En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
hüti
Takipçi
3 değerlendirmeler
Takip Et!
5,0
17 Haziran 2010 tarihinde eklendi
Bir arkadaşın bu film hakkında yaptığı belki de size çılgınca gelebilecek yorumu sizinle paylaşma ihtiyacı hissettim.Siz de okuduğunuzda ne kadar haklı olduğunu anlayacaksınız....'Bu film de birkac yil once okulda izlediklerimden. Odevim konuyla ilgili detayli bir analizdi ama odev kismini tamamladiktan sonra arkaplan islenisine dair kisa bir eklemede bulunmustum. Hocam, sozkonusu ekteki gorusumu en az filmin kendisi kadar cilginca buldugunu soylemisti. Uzerinde uzun uzun tartistiktan sonra bana deli diyenler olmustu. Burada da ayni gorusumu paylasmak istiyorum. Ama filmi izleyenler iyi dusunsun ve lutfen bana deliymisim gibi muamele etmesin Adminin tanitimda ozetledigi konu aslinda filmin ana konusu. 12 Maymun, 1984 yilinda ilk bolumu cekilmis Terminator filmiyle hemen hemen ayni. Bir farkla: Terminatorde gecmisi degistirmek suretiyle gelecegi yeniden sekillendirme tezi islenirken, 12 Maymunda ise halihazirdaki duruma neden olmus gecmis aydinlatilarak gelecek sekillendirilmeye calisiliyor. Ancak James Cole bireysel olarak Terminatorle ayni noktaya geliyor, zaten gerceklesmis bir olayi durdurmaya calisarak. Her iki filmde de gecmise yolculuk sozkonusu. Temeldeki bu benzerlige ragmen ikisi arasindaki kalite ve tat ve elbette ki ayrintilar bambaska.Film bence bilim-kurgu tarzini asan bir usluba sahip. Yer yer kendisini dayatan ayrintilar farkli bir yorum getirmeme sebep oldu. Asil konuyu tabii ki yadsimiyorum, fakat dikkatinizi ince bir detaya cekmeye calisayim: James Cole aslinda gercek bir akil hastasi! Bir akil hastanesinde bulunuyor ve psikiyatristi tarafindan kendisine seanslar uygulaniyor. Doktoru bu seanslar yoluyla Jamesin hastaligina neden olan olaya giderek onu anlamaya ve iyilestirmeye calisiyor. Kullanilan yontemlerden biri ise hipnoz. Hastanedeki deli (Brad Pitt) ise yine ayni hastanedeki gercek arkadasi. Hastaligindan oturu o kisiye de paranoyak dusuncelerinde onemli bir rol veriyor. Ve film Jamesin hastalikli dusuncelerinden uretilerek doktorun onu anlama cabasiyla desteklendigi icin ortaya bilim kurgu cikmis oluyor. Baska bir ifadeyle; biz 12 Maymunda bir delinin karmasik dusunce dunyasina dalarak, kendi beynimizdeki gelecege yonelik tasarimlarin sinir tanimazliginin ince esprisini birlestiriyoruz.Olay 2035 yilinda gecmektedir. Yer akil hastanesi. Psikiyatrist, bir akil hastasi olan Jamesi 1996da, yani henuz cocukken havaalaninda tanik oldugu bir oldurulme olayina geri goturmeye calisiyor seanslar yoluyla. Cunku James bu olayin etkisinde kalarak akli dengesini yitirmistir ve surekli kabus gormektedir. Yine bunun etkisiyle o sahit oldugumuz 12 Maymun senaryosunu kurmaktadir. Cocuk yasta gozleri onunde birisi oldurulmus kisinin zamanla butun insanligin olumune dair korkuyu icinde barindirmasi ve o dogrultuda hastalikli dusunceler uretmesi son derece dogal. Seanslarda, ya da filmin diliyle konusacak olursak, isinlamada yanlislikla dunya savasi zamanina gonderilmesi bir rastlanti degil. Yukaridaki ozet gorusu cope atmadan once Jamesin kabuslarini, o kabustaki cocugun aslinda kendisi oldugunu, otel gorevlisinin doktoru asagilamasi uzerine Jamesin 'O benim psikiyatristim.' diye savunmaya gecisini doktorun 12 Maymun çetesinin planlarını gerçekleştirmek için toplandığı mağazananın camına 'Is there a virus? Is this the source? 5000000000 die?' yazarken bir adamının Brad Pitt e 'Orada ne yaztığını biliyor musun? Ne yazıyor' demesi üzerine Brad Pitt in psikiyatrımı kafandan çıkar diye cevap vermesini bir dusunun. Bir delinin hayalinden insanligin buyuk kisminin yok olusu ve bunun yine baska deliler eliyle yapilmasi... Psikiyatrist haric butun karakterlerdeki kisilik bozukluklarini dusunun lutfen. Surekli delilerle muhatap olan bir deli, baska bir insani ne kadar akli basinda hayal edebilir ki?!.. Psikiyatristin kendisine inanmasiyla merkezi olaya, o havaalanindaki cocukluga donmeyi de dusunun mesela. Doktor gercekte seanslarda ona inanarak (inandigina ikna ederek) Jamesin hayal dunyasina tam olarak dalmayi basarabiliyor... Arkaplan boyle olmasina ragmen neden senaryo bize oyle gorunmedi diyebilirsiniz. Basta da belirttim; gelecege donuk olabilirlikleri barindiran dusuncelerimizle bir delinin hayal dunyasi arasinda hic fark yok da ondan. Bir deli icin gunumuz dunyasi ne kadar ucuk ve yabanciysa, bizler icin de gelecek o denli ucuk ve yabanci;)Boyle..'
''Twelve Monkeys'' bir bilimkurgu başyapıtı.Ama bu türü duyunca aklına aksiyon ve özel efekt patlaması gelenler için değil.Rolünü en iyi şekilde oynamak için çabalayan ama bence yeterli olamayan Brad Pitt'ten ziyade Bruce Willis'in performansının ortalamanın üstünde olduğu az sayıda filmden biri olması da ilgi çekici kılıyor filmi.
Kült yönetmen Terry Gilliam filmografisinin ve sinema tarihinin en başarılı filmlerinden biri 12 Monkeys;güzel senaryosunun yanı sıra Gilliama has kaotik atmosfer,oyunculuklar ve görüntüler süper...Özellikle bir Hitchcock hayranı olarak Vertigo filmine yapılan saygı duruşu mükemmel...
bruce willis ve brad pitt harika bi ikili olmuşlar.ikisinin de oyunculukları ve filmin kurgusu muhteşem.12 maymun kült filmlerimin arasına katılmış oldu böylece (=
2 kez izledim ama Memento gibi karmakarışık gerçekten de anlaşılması zor bir film.Bu yüzden tam anlamıyla anlayabilmek ve olayların mantığını çözebilmek için ufak tefek ama önemli ayrıntılara daha çok dikkat ederek birkaç kez daha izlemem gerekecek. Hikaye hakkında söyleyeceklerim : James Cole bu havaalanındaki olay olduğunda küçük bir çocuktu. Bu kesin. Bu olay olduktan ve virüs yayıldıktan sonra ise insan ırkının büyük çoğunluğu telef olup kalanlar arasında bulunan bu james cole kardeşimiz tabi yıllar geçtikçe koca adam oldu ve tarihi değiştirme hayalleriyle geçmişe gönderildi.. Önce yanlış bir zamana yani birinci dünya savaşı zamanına gönderildi bu yüzden de bacağına o kurşunu yedi.. Bir de dikkat ederseniz doktor james cole un savaş esnasındaki fotoğrafını görüyor, belki de onun hep aklında kalmasının "seni daha önceden görmüştüm sanki" demesinin sebebi bu fotoğrafı daha önceden de görüp aklında hayal meyal kalması olabilir. Filmin başında bir şizofreni hastasının konuşmalarından esinlenilerek yapılmıştır film deniyor ama filmin bizi götürdüğü sonuç mantıklı bir bakış açısıyla bakmak zorunda bırakıyor bizi (tabi şizofreni hastalığı insana geleceği görme yeteneği kazandırmıyorsa). Bu durumda filmdeki james cole kesinlikle şizofrenik değil. Çünkü hatırladığı şeyler daha önce yaptığı zaman yolculuklarından aklında kalan şeyler. Şizofreni yüzünden beyninin uydurduğu hikayeler değil
Eksiklerine rağmen gerçekten güzel bir film. Benim gibi kafasını yormayı sevenlere, gizemli film arayanlara, psikolojik kasveti yaşamak isteyenlere ideal bir yapım. Şimdi bazı açıklamalarım var. Filmi izlemeyenler kesinlikle bakmasın. Arzulayanlar okuyabilirler.
--`spoiler`--
Filmimiz kapitalizm, insanlığın sonu (bir nevi insanların kıyameti), psikoloji ve zaman kavramı üzerine dört farklı yolda gidiyor. En etkisiz kullanılan ve tadında bırakılan kısmı ise kapitalizm kısmı olmuş. Diğer üç konu derinlemesine şekilde işleniyor.
Öncelikle belirtmeliyim ki filmin kötü kahramanı bana göre başlı başına ''sigortacıyım.'' sözünü dillendiren ablamız. Cole kesin olarak yanlışlıkla 1990 yılına gönderilmiyor. Bilerek ve isteyerek o yıla gönderiliyor. Onun sorumlusu da bilim adamı rolü kesen sigortacı. Böylece Cole'u akıl hastanesine yatırıp hem Jeffrey ile tanışmasını hem de ona olası bir fikir aşılama psikolojisini yaratmak için o yıla gönderiyor. Cole ve Railly kendileri için çabalarken diğer yandan insanlığın sonu ve menfaatler güzel bir şekilde işleniyor.
Dişsiz adam hep Cole'un peşinde. Beyninde, aklında, her yerde.. Onun aklına yerleştiren kişi yine bilim sigortacısı. Bunu şöyle açıklıyorum... Cole'un laboratuvarda perde arkasından gördüğü kişi de dişsiz adam. Çünkü o hep orada. Dişlerini söktüğü sahneyi anlatırken ''beni izleyemezler çünkü dişlerimi söktüm.'' diye vesvese okuyor. Zaten otel odasında Cole'un dişlerini sökmesi bu adamın fikirleriyle oynamasına izin verdiğini gösteriyor.
Gelecekte tekrar gönüllü koltuğuna oturtulan Cole şu yazıyı görüyor.
Bu yazıyı görmesinin sebebi ne olabilir? Tabii ki sigortacı ablamız. Ondan sonra tekrar geçmişe gönderilen Cole bu sefer 12 Maymun Merkezi'nde bu yazıyı görüyor. Bu yazıyı Railly yazıyor ve onu yazmadan önce danıştığı kişi kim? Dişsiz bey. Bunlar tesadüf değil.
Bunu da gördükten sonra Cole ''bu yazıyı daha önce gördüm'' diyor.
Yazıyı Railly okumadan hemen önce resimde sol tarafta görünen asistanla çarpışıyor. Sonra resimde elinde görülen virüsü engellemek için geçiş yerine doğru harekete geçiyor. Sigortacı kadın zaman makinesiyle içli dışlı olan biri. Neler olup bittiğini çok iyi bildiği için uçağa binen de o, bu resimi Railly'nin aklına sokan da o, bunun akabinde gelişen Cole'un vurulmasına sebebiyet veren kişi de o.
Şu kareye dikkatle bakın. Aslında tüm insanlık için kırmızı ışık yanmış durumda. Ama bu kırmızıyı en çok hissedenler 'WANTED' ilanındalar. Olan herşey de onlara oluyor. Şimdi en önemli soruya cevap vereyim. Neden Cole'un rüyasında Jeffrey var?
''Watch it!' repliği geliyor bununla birlikte. Hay tipini .... şu surata bak. Neden asistan yok da Jeffrey var değil mi? Cole akıl hastanesinde ''insanlar herşeyi yok ediyorlar. keşke onlar da yok olsalar ve sadece hayvanlar dünyaya hakim olsa'' sözcüklerini sarfediyor. Bunları Jeffrey'e karşı söylüyor, Jeffrey ondan ilham alıyor ve Cole fikri ona verdiği için son derece pişman. Bu yüzden kendisine bir idea yaratıyor. Burada da başrol Jeffrey.. işte bu yüzden orada asistan yerine Jeffrey var.
Şu sahneyi gördüğünüzde aklınıza ilk hangi hayvan gelir? Kesinlikle maymun. Bu sahneden hemen sonra başta verdiğim sahne gözüküyor. Bundan hemen sonra geçmişe dönüldüğünde de ikinci verdiğim sahne peş peşe sıralanıyor. Filmde asıl maymun olan bilim sigortacısı. ''Bütün bu şiddet, bu delilik çok iğrenç. Havaalanlarında bile silahlar patlıyor artık. Sıradaki yok olacak tür biziz desen yanlış olmaz. Biz, insanoğlu.'' Burada asistanla tanışıyor ve kendisinden virüsü bir şekilde alıp kendi yararına kullanıyor. Pekin, Bangkok gibi şehirlere seyahat edip oralara da bulaştırıyor. Tüm dünya böylece mikrop yuvası haline geliyor. Filmin finali böyle müthiş bir şekilde bağlanıyor. Ayrıca Railly'nin Dünya Savaşı'nda Cole'u gördüğü sahnede müthişti. Zaman makinesine ait bir çizgi film geliyor filmin bir yerinde. ''bu zaman makinesini ben yarattım'' diyor karakter. Filmde gerçekten de zaman makinesi yaratan biri vardı çünkü.
Gerçekten takdire şayan bir senaryo... Benim teorim bu şekilde, saygılar.
İzlemesi gerçekten zor olan yorucu fakat başarılı bir bilim-kurgu filmi.Öncelikle filmde Bruce Willis ve Brad Pitt var diye filmi çok sürükleyici aksiyon filmi beklemeyin film genel olarak ağır bir film hem içerdiği konu bakımından hem de olay örgüsü bakımından hem ağır hem de herkese hitap etmeyen bir film aslında ben bilim-kurgu sevmem fakat bu film gerçekten farklı.Zaman yolculuğu ve delilik kavramlarının çok iyi harmanlandığı bir film Twelve başlarında hatta yaklaşık son yarım saat-kırk beş dakikakasına kadar neler olduğunu anlamıyorsunuz fakat filmin sonu öyle güzel bağlanıyor ki filmin sonlarını izlerken insanın ağzının açık kalıyor ve filmde gösterilen detaylardan heralde hiçbiri gereksiz bir detay değil yani ben filmin kurgusuna ve senaryosuna hayran kaldım ğimiz zaman yolculuğu temalı filmlerinden çok farklı bir film bence Twelve Monkeys çünkü film seyirciye filmdeki zaman yolculuğu olayının tamamen kesin olarak gerçek olup olmadığını söylemiyor zaten film ilerledikçe film seyirciyi de ikilemde bırakmayı başarıluk performanslar çok iyi herkes Brad Pitt'ten bahsetmiş ama ben filmde tek başrol kadın oyuncu olan Madeleine Stowe'un performansını da Brad Pitt ve Bruce Willis kadar gerçekçi ve başarılı senaryosu,kurgusu,oyunculukları başarılı olduğu kadar yönetmenliği de oldukça başarılı,çekimler gayet gü heralde kötü yanlarına gelirsek birkaç klişe,ağır temposu ve sonu haricinde etkileyici pek sahnesi olmaması diyebilirim fakat bunlar çokta takınılmaması gereken olarak ben filmi kesinlikle beğendim ve başarılı buldum,herkese tavsiye ederim özellikle bilim-kurgu severlerin kesinlikle izlemesi gereken bir film.
öncelikle film mükemmel...filmi çok dikkatli izleyin ve sonra hüti arkadaşın yazdığı yorumu okuyun bence;filmdeki detayları kendince mükemmel yorumlamış ve insan okurken tekrar bi film izliyo sanki=) mutlaka izleyin filmi herşey harika=)
böyle bir tarz vardır.izledikten sonra hemen o filmi izleyen başkalarıyla fikir alışverişleri,karşılıklı yorumlar yapma isteği uyandırır sizde.genelde 'ağır' ya da 'zor' diye nitelenirler.tabii ki çok sağlam olan konusu,karmaşık kurgusu,üst düzey senaryosu vardır,ve genel izleyiciye değil gerçek sinema seyircisine hitap ederler.filmin içine girebilenlere ise kesinlikle unutulmaz bir keyif yaşatırlar.örneğin kendi adıma aklıma şu an gelen bir iki örnek ile desteklemeye çalışayım söylediklerimi;lost highway(david lynch),memento,inception(christopher nolan),the machinist(brad anderson) vs. gibi.gerçekten de üzerine konuşulması,analiz yapılması gereken filmlerdir bunlar.terry gilliam da zaten kariyer boyunca genellikle böyle farklı filmlere imza atmayı sevmiştir.twelve monkeys oldukça üst düzey bir bilimkurgu olmuş.türün köşebaşlarında diyebiliriz sanırım rahatlıkla.zaten yeri gelmişken belirteyim,bana sorarsanız bilimkurgu belki de tüm tarihindeki en iyi örneklerini 90larda vermiştir.ya da hadi 80ler sonu ve 2000ler başını da buraya dahil edelim ve yaklaşık 15 senelik bir zaman dilimini ele alalım.günümüzde de tabii ki sağlam bilimkurgular çekiliyor fakat açıkçası 90lardaki filmlerin o ustalıkla oluşturulmuş havası teknolojinin sonsuz nimetlerine rağmen kolay kolay oluşturulamıyor.filmin konusuna ve anlattıklarına girersek sanırım hem istemeden ipucu vermiş oluruz hem de çok uzunca bir yer kaplar yazdıklarımız.oturup izlemeniz lazım.kendiniz kendi düşüncelerinizle ve kendi anladığınız gibi tecrübe etmelisiniz filmi,önemli olan o.fakat willis,pitt ve stoweun harika oyunculuklarından bahsetmeden bitirmeyelim.filmin harikalığına onlar da en güzel şekilde katkıda bulunuyorlar,etkileyicilikte büyük pay sahibi oluyorlar.gilliam iyi iş çıkarmış.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.