asla mümkün görünmemektedir...

En azından Zawada, böylesi bir öngörüde bulunmaktadır...

***

Gerek Zawada'nın gerekse de rüyalarına giren karısının ısrarları neticesinde...

Son bir gayretle, bulunduğu çukurdan çıkan Maciej...

Saatler, 23:00'ü gösterdiğinde dahi...

"Alek! Alek!" diye seslenerek, yoluna zorlukla devam etmektedir...

***

Neyse...

Bir mucize gerçekleşir ve Alek ile neredeyse ayak parmaklarının tamamı donmuş vaziyetteki Maciej...

Daha önce kurmuş oldukları bir çadırda, buluşuverirler...

***

Ertesi gün...

Krzysztof Wielicki ve arkadaşlarınca kurtarılan iki kafadardan Maciej, bir ordu helikopteriyle hastaneye sevk edilir...

***

Böyle olunca da...

Ülkesine "bir ulusal kahraman" olarak dönen Maciej, "Kızıl Yıldız" madalyasıyla ödüllendirilir...

***

Artık...

Sağlam bir şöhrete kavuşmuş olan Maciej okullarda, öğrencilere slayt gösterileri eşliğinde sunumlar yapıp imza dağıtır bir hal almıştır...

***

Yalnız...

Bu parlak günler, çok da uzun sürmez...

Çünkü...

Yapılan hesaplamalar uyarınca, Maciej'in aslında Broad Peak'in zirvesine varamadığı...

Ve gerçekte...

Hedefe 17 metre kala, ön zirve olarak da bilinen Rocky Zirvesi'nde durduğu...

Gerisini de, bizzat kendisinin uydurduğu yahut da fark edemediği; Polonya Dağcılık Derneği'ndeki, o gün dahi kendisine inanmamış olan Alek Lwow, Andrzej Zawada ve Krzysztof Wielicki gibi takım arkadaşlarınca tüm dünyaya duyurularak...

Tüm karizması, yerle bir edilerek çizilmiştir...

Dakika 55...

***

Maciej Berbeka'nın, 2013 yılının Mart ayında...

1988 yılındaki fiyaskonun rövanşını almaya çabalayacağı filmin geride kalanında, siz değerli sinemasever dostlarımızı; görüntü yönetmeni Lukasz Gutt'ın kamerasından yansıyan şahane kar manzaralarının süslediği, 46 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

***

Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...

"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...

Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...

25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...

Keyifli seyirler,

polanya yapımı vasat bir netfix filmi. Konuyu anlamadım. Karışık kurgu. Uzun sahneler. Beni sarmadı. Manzaralar ve müzikler harika ama