ilgi çekici ve kesinlikle etkileyici mekân tasarım ve sahne düzenlemelerinin ya da yaratık tasarımının artık cgi içermemesinin filme verdiği bütün olumlu yönlere rağmen, alien romulus en önemli ve en gerekli yerden kan kaybediyor: filmin hikâyesi zayıf, karakterleri önemsiz, gereksiz; ve sahte olanın ilgi çekiciliği ( andy, ilk filmden rook ve yaratığın kendisi) de gerçek karakterleri ezip geçiyor. filmin karakterleri bir türlü sahneyi dolduramıyor, çünkü doldurabilecekleri bir hikayeleri yok. ve zaten çok geçmeden ölüyorlar. filmde değişim gösteren, bir şeyler yaşayan ve yaşadığı şeyler sebebiyle kendisinde bazı şeylerin değiştiği tek kişi sentetik andy. baş karakter rain bu film için fazlasıyla naif kalıyor. bu hikâye rain ile anlatılamıyor.
romulus'un beğenilmesindeki esas faktör filmin gerilim hissini bir şekilde tutturması ve aynı zamanda filmin mekânlarının ve atmosferinin ortaya koyduğu ilgi çekici karanlık dünya. bütün bunların olumlu etkisi ortada hikayesi olmayan insanlar sebebiyle azalıyor, çünkü esas izlemek istediğimiz şey, insanların öyküleri, onların dertleri, onların yaşama arzusu vd. bu filmdeki insanlar fazlasıyla sığlar, önemsizler. rain ve andy arasındaki yakınlık, sürtüşmeler, kendini var etmeye çalışan hikâye ise rain karakterine belki senaryo belki oyuncu sebebiyle derinlik katilamamasi sebebiyle bir etki ortaya koyamıyor. artık ilk alien filminin üzerinden bunca zaman geçmişken hepimiz türlü türlü cgi efektlerine, görsel etkileyicilikler içeren türlü türlü numaralara alışığız. iyi bir hikâyenin yerini asla hiç bir şey tutmaz. bunun böyle olduğunu romulus'u 4xd salonunda film boyunca tek bir kez bile sallanmadan izler ve neden ekstra para verdim bu salona diye düşünürken bir kez daha anlamış oldum kendi adıma.
romulus, evet, izlenebilir bir film; seriyi sevenleri de mutlu edecek bir görsel dünyası var. final kısımlarındaki kapışmalar yer yer kâbusa dönüyor, ürkütücü. ancak işte, hepsi bu ve bu kadar.