Her dergi ve gazetenin puanlama sistemi farklı olduğu için, Beyazperde, puanları 0.5 - 5 yıldız üzerinden, kendi barometresine göre vermiştir.
Basın Eleştirisi
Habertürk
Yazar: Mehmet Açar
“Mickey 17”, sosyal eleştiri dozu yüksek bir film. Alt metinler açısından dikkate değer olduğunu inkâr edemem. Sadece klonlama gibi bilimsel gelişmelerin olası sonuçlarını değil, günümüz dünyasının sosyal sorunlarını da aynı anda ele alan bir bilimkurgu. Anlamlı fikirler etrafında döndüğü kesin. Ama kendi adıma çok sevdiğimi, beğendiğimi söyleyemem. Bong’un aynı anda çok fazla şey anlatmaya çalıştığını ve filmin dağıldığını, hafiflediğini düşünüyorum. Karakter ve yan öykü sayısı bana fazla geliyor.
Lakin bu kadar doğru perspektiflere ve sarkastik bir anlatıma sahip ‘Mickey 17’, Bong Joon-ho’nun kimi zorlama çabaları ve özellikle Marshall ve karısı Ylfa’nın abartılı portreleriyle yer yer karikatürize bir hal alıyor ve seyircisine ‘Sanki daha iyi olabilirmiş’ hissini yaşatıyor.
Bong Joon-Ho’nun “Mickey 17”deki eşitsizlik ve sömürü eleştirisi, “Parazit”teki gibi yüksek oktavlı değil. Daha çok “Okja”daki (oyuncusu Steven Yeun ile bu filmde de çalışmıştı) çocukça bakışa yakın duruyor. Doğaya, canlılara karşı işlenen suçlara, insanlığın acımasız sömürü sistemine isyan etmeye kimsenin itirazı olamaz. Ancak filmografisinde güçlü yapımlara imza atmış bir sinemacıdan umulmayacak kadar basitlik hâkim filmde. Romanı okuyunca bu basitlik daha da rahatsız ediyor. Eleştirileri, tiplemeler üzerinden karikatürize ederek anlatınca etkisini kaybederken mizahı da doyurucu olmuyor. Mizah çok öznel bir unsur olduğu için filmi sevenler, gülenler olacaktır elbette. Sonuçta “Mickey 17” yine de Bong Joon-Ho’nun unutulmaz filmlerinden biri değil.
İşte yeni yılın bence en düş kırıcı filmi... Elbette sevenleri vardır yine de... Bu yıl Berlin film festivalinde dünya galasını yapmıştı. Ve gelecek yılın Oscar’larında aday bile olabilir! Ama ben gerçekten nefret ettim. Hele Koreli yönetmeni Bong Joon Ho’nun 2019’da yaptığı Parazit filmini hatırlayınca... Öylesine sevmişim ki, o Oscar da alan filmi... X X X X vermişim ve Hayatımızı Değiştiren Filmler/ 2015- 2020 kitabıma almışım.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.
Habertürk
“Mickey 17”, sosyal eleştiri dozu yüksek bir film. Alt metinler açısından dikkate değer olduğunu inkâr edemem. Sadece klonlama gibi bilimsel gelişmelerin olası sonuçlarını değil, günümüz dünyasının sosyal sorunlarını da aynı anda ele alan bir bilimkurgu. Anlamlı fikirler etrafında döndüğü kesin. Ama kendi adıma çok sevdiğimi, beğendiğimi söyleyemem. Bong’un aynı anda çok fazla şey anlatmaya çalıştığını ve filmin dağıldığını, hafiflediğini düşünüyorum. Karakter ve yan öykü sayısı bana fazla geliyor.
Hurriyet
Lakin bu kadar doğru perspektiflere ve sarkastik bir anlatıma sahip ‘Mickey 17’, Bong Joon-ho’nun kimi zorlama çabaları ve özellikle Marshall ve karısı Ylfa’nın abartılı portreleriyle yer yer karikatürize bir hal alıyor ve seyircisine ‘Sanki daha iyi olabilirmiş’ hissini yaşatıyor.
Milliyet
Bong Joon-Ho’nun “Mickey 17”deki eşitsizlik ve sömürü eleştirisi, “Parazit”teki gibi yüksek oktavlı değil. Daha çok “Okja”daki (oyuncusu Steven Yeun ile bu filmde de çalışmıştı) çocukça bakışa yakın duruyor. Doğaya, canlılara karşı işlenen suçlara, insanlığın acımasız sömürü sistemine isyan etmeye kimsenin itirazı olamaz. Ancak filmografisinde güçlü yapımlara imza atmış bir sinemacıdan umulmayacak kadar basitlik hâkim filmde. Romanı okuyunca bu basitlik daha da rahatsız ediyor. Eleştirileri, tiplemeler üzerinden karikatürize ederek anlatınca etkisini kaybederken mizahı da doyurucu olmuyor. Mizah çok öznel bir unsur olduğu için filmi sevenler, gülenler olacaktır elbette. Sonuçta “Mickey 17” yine de Bong Joon-Ho’nun unutulmaz filmlerinden biri değil.
T24
İşte yeni yılın bence en düş kırıcı filmi... Elbette sevenleri vardır yine de... Bu yıl Berlin film festivalinde dünya galasını yapmıştı. Ve gelecek yılın Oscar’larında aday bile olabilir! Ama ben gerçekten nefret ettim. Hele Koreli yönetmeni Bong Joon Ho’nun 2019’da yaptığı Parazit filmini hatırlayınca... Öylesine sevmişim ki, o Oscar da alan filmi... X X X X vermişim ve Hayatımızı Değiştiren Filmler/ 2015- 2020 kitabıma almışım.