En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
Turgay Buğdacigil
Takipçi
2.065 değerlendirmeler
Takip Et!
4,0
16 Ekim 2024 tarihinde eklendi
Senaryosunu da kaleme alan Coralie Fargeat'ın yönetmen koltuğunda oturmakta olduğu "The Substance"; Los Angeles Sinema Okulu standartları çerçevesinde değerlendirdiğimizde...
Korkunun, "Psikolojik (Psychological)" ve "Gore/Splatter" alt kategorilerindeki...
Gizemini uzunca bir süre koruyan...
Korku gerilim tarzındaki bir drama olarak geliyor karşımıza...
***
Gelin isterseniz, 19 Mayıs 2024 tarihindeki dünya prömiyeri...
Cannes Film Festivali'nde yapılan ve Fargeat'a orada, "En İyi Senaryo" kategorisindeki ödülü de kazandıran bu filme biraz daha yakından bakalım...
***
Bir zamanların ünlü bir Hollywood yıldızı da olan Elisabeth Sparkle (Demi Moore)...
Kadın izleyicilere yönelik olarak yıllardır TV ekranlarına gelen "Sparkle Your Life with Elisabeth" isimli aerobik programının sunuculuğundan...
Hem de 50. yaşına girdiği doğum gününde...
İlerlemiş yaşını gerekçe göstermek suretiyle...
"İnsanlara istediklerini vermeliyim ve insanlar hep yeni bir şeyler ister..." diyen...
Yapımcı Harvey (Dennis Quaid) tarafından işine son verilerek kovulmak üzeredir...
***
İşte bu iyice kararmış ruh haliyle...
Otomobiliyle evine dönmekte olan Elisabeth'in dikkati...
Kendisinin yer aldığı bir diş macunu reklamının...
Asılı olduğu billboardtan indirildiğini gördüğünde tamamen dağılacak...
Ve böylelikle de...
Bir trafik kazasına karışacak...
***
Ancak...
Tek bir çizik dahi almadığı için kontrollerini yapan doktorca (Tom Morton)...
Kendisiyle ilgilenen erkek hemşire (Robin Greer) cebine...
Üzerinde...
"Hayatımı değiştirdi..." yazılı bir kağıda sarılı...
"Cevher (The Substance)" isimli seruma ait reklam içerikli bir flash belleği yerleştirecektir...
***
Eve varır varmaz...
Söz konusu belleği...
Panel olarak kullanacağı TV'ye taktığında...
"Hiç kendinizin daha iyi bir versiyonunu düşündünüz mü?
Daha genç... Daha güzel... Daha mükemmel...
Tek bir enjeksiyon DNA'nızın kilidini açar...
Ve yeni bir hücre bölünmesi başlatılır ki...
Bu da...
Kendinizin başka bir versiyonunu yaratacaktır...
Cevher budur...
Sen matrixsin... Her şey senden geliyor... Her şey sensin...
Bu sadece kendinizin daha iyi bir versiyonu...
Tek yapmanız gereken paylaşmak... Biri için bir hafta, diğeri için bir hafta...
Her biri yedi günlük mükemmel bir denge...
Unutmaman gereken tek şey... Siz... Birsiniz... Kendinizden kaçamazsınız..."
Şeklindeki bir bilgilendirmeyle karşılaşır...
***
Ardından da...
Belleği çöp kutusuna atan Elisabeth soluğu...
Döndüğünde...
Kusacak kadar içeceği bir barda alırken...
***
Çöplükten çıkarttığı belleğin arkasındaki telefon numarasını arayarak...
Adresine teslimini isteyeceği Cevher'den...
Sipariş etmeyi de ihmal etmez...
***
Neyse...
Ertesi sabah Elisabeth gazeteleri karıştırırken gözüne...
Cuma günü stüdyoda görüşülmek üzere...
18-30 yaş aralığındaki...
Genç, canlı ve yüksek enerjili yeni Elisabeth Sparkle adayları arandığına dair bir ilan iliştiğinde...
Tam neşesi iyice kaçmış ve huzuru bozulmuşken...
***
Cevher'den gönderilen bir posta...
Anında imdadına yetişecektir...
***
Zira...
Gideceği adresten alacağı...
Bellektekine benzer talimatları da içeren paketteki serumu kullanmak suretiyle...
Sue (Margaret Qualley) adını vereceği kendi genç versiyonunu yaratarak...
Cuma günü yapılacak seçmelere katılabilecek...
***
Ve hatta...
Yılların Elisabeth'e kazandırdığı birikim sayesinde Sue...
Harvey'in yeni yıldızı da olacaktır...
Dakika 41...
***
Fakat...
Mutlu ve mesut bir usulde başlayan yeni dönemin...
Makyajların mükemmel ötesi bir beceriyle kullanılacağı geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; gerek Elisabeth ve gerekse de Sue karakterlerinin başına...
Cevher'in beklenmeyen yan etkileri sebebiyle...
Pişmiş tavuğun başına gelenlerden beterinin geleceği, ters köşe sürprizleri de bünyesinde barındıran...
100 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...
***
Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...
"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...
Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...
25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...
Anlatmak istediğini çok uçlarda anlatıyor film. Çok abartılı sahneler, ama belki ilgi çekmesi için gerekli bu durum. Çok kanlı sahneleri izleyemedim. Ama kesinlikle etkileyici bir film.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.