Marilyn Monroe: Kasetlerdeki Sırlar eleştirileri

1962 yılında hayatını kaybeden Monroe'nun, gizemini halen koruyan son gününün öyküsüne odaklanan "The Mystery of Marilyn Monroe: The Unheard Tapes"; Emma Cooper'un yönetmen koltuğunda oturduğu, ABD'deki tüm politik tabuları alt üst eden bir Netflix belgeseli olarak geliyor karşımıza...

Gelin isterseniz, arşiv araştırmacılığını Peter Scott'ın danışmanlığı ile anlatıcılığını da (narrator) Anthony Summers'ın yaptığı; kadrodaki oyuncuların, isimleri verilen gerçek karakterleri, onların orijinal ses kayıtlarına dudak kıpırdatarak canlandırdıkları, sansasyonel iddialara sahip olan bu filme biraz daha yakından bakalım...

***

- Günümüzde İrlanda -

Bir biyografi olan "Goddess: The Secret Lives of Marilyn Monroe" nun (1985) araştırmacı gazeteci yazarı Anthony Summers göre; "gerçekler" ve "Marilyn" bir araya gelince, aslanın inine inmek gibi olmaktadır...

Los Angeles bölge savcısı, Marilyn'in ölümüyle ilgili dosyayı 1982 yılında yeniden açmıştır...

Zira aşırı dozda uyku ilacı alarak kendi hayatına son verdiği bilinen Monroe'nun ölümüyle ilgili spekülasyonlar halen devam etmektedir...

"Bu bir intihar mıydı, yoksa intihar süsü verilmiş bir cinayet miydi?"

Konuya dair çılgın komplo teorileri, peş peşe gündeme düşmekteydi...

Olay da, CIA'dan FBI'ya, Kennedy biraderlerden Küba Devrimine kadar pek çok soru işareti birbirini kovalamaktaydı...

İşte tam da bu kritik nokta da Anthony Summers devreye girerek bin kişiyle görüşür ve yaptığı röportajlardan altı yüz ellisini de, teyp kasetleri aracılığı ile kayıt altına alır...

Summers'ın kitabı yazarken topladığı bu kayıtların hiçbiri, daha önce kamuoyu ile paylaşılmamıştır...

Ve bu bağlamda da Summers; Marilyn'in gizemli ölümüyle ilgili bildiğimizi sandıklarımızı tamamen değiştirecek bir bilgiye ulaştığını ve bu bilginin, ölümündeki bazı hususların örtbas edildiğini gösterdiğini de düşünmektedir...

***

- 1982 Los Angeles -

Marilyn öldüğü gece hakkında hiç kimse, işin ucu farklı yerlere uzanacağı için Summers ile konuşmak istememektedir...

Böyle olunca da Summers filmi, en başa sarar...


- 1946 -

KASET # 71A

Ünlü Hollywood Menajeri Al Rosen (canlandıran Wayne Swan), "Bu işin altın çağlarında, her kast direktörünün ve her stüdyonun; Marilyn Monreo gibi sektöre yeni girmiş kızların kimlerle yatabileceğine dair notların alındığı birer kara kaplı defterleri bulunurdu" diyor...

Yani o günlerde, bugünkü gibi para değil bizzat cinsellik ön plandaydı...


- 1948 -

KASET # 50A

Marilyn'in arkadaşı ve Romanoff restoranın sahibi Gloria Romanoff (canlandıran Shelagh McLeod), 20the Century Fox'un Başkanı Joseph Schenck ile Marilyn arasındaki ilişkiyi teyit etmektedir...

Böylelikle de Marilyn aşama aşama yükselmektedir...

Ama sömürülen sarışın bir aptal gibi algılanarak, akıllara o şekilde yerleşmek de istememektedir...

Bunun için de Marilyn, karısından boşanacak kadar kendisine aşık olmuş olan ülkenin en etkili menajerlerinden Johnny Hyde'ı devreye sokar...

Hastalığı sebebiyle geride sadece on sekiz aylık bir ömrü kalmış olan zengin sevgilisi Hyde, geceleri Marilyn'i şehrin ileri gelenleri ile tanıştırırken gündüzleri de stüdyolara onun yeteneklerini övmektedir...


KASET # 84

Hyde'ın önerisi üzerine kastına dahil edilen "The Asphalt Jungle / Elmas Hırsızları" (1950) filminin yönetmeni John Huston (canlandıran Brian James Twiddy); Marilyn'in rolünü, "teknik" olmak yerine kendi "gerçek" deneyimlerinden yararlanarak oynayan bir yıldız olduğunu belirtir...

***

Derken...

Herkese, "Dünyanın en heyecan verici iki manzarası" dedirten "Niagara" da (1953) vizyona girer...

***

KASET # 96

"Gentlemen Prefer Blondes / Erkekler Sarışınları Sever" (1953) filmindeki rol arkadaşı Jane Russel (canlandıran Heather Sterry) Marilyn'in, çok zeki ve yorulmak nedir bilmeyen çalışkan bir aktris olduğunu vurgular...

***

Bu arada Marilyn'in sıklıkla arkadaş grubu değiştirdiği bilgisine de sahip oluyoruz...

***

İşte bu genel çerçeve içinde Summers, "İntihar mıydı, kaza mıydı yoksa daha da kötü bir şey miydi?" sorusunu yineleyerek Marilyn'in gizem dolu ölümünü araştırmaya devam eder...

Tam olmuyor deyip pes edecekken de, Marilyn'in son psikiyatristi Dr. Ralph Greenson'nin adına ulaşır...

Ölmüş olan Ralph geride Summers'a, kendisine çok değerli bilgiler verecek olan eşi Hildi (canlandıran Sorel Johnson), kızı Joan (canlandıran Linzi Hateley) ve oğlu Danny'i (canlandıran Sion Lloyd) bırakmıştır...

Dakika 22...

Geride sizleri Monreo'nun, yaşamını fazlasıyla derinden etkileyen; "çocukluğu", "güçlü erkeklerle olan ilişkileri" ve "siyasi görüşünün" de, dönemin tanıklarının ifadeleriyle masaya yatırılacağı 79 dakikalık, pimi çekilmiş el bombası gibi bir bölüm daha bekliyor olacak...

Keyifli seyirler,

Bence mükemmel Bir Marilyn fan olarak her şey kusursuz sadece bazı bilgilerin hala yanlış olduğunu düşünüyorum