Senaryosunu, Kevin Williamson'un yarattığı karakter yapısı üzerine kurgulayarak James Vanderbilt ile Guy Busick'in kaleme aldıkları ve 2022'deki kaldığı yerden devam eden serinin beşinci filmini de çekmiş olan Matt Bettinelli-Olpin ile Tyler Gillett'in yönetmen koltuğunda oturmakta oldukları "Scream VI"; yirmi yedi yıllık bir başlangıç geçmişine sahip olan serinin şanına yaraşır şekildeki, göz dolduran bir "slasher" olarak geliyor karşımıza...
Gelin isterseniz, 35 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilerek; yalnızca üç günlük gösterim süresi içinde, brüt 67.1 milyon dolarlık bir hasılat rakamına da ulaşarak, yapımcılarını ziyadesiyle mutlu ettiğini düşündüğümüz bu filme biraz daha yakından bakalım...
***
New York'taki imgesel Blackmore Üniversitesi'nde Film Araştırmaları alanında doçent olan (ciddi anlamda bir fedakarlık göstererek filme renk katan Samara Weaving'in canlandırdığı) Laura Crane; Columbia Hudson'daki havalı bir restoranın barında oturmuş sakince içkisini yudumlarken, kendisine önce mesaj gönderen Reggie ile telefon sohbetine başlar...
Ve...
Böylelikle...
Hem Reggie hem de biz, Laura'nın sinemadaki uzmanlık konusunun; "sakın yerini terk etme, sakın seks yapma, sakın telefona cevap verme" türündeki film klişelerine bakarak dönemin kültürel yapısını da inceleyebildiği, 20. yüzyıldaki kanlı filmler olduğunu öğreniriz...
Kendisi de Hudson'a doğru yaklaşmakta olan Reggie, Lauranın içinde olduğu restoranın dış rengini merak ettiğinde; her ne kadar kırmızı olarak anımsıyor olsa da, bir de dışarı çıkarak bunu teyit eder Laura...
Evet restoran gerçekten de kırmızıdır...
***
Şimdi de Reggie...
Yan taraflarında çöp konteynırlarının bulunduğu, karşıdaki ara yoldan; restorana doğru gelmekte olduğunu söylemektedir...
Ama...
Elinde kulağında tutmakta olduğu telefonla, Reggie'nin tarif ettiği yere doğru seğirtse de Laura; kimsecikleri göremez...
***
Yetmez...
Telefonun diğer ucundaki aynı Reggie'ye göre...
Kanlı filmler hakkında dersler veren Laura; o filmlerdeki en önemli klişe kurallardan birini çiğneyerek, karanlık bir ara yola tek başına girmiştir...
Laura bu son söylenenleri, komik olmayan bir şaka olarak kabul etse de; defalarca bıçaklanarak öldürülmekten de kurtulamayacaktır...
***
Soğuk kanlılığı elden bırakmayan katilin kimliğine gelince...
O, Laura'nın kendi öğrencilerinden; cinayet esnasında suratına, "Hayalet Surat" maskesi geçirmiş olan Jason Carvey'den (Tony Revolori) başkası değildir...
***
Yolda Tara Carpenter (Jenna Ortega) ile ayak üstü laflayan Jason; orta okuldan beri tanışmakta olduğu arkadaşı Greg ile beraber yaşadığı eve giderek, maskesini Greg'in maskesinin yanındaki mankenin kafasına yerleştirdikten sonra lavaboda, kan içinde kalmış olan ellerini temizler...
***
Derken...
Jason'ın telefonu çalar...
Arayan Sam ve Tara Carpenter'ı öldürerek, ("Scream"in - 2022 eli bıçaklı, suratı maskeli manyaklarından) Richie Kirsch'ün (Jack Quaid) yarım bıraktığı filmi birlikte tamamlayacağı dostu Greg'dir...
Yani Jason açısından Laura, sadece bir provadır...
***
Diğer yandan...
Birbirleriyle konuşurken ses cihazı kullanmama hususunda, kendi aralarında bir anlaşmaya varmış olmalarına rağmen telefondaki Greg'in; konuşanın sesinin rengini değiştiren ses cihazını kullanmaktaki ısrarını devam ettirmesi, Jason'ın canını biraz sıkmıştır...
***
Derken...
Greg'den gelen teklif üzerine...
Aranan kişiye yaklaşınca "sıcak", aranan kişiden uzaklaşınca "soğuk" denilerek; arayanın yönlendirildiği "sıcak - soğuk" oyunu, ev içinde oynanmaya başlanılır...
Böylelikle de...
Evden hiç ayrılmadığını iddia eden Greg'i, Jason bulmuş olacaktır...
***
Gerçekten Jason Greg'i bulur da...
Fakat...
Parçalara ayrılmış bir vaziyette, buzdolabının içinde yatmaktayken...
***
Çok geçmez...
Greg'i ortadan kaldıran "Hayalet Maskeli" seri katil, bu kez de; Jason'ın Laura'ya yaptığı muameleyi tekrarlamak suretiyle, Jason'ı da delik deşik eder...
Kısacası...
Artık yepyeni bir katilimiz daha mevcut...
Hem de, kim olduğunu bilemediğimiz...
***
Bir yıl önce Woodsboro'da yaşanan cinayetlerin travmasını bir türlü atlatamayan ve sürekli olarak kardeşi Tara adına da endişelenen Samantha "Sam" Carpenter (Melissa Barrera); altı aydır terapi seanslarına katıldığı Dr. Christopher Stone'a (Henry Czerny), geçmişiyle ilgili ayrıntıları ancak yeni itiraf edebilmektedir...
Şöyle ki...
Carpenter kardeşlerin babası Billy Loomis'de (Skeet Ulrich), eli kanlı bir seri katildir...
Bir diğer seri katil olan Richie Kirsch'de kendisiyle, babası Billy'i idolleştiriyor olması nedeniyle sevgili olup; kız arkadaşı Amber Freeman (Mikey Madison) ile beraber Woodboro'da, bir sürü insanı öldürmüşlerdir...
İşte bu ilişkileri sebebiyle, sosyal medyadaki bir kısım insan; olayların faili olarak Sam'i suçlamaktadırlar...
***
Halbuki Sam...
Richie'yi yirmi iki kez bıçaklayıp boğazını kesmese ve sonra da ateş ederek başından vurmasa; o, kendisiyle kardeşini öldürecekti...
Ancak Sam'in, Dr. Stone'un seanslarına katılma sebebi bu değil; tam tersine, Richie'yi öldürürken kendini iyi hissetmesidir...
Bunları duyduğu anda, kendisiyle paylaştıklarına dair bilgiyi adli makamlara ileteceğini belirten Dr. Stone; seanslara devam edemeyeceğini de vurgulayarak, Sam'i erkenden evine gönderir...
***
"Spoiler" vermek suretiyle, filmi henüz izlememiş olanların ağızlarının tadını kaçırmak tarzımız olmadığı için anlatımımız burada noktalıyoruz...
Zaten film de, henüz yeni başlıyor sayılır...
Şu ana kadar yaşananları, sadece ısınma turları olarak bile farz edebilirsiniz...
Dakika 18...
Kategorinin meraklılarını, yeterince tatmin edecek kadar her yerinden oluk oluk kan akmaya devam edecek olan filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; ters köşe sürprizleri de bünyesinde barındıran, 104 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...
Keyifli seyirler,