Edward Ashton'ın "Mickey 7" (2022) isimli romanından uyarladığı senaryosunu da kaleme alan...
"Gisaengchung / Parasite"den de (2019) tanıdığımız Academy Ödüllü Koreli sinemacı Bong Joon Ho'nun yönetmen koltuğunda oturmakta olduğu "Mickey 17"; "kara mizah (dark comedy)" ve bilim kurgu tarzda kurgulanılmış...
Şahane nitelikteki...
Fantastik bir macera olarak geliyor karşımıza...
***
Gelin isterseniz, 118 milyon dolarlık bütçesinin de sağladığı avantajla...
Yeşil perde ve görsel efekt teknolojileriyle başarılı makyaj uygulamalarının yanı sıra zorluk derecesi yüksek sahnelerindeki koordinatörlüklerini; Jacinta Craig'in üstlendiği, dublör oyuncuların performanslarına yaslanılarak çekilen...
Ve nihayetinde de...
Brüt 122.9 milyon dolarlık bir hasılat rakamı ile de...
Hiç de umulmadık bir biçimde gişeye çakılan post-prodüksiyon harikası bu filme biraz daha yakından bakalım...
***
- Yıl 2054, Nielheim Gezegeni -
Ölümcül bir kazaya maruz kalarak...
Oldukça derin bir mağaranın içine düşen Mickey 17 (Robert Pattinson)...
Pilot arkadaşı Timo (Steven Yeun) tarafından...
Nasılsa yeniden canlandırılacağından kurtarılmaya değer görülmediği için...
Ya donarak ölmek...
Ya da gezegendeki vahşi bir yaratıkça yenilerek ölmek riskiyle karşı karşıya iken...
***
Kendisine ilişkin kurguyu...
"Her öldüğümde, beni yeniden bastılar... Tüm verilerim kayıtlı, yepyeni bir vücut olarak...
Anılarımın ve kişiliğimin düzenli olarak yüklemesini yapıp, beynime yeniden naklediyorlar...
Çılgın bir teknoloji, dostum...
Şöyle diyelim: İleri teknoloji... Çok ileri...
Açıkçası, tüm vücudu basma ve hafıza nakli işi...
Zamanın o kadar ilerisindeydi ki...
Bir yığın etik tartışmaya ve dini zırvalığa yol açtı...
Bu yüzden de Dünya'da yasaklandı...
Ve şimdi sadece uzayda...
Benim gibi 'Harcanabilirler (Expendables)' için serbest...
İşte bu bağlamda da...
Atmosferden çıktığımız andan itibaren beni, bu gezegene ayak basana kadar eşek misali çalıştırdılar...
Durmadan yeni görevler verdiler...
Dördüncü sınıftaki fen dersinde, bir laboratuvar kurbağasına eziyet etmiştim...
O sebeple de tüm bunların...
O kurbağanın laneti olduğunu düşünmeye başladım...
Hayat sigortası olsaydı, şimdiye çoktan köşeyi dönmüştüm...
Ama tabii ki Harcanabilirler sigortalanamıyor...
İş tazminatı, sendika ve emeklilik hakları da yok...
Şimdi, bu noktada...
'Peki, o zaman neden kendine bunu yaptın ki?' diye düşünüyorsanız hiç şaşırmam...
Çünkü bir arkadaşım...
Bir gün makaronların, burgerlerden daha çok satacağını söylemişti...
Ben de bu herife güvendiğim için...
4 yıl 4 ay önce Dünya'da...
Hatırı sayılır bir beyefendiden yüklüce miktarda borç alıp...
Bir makaron dükkanı açtım...
Kendisine borç takanları...
Dünya'nın bir başka ucuna kaçsalar dahi yakalatıp...
İşkence ederek öldürten Darius Blank (Ian Hanmore)...
Adını keşke hiç duymamış olsaydım...
Ki böylelikle...
Biz de Dünya'dan ayrılmaya karar verdik...
Hiçbir şey yolunda gitmiyordu...
Sırtımı dayayabileceğim bir ailem de yoktu...
Bu yüzden...
Son iki seçimi kaybeden eski Kongre üyesi Kenneth Marshall (Mark Ruffalo) tarafından yönetilen koloni keşif gezisine başvurdum...
Ama benimle aynı kafada olan bir milyon kişi daha vardı...
Görünen o ki...
Bu çürümüş gezegenin tamamı, bir şeylerden kaçıyordu...
Sanırım herkesin para derdi mevcuttu...
Neyse...
Nihayetinde, bu gemiye binmeye mecburduk...
Zira sezonun son gemisiydi...
Ve...
'Keşke okusaydım' dediğim...
Başvuru formunu okumadan...
'Harcanabilir' seçeneğini kendime uygun bularak imzaladım...
Zaten...
Herhangi bir geçerli mesleki sertifikam bulunmadığı için...
Pek başka seçeneğim de kalmamıştı...
Sonradan öğrendiğime göre Timo...
Uçuş pilotu olarak kendine iyi bir yer ayarlamış...
Halbuki, acemi ehliyetini daha birkaç hafta önce almıştı...
Bunu nasıl başardığı hakkında hiçbir fikrim yok...
Fakat hakkını yememek lazım...
(Derken...
Başvurusu anında kabul edilen Mickey...
'Kişilik yedeği' olarak tanımlanan...
Ve haftada bir tekrarlanan...
Biyo-verilerinin tam bir taramasının yapılıp anılarının yükleneceği...
Printer cihazının içine alınır...)
Dört buçuk yıllık yolculuğa, Mickey 1 olarak başladım...
Bu kadar uzun süre bir uzay gemisinde kapalı kalınca...
Yemek her şey demek...
Kafeteryadaki o ilk gün...
Sanırım biraz...
'Ben ne halt ettim?' diye düşünmeye başlamış olabilirim...
Tüm salon, bu berbat yemeği yiyen insanlarla doluydu ve tam bir sessizlik hakimdi...
İğne atsan yere düşmezdi...
Ta ki...
Kenneth Marshall ve karısı Ylfa Marshall (Toni Collette)...
İçeriye girene kadar...
Ve bir grup insan resmen çıldırdı...
'Ben burada ne yapıyorum?' diye düşünüyordum...
Ve onu ilk kez o vakit gördüm...
Nasha Barridge (Naomi Ackie)...
Bu uzun yolculuğun ilk gününde...
Nasha olmasaydı o 4 yıl bana...
40 yıl gibi gelirdi...
En iyi zamanlarımda benimle kaldı...
En kötü zamanlarımda da yanımdan ayrılmadı...
Herkes, böyle bir ruh eşi bulabilecek kadar şanslı değildir...
Bu uzay gemisine binmemiş olsaydım...
Bunların hiçbiri olmayacaktı...
O nedenle...
Yaşasın koca yürekli tefeci Darius Blank...
Ama...
Aylaklık ettiğim de söylenemezdi...
Her gün çok meşguldüm...
Nasha ile ilgileniyordum...
Ve o...
Hepsi bir arada elit bir ajan...
Hem asker hem polis hem de itfaiyeci olan birine destek olmak...
Kolay iş değil...
Fakat o...
Ben de ne görüyor...
Hiçbir fikrim yok...
Yalnızca müteşekkirim...
(Çok geçmeyecek...
Ve koskocaman bir buzulu andıran Nielheim Gezegeni'ne varıldığında da...
Laboratuvar fareleri...
Mickey 12, 13, 14, 15 ve 16 sayesinde...
Gezegenin yüzeyindeki virüse karşı...
Koruyucu bir aşı geliştirilecek...
Böylelikle de...
Oksijen maskelerinin kullanılmasına gerek kalmayacak...)
***
Şeklinde özetlerken...
Nielheim'da yaşayan canlılarca parçalanarak yenildiğinin zannedilmesinin aksine...
Onlar tarafından kurtarılan Mickey 17'nin hayatta kalmasına rağmen...
Ölmüş olduğu farz edilerek...
Yasaklanmış olmasına karşın...
Yazıcıdan ikizi Mickey 18'de çıkarılacak...
***
Hem de peşlerindeki Darius Blank...
Yerlerini keşfedip...
Adamlarından birisinin aracığıyla Timo'ya hitaben yazılmış...
Taleplerini ilettiği bir tehdit mektubunu da göndermişken...
***
Ancak...
Geleneksel üslubumuz gereği...
"Spoiler" vermek suretiyle, henüz seyretmemiş olanların ağızlarının tadını kaçırmak istemediğimiz için biz de kendi anlatımımızı...
Filmdeki tüm heyecanın start alacağı...
Burada noktalayacağız...
Dakika 47...
***
Başta Mickey olmak üzere...
Dünyadan ayrılarak yeni gezegene yerleşen herkes açısından...
Çadırın büsbütün karışacağı filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; hoşça vakit geçirmeye devam edecekleri, 90 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...
***
Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...
"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...
Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...
25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...
Keyifli seyirler,