Gerçekten de uzun zamandır bilinen ve nadiren kötü bir filmi olan bir yönetmen kimdir diye sorarsanız, cevabım kesinlikle Martin Scorsese olur. Goodfellas, The Departed, The Wolf Of Wall Street, Taxi Driver ve daha bir sürü kült filme imza atmış olan Scorsese, günümüzde bile hala iyi filmler yapmayı başaran nadir yönetmenlerden birisi. Bu kategoriye her ne kadar Steven Spielberg girse de Scorsese, Spielberg gibi bir Indiana Jones 4'e veya The BFG gibi ortalama bir aile filmine imza atmıyor. Scorsese, bir aile filmi yaptığı zaman Hugo'yu yapıyor mesela. Yani anlayacağınız, Scorsese gerçekten de değerli bir yönetmen. Ve Silence da bunu kanıtlıyor.
Silence, 17 yüzyılda geçiyor ve Hristiyanlığı yaymaya çalışan 2 Peder'e odaklanıyor. "İnançları yüzünden Japonya'da tutsak edilmiş olan Peder Ferreria'yı kurtarmak için Peder Rodrigues ve Garupe, Japonya'ya doğru tehlikeli bir yolculuğa çıkarlar. Japonya'ya vardıkları zaman Hristiyanlığı halka yavaş yavaş yaymaya başlarlar fakat Japonya'nın din hakkındaki katı kuralları onlara engel olur ve halka soykırım yaparlar. Rodrigues ve Garupe de bu sırada inançlarından vazgeçmeyerek görevlerini tamamlamaya çalışırlar."
Açıkçası bu film hakkında tam olarak ne diyebileceğimi bilmiyorum. Filmin süresi yaklaşık 3 saat olsa da ve hikayesi biraz ağır ilerlese de gözlerimi bir türlü ekrandan ayıramadım. Scorsese bu filmi öyle bir yönetmiş ki, filmde yaşanan bazı olayları izlemek biraz zor olsa da bütün bu durumların içerisindeki güzelliği ve derinliği yansıtmayı başarmış. Çünkü Martin Scorsese, Silence'ı yaklaşık 30 yıldır hayata geçirmeye çalışıyormuş ve ortaya çıkan sonuç gerçekten de takdiri hak ediyor.
Bahsetmeden de geçemeyeceğim, filmin sinematografisi inanılmazdı. Geçen yılki The Revenant ile aynı seviyede resmen. Her bir karenin ayrı bir hikayesi var, manzaralar ve karakterler bu şekilde daha net ortaya koyulmuş oluyor.
Oyunculuklar da harikaydı. Adam Driver, en iyi performanslarından birisini sergilemiş. Liam Neeson da kısa rolüne rağmen akılda kalıcı bir performans sergilemeyi başarmış. Şimdi, eğer Andrew Garfield'ın Hacksaw Ridge filmindeki performansının iyi olduğunu düşünüyorsanız daha hiçbir şey görmemişsiniz demektir. Garfield, bu filmde resmen döktürmüş. Karakterini olabilecek en gerçekçi ve en etkileyici şekilde canlandırmayı başarmış. Kesinlikle bu yılın görülmesi gereken performanslarından birisi.
Silence'ın en çok sevdiğim yanı, çok karmaşık bir yapıda oluşu. Yani sırf Hristiyanlık propagandası yapıp herkesin gözüne bu dini sokmaya çalışan bir film değil. Hatta aksine, hangi dinden olursanız olun bu filmi nötr bir şekilde izlerseniz, karakterlerle ve yaşanan durumlarla bağlantı kuracaksınız. Çünkü filmin bunu işleyiş tarzı gerçekten de eşsiz. Karakterler kendi dinlerini sorgulayınca aslında siz de biraz kendinizinkini sorguluyorsunuz. Ve her ne kadar filmin süresi uzun olsa da her bir sahnenin yaşanma nedeni var. Finalde de bütün bunlar çok iyi bir şekilde bir araya getirilmiş.
Silence hakkındaki sorunlarım çok az. Tekrar tekrar izleyebileceğim bir film değil, filmin sırf parmak bastığı nokta için bazı sahnelerin biraz gereksiz uzadığını düşünüyorum. Filmle ilgili başka bir sorunum yok.
Silence, herkese göre olan bir film değil. Uzun süresi, izlemesi zor sahneleri ve ele aldığı konu yüzünden çoğu kişi bu filmden nefret edecek. Scorsese'nin son filmi The Wolf Of Wall Street'in zenginlerin hayatına yoğun bir şekilde odaklanması gibi. Ama eğer Silence'a bir şans verirseniz ve filmi olabildiğince nötr bir şekilde izlerseniz, filme bayılacaksınız. Performanslar inanılmaz, sinematografi muhteşem, yönetmenlik ondan da iyi. Filmin senaryosu o kadar etkileyici ki, film bittikten sonra size derin bir nefes aldırıyor. Silence hakkında başka ne diyebilirim, bilmiyorum. Eğer imkanınız olursa, kesinlikle izlemenizi tavsiye ederim. Görülmeyi hak eden bir film.
FİLMİN İYİ YANLARI:
+ Adam Driver, Liam Neeson ve Andrew Garfield'ın kariyerlerinin en iyi performanslarından birisi.
+ Harika sinematografi.
+ Hikayesini olabildiğince sade ve etkileyici bir şekilde anlatmış olması.
+ Martin Scorsese'nin muhteşem yönetmenliği.
FİLMİN KÖTÜ YANLARI:
- Bazı sahneler filmin ana noktasına parmak basmak için gereğinden fazla uzatılmış.
- Tekrar tekrar izleyebileceğiniz bir film değil.
TOPLAM PUAN: 8.8/10