En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
Turgay Buğdacigil
Takipçi
2.050 değerlendirmeler
Takip Et!
3,5
2 Ağustos 2024 tarihinde eklendi
Senaryosunu da, Lili Villányi ile birlikte kaleme alan Kevin Kopacka'nın yönetmen koltuğunda oturmakta olduğu "Dawn Breaks Behind The Eyes"; gizemini sona kadar koruyan, bir korku gerilim olarak geliyor karşımıza...
***
Gelin isterseniz, gerek müzikleri ve gerekse de görüntü tekniği bakımından 1960 ve 1970'li yıllardaki Avrupa Gotik Korku ve saykodelik tarzdaki filmleri anımsatmasına ilaveten; 21 Ağustos 2021 tarihindeki dünya prömiyeri, Fright Fest Film Festivali'nde yapılan bu Alman filmine biraz daha yakından bakalım...
***
Her iki taraf açısından da...
Mutsuz bir evliliğin pençesine düşmüş olmalarının yanı sıra çocuk yapmama hususunda da anlaşmış durumdaki Dieter (Frederik von Lüttichau) ve Margot Menliff (Luisa Taraz) çifti...
Margot'ya amcasından miras kalmış olan şatoya doğru...
Şöyle bir göz atmak üzere...
Direksiyonunda Dieter'in olduğu bir otomobille yol almakta...
***
Ve...
En azından...
Saatlerdir direksiyon salladığı için bayağı yorulduğunu da belirten Dieter...
Ardında da...
Şato da kalmak yerine...
Bir otele yerleşip...
Orada sabahlamayı planlamaktadır...
***
Derken...
Dieter ile Margot...
Gecenin oldukça geç bir saatinde de olsa...
Şatoya varır ve kapıyı açıp içeriye giriverirler...
***
Dieter'e göre...
Elektriği de bulunmayan şato...
Aynen bir domuz ahırını andıran bir dağınıklık ve pislik içindedir...
Düşüncelerin en net olduğu saatleri ihtiva etmektedir...
İşte o yüzden de...
Şatoya dair gözlemine devam etmelidir...
***
Derken...
Salondaki...
Üzeri mum dolu şamdanlardan birini yakarak eline alan Margot'ta...
İçeride gezinmeye ve sağa sola dokunmaya başlarken...
***
O doğrudan...
Bir üst kata yönelir...
Ve...
İskemlelerinden birine geçip oturduğu yemek masasından etkilenirken...
***
Toz toprak içindeki mahzene tünemiş olan bir yarasadan ürkerek korkan Dieter ise...
Elindeki otomobil anahtarını yere düşürürken...
Aniden kükreyerek karşısına dikilen hayaletimsi bir varlık nedeniyle de...
Neredeyse aklını kaçırmak üzeredir...
***
Ki...
Aynı esnada...
Yemek odasından...
Yatak odasına geçerek...
Şifonyerin aynasında kendine bakınan Margot'ta...
Esrarengiz bir göz tarafından seyredildiğini...
Ve hatta onun nefesini...
İliklerine kadar duyumsar...
***
Çok geçmez...
"Gidiyoruz!" diyen Dieter çıkıp Margot'un yanına gelse de...
Geceyi şatoda geçirmek mecburiyetinde kalacaklardır...
***
Çünkü...
Otomobil anahtarlarını...
Mahzende düşürmüş olan Dieter...
Deneyimledikleri sonrasında...
Onu almak amacıyla ne kendisi aşağıya inmekte ne de Margot'un inmesine izin vermektedir...
***
Neyse...
Kazasız belasız geçen gecenin ardından...
Masmavi gökyüzü ve pırıl pırıl bir güneşin altında...
Her şey gibi...
O uğursuz şato da artık Margot ile Dieter'e kusursuz görünmekte...
***
Ve...
Biraz tadilat masrafı neticesinde...
Şatoyu iyi bir fiyata satabileceklerini düşünen Dieter'e bu vaziyet...
Kendini daha da iyi hissetmesine yol açarken...
***
Bu ruh haliyle...
Aşağıya yeniden inip...
Otomobil anahtarını aramakta da herhangi bir olumsuz kanaate kapılmaz...
***
Ama biz izninizle...
"Spoiler" oluşturmak suretiyle, bu kısacık filmi henüz izlememiş olanların ağızlarının tadını kaçırmak istemediğimiz için anlatımımızı...
Burada noktalarız...
Hem de...
Tam Dieter...
Evde yalnız olmadıklarının büsbütün ayırdına varmışken...
Dakika 22...
***
Eva Ziehnagel (Anna Platen) ve Gregor Grause (Jeff Wilbusch) karakterlerinin de konuya dahil olacakları filmin geride kalanında, siz değerli sinemasever dostlarımızı; ters köşe sürprizleri de bünyesinde barındıran, 54 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...
Yeter ki...
Buraya kadar ki tanıtımın da etkisiyle...
"Haunted house (hayaletli ev)" konseptindeki bir film beklentisi içine girmiş olmayın...
***
Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...
"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...
Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...
25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.