Bir arkadaşın bu film hakkında yaptığı belki de size çılgınca gelebilecek yorumu sizinle paylaşma ihtiyacı hissettim.Siz de okuduğunuzda ne kadar haklı olduğunu anlayacaksınız....'Bu film de birkac yil once okulda izlediklerimden. Odevim konuyla ilgili detayli bir analizdi ama odev kismini tamamladiktan sonra arkaplan islenisine dair kisa bir eklemede bulunmustum. Hocam, sozkonusu ekteki gorusumu en az filmin kendisi kadar cilginca buldugunu soylemisti. Uzerinde uzun uzun tartistiktan sonra bana deli diyenler olmustu. Burada da ayni gorusumu paylasmak istiyorum. Ama filmi izleyenler iyi dusunsun ve lutfen bana deliymisim gibi muamele etmesin Adminin tanitimda ozetledigi konu aslinda filmin ana konusu. 12 Maymun, 1984 yilinda ilk bolumu cekilmis Terminator filmiyle hemen hemen ayni. Bir farkla: Terminatorde gecmisi degistirmek suretiyle gelecegi yeniden sekillendirme tezi islenirken, 12 Maymunda ise halihazirdaki duruma neden olmus gecmis aydinlatilarak gelecek sekillendirilmeye calisiliyor. Ancak James Cole bireysel olarak Terminatorle ayni noktaya geliyor, zaten gerceklesmis bir olayi durdurmaya calisarak. Her iki filmde de gecmise yolculuk sozkonusu. Temeldeki bu benzerlige ragmen ikisi arasindaki kalite ve tat ve elbette ki ayrintilar bambaska.Film bence bilim-kurgu tarzini asan bir usluba sahip. Yer yer kendisini dayatan ayrintilar farkli bir yorum getirmeme sebep oldu. Asil konuyu tabii ki yadsimiyorum, fakat dikkatinizi ince bir detaya cekmeye calisayim: James Cole aslinda gercek bir akil hastasi! Bir akil hastanesinde bulunuyor ve psikiyatristi tarafindan kendisine seanslar uygulaniyor. Doktoru bu seanslar yoluyla Jamesin hastaligina neden olan olaya giderek onu anlamaya ve iyilestirmeye calisiyor. Kullanilan yontemlerden biri ise hipnoz. Hastanedeki deli (Brad Pitt) ise yine ayni hastanedeki gercek arkadasi. Hastaligindan oturu o kisiye de paranoyak dusuncelerinde onemli bir rol veriyor. Ve film Jamesin hastalikli dusuncelerinden uretilerek doktorun onu anlama cabasiyla desteklendigi icin ortaya bilim kurgu cikmis oluyor. Baska bir ifadeyle; biz 12 Maymunda bir delinin karmasik dusunce dunyasina dalarak, kendi beynimizdeki gelecege yonelik tasarimlarin sinir tanimazliginin ince esprisini birlestiriyoruz.Olay 2035 yilinda gecmektedir. Yer akil hastanesi. Psikiyatrist, bir akil hastasi olan Jamesi 1996da, yani henuz cocukken havaalaninda tanik oldugu bir oldurulme olayina geri goturmeye calisiyor seanslar yoluyla. Cunku James bu olayin etkisinde kalarak akli dengesini yitirmistir ve surekli kabus gormektedir. Yine bunun etkisiyle o sahit oldugumuz 12 Maymun senaryosunu kurmaktadir. Cocuk yasta gozleri onunde birisi oldurulmus kisinin zamanla butun insanligin olumune dair korkuyu icinde barindirmasi ve o dogrultuda hastalikli dusunceler uretmesi son derece dogal. Seanslarda, ya da filmin diliyle konusacak olursak, isinlamada yanlislikla dunya savasi zamanina gonderilmesi bir rastlanti degil. Yukaridaki ozet gorusu cope atmadan once Jamesin kabuslarini, o kabustaki cocugun aslinda kendisi oldugunu, otel gorevlisinin doktoru asagilamasi uzerine Jamesin 'O benim psikiyatristim.' diye savunmaya gecisini doktorun 12 Maymun çetesinin planlarını gerçekleştirmek için toplandığı mağazananın camına 'Is there a virus? Is this the source? 5000000000 die?' yazarken bir adamının Brad Pitt e 'Orada ne yaztığını biliyor musun? Ne yazıyor' demesi üzerine Brad Pitt in psikiyatrımı kafandan çıkar diye cevap vermesini bir dusunun. Bir delinin hayalinden insanligin buyuk kisminin yok olusu ve bunun yine baska deliler eliyle yapilmasi... Psikiyatrist haric butun karakterlerdeki kisilik bozukluklarini dusunun lutfen. Surekli delilerle muhatap olan bir deli, baska bir insani ne kadar akli basinda hayal edebilir ki?!.. Psikiyatristin kendisine inanmasiyla merkezi olaya, o havaalanindaki cocukluga donmeyi de dusunun mesela. Doktor gercekte seanslarda ona inanarak (inandigina ikna ederek) Jamesin hayal dunyasina tam olarak dalmayi basarabiliyor... Arkaplan boyle olmasina ragmen neden senaryo bize oyle gorunmedi diyebilirsiniz. Basta da belirttim; gelecege donuk olabilirlikleri barindiran dusuncelerimizle bir delinin hayal dunyasi arasinda hic fark yok da ondan. Bir deli icin gunumuz dunyasi ne kadar ucuk ve yabanciysa, bizler icin de gelecek o denli ucuk ve yabanci;)Boyle..'