Hesabım
    Kaptan Benim
    Ortalama puan
    3,2
    6 Puanlama
    Kaptan Benim hakkında görüşlerin ?

    3 Kullanıcı yorumları

    5
    1 Eleştiri
    4
    1 Eleştiri
    3
    1 Eleştiri
    2
    0 Eleştiri
    1
    0 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Mert H
    Mert H

    Takipçi 1.356 değerlendirmeler Takip Et!

    3,0
    28 Mayıs 2024 tarihinde eklendi
    Bilindik bir konu olmasına rağmen karakterlerin derinliği güzel işlenmiş. Sığınmacı veya göçmenlerin yaşadığı olayları anlatan, izlenebilir bir film.
    Stellar Smith
    Stellar Smith

    6 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    27 Ocak 2024 tarihinde eklendi
    Bu, 2 yıldan fazla bir süredir katılmaya çalıştığım ancak dolandırıcıların benden birkaç kez para aldığı yeni dünya düzeni Illuminati'ye nihayet nasıl katıldığıma dair tanıklığımdır. Uzun zamandır Illuminati'ye katılmayı araştırıyordum ama dolandırıcılar bu yılın başlarında Lord Felix Morgan ile internette buluştuğumda paramı almaya devam etti. Onunla temasa geçtim ve ona her şeyi anlattım ve o da kullanılan kaydı önerdi ve ben de paramı ödedim. Başlamamı sağlayacak büyük bir üye var ve Dünya Düzeni'ne inisiye oldum ve inisiyasyonum tamamlandıktan sonra toplam 1.000.000 ABD doları alıyorum. Çok mutluyum! Ve Lord Felix Morgan'ın iyi işlerini yayacağına söz ver. Bugün yeni dünya düzeni Illuminati'ye katılmakla ilgileniyorsanız, bugün Lord Felix Morgan ile iletişime geçin; bu, her zaman arzu ettiğiniz İlluminati üyeliğini kazanmak için en iyi şansınızdır. Lord Felix Morgan ile iletişime geçin E-posta: Illuminatiofficial565@gmail.com veya WhatsApp +2348055459757
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 2.094 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    14 Ocak 2024 tarihinde eklendi
    Senaryosunu da, filmin yönetmen koltuğunda oturmakta olan...

    "Gomorra" (2008) ve "Dogman" (2018) den de tanıdığımız İtalyan sinemacı Matteo Garrone'nin...

    Bu zorlu sürece tanıklık etmiş insanlarla yapılan söyleşileri takiben, kalabalık bir kadroyla kaleme aldığı "Io capitano"; "kara mizah (dark comedy) dilin, son derece etkili bir bakış açısıyla kullanıldığı...

    Oldukça şahane bir "dramedy (drama comedy)" olarak geliyor karşımıza...

    ***

    Gelin isterseniz, İtalya adına katıldığı "En İyi Uluslararası Film" kategorisindeki ön elemeyi aşarak; Aralık kısa listesindeki, 15 film arasındaki yerini almış olan bu İtalyan filmine biraz daha yakından bakalım...

    ***

    (Venedik Film Festivali'nde, Marcello Mastroianni Ödülü'nü kazanan Seydou Sarr'ın göz dolduran bir performansla canlandırdığı) 16 yaşındaki genç delikanlı Seydou, Dakar Senegal'deki evlerinde uyumaya çalışırken...

    Bitişik odada kıkırdayarak..

    Oyunlar oynayıp eğlenen kız kardeşlerinin gürültüsü nedeniyle...

    Yatağından kalkıp, günlük kıyafetlerini de giyinir giyinmez...

    ***

    Kuzeni Moussa'yı da (Moustapha Fall) yanına alıp...

    Annesine (Ndeye Khady Sy), daha önce de söylediği yalanlarda da olduğu gibi...

    Futbol oynamaya değil de...

    ***

    Gizlice...

    Para da kazanabilecekleri bir inşaat da...

    Çalışmaya gidecek...

    ***

    Sonrada...

    O günkü yevmiyelerini de...

    Bir kum yığınının altından çıkardıkları...

    Ve...

    Herkesten de sakladıkları zulanın içine ekleyip...

    Yeniden gömeceklerdir...

    ***

    Zira...

    Özellikle de, rap müziğine büyük bir ilgi duyan Seydou'nun...

    Avrupa'ya iltica ederek...

    Sanatını, orada icra ederek sürdürmek şeklinde bir hayali bulunmaktadır...

    ***

    Ve...

    Biriktirilen bu paralar da...

    Hedefe doğru gidilen, o yolculuk esnasında kullanılacaktır...

    ***

    İşte bir akşam...

    Bu genel çerçeve bağlamında, konuyu annesine de açan Seydou...

    ***

    Böylelikle...

    Kazanacağı paralar sayesinde...

    Hem kendisinin hem de kız kardeşlerinin...

    Refahının artacağını söyleyerek...

    Onu iknaya uğraşırken...

    ***

    Bu fikri, son derece saçma bulan Seydou'nun annesi ise...

    Eğer gerçekten, kendisine yardımcı olmak istiyorsa...

    Oğlundan...

    Dizlerini kırıp oturarak, kendisiyle birlikte Senegal'de kalmasını beklemektedir...

    ***

    Çünkü...

    Annesinin bildiği kadarıyla...

    Bu umutlarla ülkelerinden ayrılıp giden Afrikalılar...

    Ya çölde ya da Akdeniz'de telef olup...

    Hayatlarını kaybetmektedirler...

    ***

    Baktı olmuyor ve annesini...

    Erişemeyeceği apaçık ortada olan rüyalarla kandıramıyor...

    Hatta...

    Ciddi anlamda öfkelendiriyor da...

    ***

    Hemencecik kıvırıveren Seydou...

    Bu kez de...

    Yalnızca, şaka yaptığını iddia edecektir...

    ***

    Ertesi sabah...

    Seydou'nun, annesinden yediği fırçanın bir benzerini...

    Oğlunun aklını çelerek...

    Bu fikri kafasına, kendisinin yerleştirdiğinden emin olduğu...

    Bizzat Moussa'nın kendisi de yiyecek...

    ***

    Elbette böyle olunca da...

    Moussa bu görüşü kabullenmeyip, anında reddederken...

    Seydou'da...

    Şaka yaptığı hususundaki ısrarını sürdürecektir...

    ***

    Derken...

    Seydou'nun annesinden...

    Paçayı zor kurtaran ve okula doğru yola koyulan iki kafadar arasındaki tartışma sırasında...

    Bu iş için, altı aydır hazırlık yapmakta olduklarını da öğreniyoruz...

    ***

    Neyse...

    Seydou'nun annesinin hışmından kaynaklanan bu hengameyi atlatan kuzenler...

    Okul çıkışı...

    Bir marangoz atölyesinde çalışıp...

    ***

    Ardından da...

    Telefonundaki, Youtube videolarını izlemeye dalmaları yüzünden...

    Seydou bu sefer de, annesinin gönderdiği çağrı mesajlarını ıskalayarak...

    Onun hışmını, üzerine çekmeyi...

    Bir defa daha becermiştir...

    ***

    Fakat...

    Ne yapar ne eder...

    Bu zavallı kadıncağızın...

    "Seni arıyordum... Aramalarımı görmedin mi? Asla cevap vermiyorsun... Neden bana böyle davranıyorsun bebeğim?" biçimindeki sitemini...

    Şarkı sözü ve besteye dönüştürmek suretiyle...

    Kendi adlarına, avantaja dönüştürme gayreti içine girmekte de gecikmez...

    Seydou ile Moussa...

    ***

    Çok geçmez...

    Seydou ve Moussa, Avrupa yolculuğu organizasyonun da kendilerine...

    Aracılık yapacağı söylenilen Sisko'yu (Oumar Diaw) bulurlar...

    ***

    Ama...

    Söz konusu bu Sisko...

    Kendilerine...

    Havaların çok soğuk ve televizyonlarda göründüğünün aksine...

    Evsiz insanların, sokaklarda yatmakta oldukları...

    Annelerin ve çocukların öldükleri...

    ***

    Her yanını...

    Haydutların, suçluların ve katillerin doldurduğu...

    Sırf o yüzden de...

    Afrika'daki sefaleti kıskanan, Avrupa'ya gitmemeleri uyarısını yapar...

    ***

    Annesinin tavırlarına ilaveten, Sisko'nun; hiç de inandırıcı olmayan, bu caydırıcı ikazından da etkilenen Seydou...

    Neredeyse...

    Tüm planlarından vazgeçmekteyken...

    "Avrupa bizi bekliyor... Büyük bir yıldız olacağını düşün... Beyazlar senden imza isteyecek... Gerçek bir yıldız gibi sahneye çıkacaksın! Ne düşünüyorsun? Gülümse hadi... Gülümse..."

    Türündeki, gaz verici sözcüklerle Moussa...

    Onu yeniden havaya sokar...

    ***

    Ancak...

    Yine de aslen bir Müslüman olan Seydou'nun, son bir şartı daha mevcuttur...

    ***

    Şöyle ki...

    Yerel bir pagan büyücüye uğrayarak...

    Onun düzenleyeceği, bir büyü seansı aracılığıyla...

    ***

    Her ne kadar, çok saçma olarak görünüyor olsa da...

    Kendilerine...

    Bir koruma kalkanının oluşturulmasını sağlayacak...

    ***

    Sonrasında da...

    Bu yaşlı büyücünün talimatıyla...

    Atalarının mezarlarını ziyaret edip...

    Onlardan, vatanlarından ayrılma izni talep edecek...

    Ve...

    Üç günlük, ek bir prosedürü takiben kendilerini...

    Yüzer adet ABD doları karşılığında düzenlenmiş...

    Sahte Mali pasaportu taşıyan ve sadece Fransızca konuşan Malick Mara / Moussa ile Salif Bamba / Seydou olarak...

    Büyük bir maceranın kucağına atacaklardır...

    Dakika 27...

    ***

    Çöllerin aşılarak...

    Trablus / Tripoli, Libya...

    Oradan da, deniz yoluyla...

    Sicilya, İtalya'ya varılacağı ve Seydou'nun...

    Kaçak sığınmacıların, içine doldurulduğu tekneyi kullanmakla görevlendirilmesi sebebiyle...

    ***

    Filmin finalinde...

    Duruma müdahale eden, İtalyan Sahil Güvenlik ekiplerine, "Kaptan Benim! (Io capitano)..." diyerek...

    Gururla sesleneceği filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı, kitleler halinde yapılan...

    Hatta...

    Belirli bir plan ve program çerçevesinde, elini kolunu sallayarak sınırları aşmalarına onay verilerek...

    Demografik ve kültürel işgallerine göz yumulan sığınmacı transferlerinin dışında kalan insanların samimi hikayelerinin anlatıldığı, 94 dakikalık...

    Etkileyici bir bölüm daha bekliyor olacak...

    ***

    Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...

    "Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...

    Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...

    25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...

    Keyifli seyirler,
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top