Çok iyi bir Alien filmi olmuş. Emeği geçenlere teşekkür ediyorum. İzlemesi zor, çok katmanlı bir film. Alien Romulus'da nerdeyse bütün Alien filmlerine şöyle bir uğruyoruz. Çözümlemesi zor olarak, serinin diğer filmlerine hakim olmayı gerektiriyor. Filmin çok katmanlı olmasının nedeni de tam olarak bu. Tabi bu halim olmak, basit bir korku veya bilimkurgu-korku hikayesini elinde patlamış mısır veya çerezle izlemek değil, Alien film serisinin felsefesine de hakim olmak gerekiyor. Hatta ve hatta asgari düzeyde felsefe ve psikoloji ile haşır neşir olmak. Bu açıdan baktığımızda zaten, yepyeni sorular ile karşılaşıyoruz. Her seferinde deli gibi yeni bir Alien filmi bekleme nedenimiz de işte bu gizemli felsefe. Kokusunu alıp tam olarak yerli yerine oturmadığımız o şey. Bu bağlamda Alien, The Terminator gibi mahvolan bir seri değil, aksine gittikçe büyüyen ve genişleyen bir seri.
Filme gelince...
İlk filmdeki Nostromo kalıntısına ulaştık. O kalıntıda Rook çıktı. Nostromo kalıntısında bir de kraliçe Alien olduğunu, bununla da Romulus'tan sonraki filmde karşılaşacağımızı düşünüyorum. Film nefes almadan izleniyor. Evet, uzayda çığlığını kimse duyamaz, nefes alış verişlerini de yaratıklar duymamalı. Film facehugger'lara daha fazla odaklanmış. Evet, Alien serisindeki en çirkin ve berbat şey. Korku, heyecan, gerilim, duygusal ve mental gerginlikler had safhada. Prometheus'daki mühendislere bile bağlanıyoruz. Otur da çöz çözebilirsen. Birkaç kere izlenmesi gereken filmlerden. Bütün seri ile birlikte. Dikkatli izleyiciler Prometheus ve Covenant'ta bulunan cevaplanmamış birkaç sorunun cevabını bulabilir. Yani oturup düşünen Ridley Scott'un şirinlerini görebilir