Yedi Kadın ve Bir Cinayet eleştirileri

Senaryosunu da, usta Fransız sinemacı François Ozon'un "kara mizah (dark comedy)" tarzda kurgulanılmış "8 femmes / 8 Women" (2002) filminden Lisa Nur Sultan ile birlikte uyarlayarak kaleme alan Alessandro Genovesi'nin yönetmen koltuğunda oturmakta olduğu "7 donne e un mistero / 7 Women And A Murder"; gizemini sonuna kadar koruyan bir cinayet vakasının anlatıldığı, bir "dramedy (drama comedy)" olarak geliyor karşımıza...

***

Gelin isterseniz...

Oldukça düşük bir bütçeyle, kapalı tek bir mekanda çekildiği her halinden belli olan ve izleyicisiyle; Netflix tarafından buluşturulan, İtalyan Warner Bros. Pictures yapımı bu filme biraz daha yakından bakalım...

***

Kullanılması tercih edilen otomobil nedeniyle...

1930'lu yılların başlarında olunduğunu fark ettiğimiz ve halen de atıştırmaya devam karın her yeri kaplamış olduğu bir 25 Aralık günündeyiz...

İşte tam da bu koşullarda, Milano'dan Noel ve yeni yıl kutlamaları için dönmekte olan Susanna'yı (Diana Del Bufalo) tren istasyonundan evine kadar taşıyan bir taksi; yeterince varlıklı olduğu anlaşılan ailesinin, yemyeşil bir ormanın çevrelediği...

Kır malikanesinin önünde duruverir...

***

Aracın bagajındaki bavulları, kendisini evine getiren şoför (Alessandro Genovesi) kapıya kadar taşırken...

Kapının önündeki Susanna'yı da, babası Marcello'nun (Luca Pastorelli) mektuplarında özellikle bahsettiği; yeni ev çalışanı Maria (Luisa Ranieri) karşılayacaktır...

***

İçeri girer girmez...

Susanna'nın ilk karşılaşacağı kişi de, tekerlekli sandalyesinde oturmuş...

Geride kalan günlerini saymakla meşgul olan büyükannesi Rachele (Ornella Vanoni) olur...

***

Derken...

Kızının, bir sonraki trenle dönmesini bekleyen ve sarılıp öpüştüklerinde de; üstüne sinmiş olan kokusundan, sigara kullanmaya başladığını da anlayan annesi Margherita'da (Margherita Buy) çıkıp gelir...

***

Ardından...

Yaklaşık üç aydır, ailenin hizmetinde olan Maria'nın hazırladığı kahvaltı sofrası kurulur kurulmaz da...

Susanna'nın teyzesi Agostina (Sabrina Impacciatore) ile kız kardeşi Caterina'da (Benedetta Porcaroli), ortama teşrif ederler...

Ve...

Böylelikle de bizler...

Filme adını veren 7 kadının, şimdilik sadece altısını tanımış oluruz...

***

Kısa süren bu tanışma faslı sonrasında sıra...

Misafir odasında uyumayı alışkanlık haline getirmiş olan evin beyi Marcello'nun uyandırılarak, kahvaltı yapmasının sağlanmasına gelmiştir...

***

Bunun için de...

Evin hanımı Margherita'nın talimatıyla; elindeki kahvaltı tepsisiyle Maria, misafir odasına doğru uzanır ve kapısını çalar...

Ancak...

İçeriden herhangi bir yanıt gelmez...

***

Bunun üzerine Margherita Maria'ya, kapıyı açıp girmesini söyleyecek ve girer girmez de; Maria'nın çığlığı ile yere düşen tepsinin sesi duyulacaktır...

Zira...

Sırtından bıçaklanmış olan Marcello ölmüştür...

Ki...

Odayı bir de, Caterina kontrol ederek; Maria'nın söylediklerini teyit edecek...

Sonra da kapıyı kilitleyerek, üzerindeki anahtarı alacaktır...

***

Çünkü...

Polis gelene kadar, odaya başkasının girmesini istememektedir Caterina...

Ama...

Israrcı olan Margherita, anahtarı alıp odanın kapısını açacak ve yıllardır platonik bir aşkla bağlanmış olduğu eniştesini sırtından bıçaklanmış vaziyette gören Agostina'da...

Bayılarak, "cak" diye yere düşüverecektir...

***

Çok geçmez...

Akıllarına, polise telefon açmak gelse de...

Ne yazık ki, polise haber vermelerini istemeyen birisi; telefon hattının kablosunu kesmiştir...

***

Bu arada...

Caterina'nın odasındaki kendiliğinden açıldığı anlaşılan panjurun, gürültülü bir biçimde duvara çarpma sesi duyulduğunda; kapatmak amacıyla odasına yönelen kızını Margherita, "Hayır, bekle... Bu tehlikeli... Katil hala burada olabilir..." diyerek durdurduğu anda...

Işıkların gidip gelmesi şeklindeki evin elektrik sisteminde de...

Herkesi korkutacak, garip aksaklıklar baş gösterir...

***

Ancak...

Yine de içlerinden birisinin, üst katları kontrol etmesinin zamanı...

Çoktan gelip de geçmiştir bile...

***

Böyle olunca da...

Zenginlerin canları, daha tatlı olduğu için; doğal olarak da ihale, elinde bir vazoyla yukarıya çıkacak olan Maria'da kalır...

***

Neyse ki...

Sağ salim aşağıya geri dönen Maria, yukarıda kimseciklerin olmadığını belirtirken...

Susanna'da ortaya, telefonu en son kimin kullandığını soracak...

Ve...

Sabahın yedisinde telefonu, sipariş vermek gayesiyle oduncuları arayan Maria'nın kullandığı ortaya çıkacaktır...

***

Yani...

O saatte, katil her kimse halen evin içindedir...

***

Çok uzatmayalım...

Altı kadın, kendi aralarında tüm olasılıkları tartışırlarken...

Caterina birden, babasının gerçek aşkı Veronica (Micaela Ramazzotti) mevzusunu da ortaya atmak suretiyle; yedinci kadının kimliğini öğrenmemizi de sağlar...

***

Yeri gelmişken...

Büyükanne Rachele'in, yastığının altında sakladığı tahvillerin; çalınmış ve malikanenin önündeki otomobilin kablolarının da...

Aynen telefona yapıldığı gibi, kesilmiş olduklarını da belirtmiş olalım...

***

Üstelik...

Bütün bunlar yaşanırken...

Bir saat öncesinde bir kadından, Marcello'nun öldürüldüğüne dair nahoş bir telefon almış olan Veronica...

Bunun...

Gerçek mi yoksa bir eşek şakası mı olduğunu kontrol etmek ereğiyle, Stanley Kubrick'in "The Shining"inin (1980) Overlook Hotel'inin çevresindeki atmosferi anımsatan malikanedeki...

İçeriye kısılıp kalmış olan öteki altı kadının ziyaretine gelecektir...

Dakika 27...

***

Marcello ile olan ilişkilerinde, yedi kadının tamamının eteklerindeki taşları dökecekleri filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; birbirinden ters köşe sürprizi bünyesinde barındıran, 55 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

***

Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...

"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...

Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...

25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...

Keyifli seyirler,