Dalgalar ve İzler - Beyazperde.com eleştirisi : Dalga Var İz Yok!

Dalgalar ve İzler gibi filmleri izlerken, bu denli çözümsüz ve ardı ardına trajediler sunan bu tarz filmler neden çekiliyor diye sormadan edemiyor insan. Film, kendince kadına şiddet ve sonrasında gelen yalnızlık üzerine dikkat çekmek için çekilmiş, sosyal sorumluluk tarzında bir film; ama kahramanını sürekli sınaması, bir noktadan sonra gerçeklik algısını bozuyor.

Dalgalar ve İzler, kısa bir zaman sürecinde geçiyor ama kahramanı Suna’ya bir ömürlük dert biçiyor. Film lüks bir evin içerisinde şiddet sahneleriyle açılıyor; kocasından şiddet gören Suna ve kızıyla tanışıyoruz. Sonra film kesiliyor, kocasını kaybetmiş ve kızıyla beraber yollara düşen Suna’nın hikayesiyle baş başa kalıyoruz. Kocanın neden öldüğü gibi konular yok filmde… Dalgalar ve İzler, adeta Suna ve kızının mutlu olmaması için karşılarına sürekli engeller çıkaran bir labirenti andırıyor. Ve bu labirent oyunu, filmin sonuna kadar devam ediyor.

Filmin yönetmeni Emre Kavuk. Senarist kimliğiyle tanıdığımız Kavuk’un senaryoda imzası yok. İmzası olsa daha farklı, ayakları yere basan bir karakter karşımıza çıkar mıydı bilmiyorum ama özellikle filmdeki kötü karakterler çok karikatürize! Hatta film iyi ve kötü karakterleri filme eşit bir şekilde pay etmiş gibi. İyi karakterler Suna’ya maddi olarak derman olamayacak kadar zayıf, kötü karakterler ise onu neredeyse parasıyla satın alacak kadar güçlü. Aslında filmde anlatacak çok şey bir şey yok, olaylar silsilesi altında yeni bir kapıyı deneyen bir anne kızın hikayesi var karşımızda. Çok profesyonel olmayan açılar, birkaç deneyimli oyuncu dışında batan oyunculuklar ve yönetimsel hatalar da filmi gerilere itiyor. Ve galiba filmin en önemli sorunu, inandırıcılık olarak karşımıza dikiliyor.

Suna’ya Pelin Karahan hayat veriyor. Filmde Meral Çetinkaya ve Goncagül Sunar gibi önemli isimler de bulunuyor. Anne kızı oynayan Çetinkaya ve Sunar’ın hikayesi de ayrı bir trajedi. Fabrikada çalışan ve annesiyle yaşayan Aysun’un hayata olan öfkesi de havada kalıyor. Kardeşi Suna’yı okumayıp evlendiği için suçlayan ablanın ideal grafiği de maalesef sınıfta kalıyor. Ailesindeki herkese öfkeli olmasının altında yatan sebep ortaya çıkmadığı için, sonrasında yaşadığı acı da havada kalıyor.

Dalgalar ve İzler, kadının yasadığı toplumsal şiddeti anlatmak için yola çıkmış, ama konu bombardımanı yaptığı için yorucu bir film olarak karşımızda.  

twitter.com/banubozdemir