Pek çok müzisyen gibi başarılı Suudi çellist Nasır'ın da büyük arzuları var, ancak çalmak zorunda kaldığı eski, harap enstrümanın onu geride tuttuğunu hisseder. Gizemli bir dükkan sahibi Nasır'a muhteşem bir kırmızı çello alma şansı teklif ettiğinde, Nasser hem çalımı hem de bestesi için yeni bir ilham kaynağı bulur. Ancak Nasser'in bilmediği şey ise bu çellonun kötü bir geçmişe sahip olduğudur. Tanınmış bir filarmoni orkestrasıyla önemli bir seçmeye hazırlanırken, bu geçmiş kendisini kadim bir şefin ve ona yakın olanların çektiği acıların ve ölümün şeklinde gösterir. Nasser artık hayallerine ulaşmanın, böylesine mükemmel bir enstrümanı çalmanın getirdiği dehşete değip değmeyeceğine karar vermek zorundadır.