Senaryosunu, Xiaolong Lan ile yardımcı yönetmenlerden Jianxin Huang'ın kaleme aldıkları ve yönetmen koltuğunda da Kaige Chen, Dante Lam ve Hark Tsui'nin oturmakta oldukları "Chang jin hu / The Battle at Lake Changjin"; 1950 yılı kış aylarının dondurucu soğuklarının hakim olduğu, Changjin Gölü bölgesindeki...
Tam donanımlı ABD Ordusu ile erzak eksikliği ve silah farklılıkları gibi denk olmayan zorlu koşullarda karşı karşıya gelen Çin birlikleri arasındaki savaşın anlatıldığı, tarihi bir drama olarak geliyor karşımıza...
***
Gelin isterseniz, 200 milyon dolarlık bütçesinin de sağladığı avantaja ilaveten görsel efekt ve yeşil perde teknolojileri ile makyaj uygulamaları sayesinde; ele alınan dönemin ve gerçekleşen olayların ruhuna uygun olarak yaratılan fiziki atmosferin çatısı altında...
Dövüş ve aksiyon koreograflıklarını, Khalid Ghanem, Feng Lin, Wei Tung ve Shuai Yang'ın üstlendikleri dublör oyuncuların payının da mevcut olduğu...
Çin Komünist Partisi'nin 100. yıl dönüm kutlamalarına denk düşürülerek, brüt 913 milyon dolarlık bir hasılat rakamına da ulaşılan destansı nitelikteki bu filme biraz daha yakından bakalım...
***
Halk Kurtuluş Ordusu'nun 7. Bölüğünün komutanı Wu Qianli (Jing Wu), Çin İç Savaşı'nın ardından...
İçinde, aynı savaşta canını yitiren kardeşi Wu Baili'nin küllerinin bulunduğu...
Elindeki bir kavanoz ile Huzhou, Zhejiang'daki evine dönerken...
***
Qianli'nin küçük kardeşi Wu Wanli (Jackson Yee) ve arkadaşları...
Qianli'yi taşıyan kayığı...
Kayıkçının kendisini, babasına ispiyonlaması nedeniyle taş yağmuruna tutmaktadırlar...
***
O an için...
Önce fark edemese de...
Ağabeyi Qianli'nin dönmüş olduğunu anlayan Wanli...
Bağıra bağıra koşturarak...
Müjdeli haberi anneleri ile babalarına vermek üzere evin yolunu tutar...
***
Varıp yemeğe oturduklarında...
Nesillerdir su üzerindeki...
Eski bir teknede yaşayan ailesine devletin...
Yarım dönümlük bir araziyi, kullanımlarına tahsis ettiğini öğrenmiş olan Qianli...
***
Annesi ile babasına...
Orada bir ev yapıp...
İçine yerleşmekten...
Ve hatta...
Wanli'yi baş göz etmekten de söz edip...
Cebinden çıkarttığı asker ödeneğini de...
Saklaması için annesine verip...
***
Ardından da...
Dinlenmeye çekilmişken...
Çıkıp gelen atlı haberciler kendisine...
Ordudaki tüm izinlerin iptal edilmiş olduğunu bildirerek...
Yeniden birliğine intikal etmesini sağlayacaklardır...
***
Derken...
Kore'deki Incheon Savaşı'nın başladığı...
15 Eylül 1950 tarihindeyiz...
***
Zira...
Cepheden ulaştırılan haberlerde de belirtildiği şekilde...
"Bu sene 7 Haziran'da...
ABD'li Generel Douglas MacArthur (James Filbird), deniz piyadelerine öncülük ederek Kuzey Kore'ye savaş ilan etti...
Nefes kesici bir hızla, ABD Hava Kuvvetleri; düşman bölgesinin tamamını, halı bombardımanına tuttu...
Birkaç hafta gibi kısa bir süre içinde de, zafer bekleniyor..."
Denilmekte...
***
Sonrasında da...
Aynı savaş uçaklarından bir kısmı...
Çin'den Kuzey Kore'ye yapılacak...
Tedariki engellemek maksadıyla...
Yalu Nehri'nin kuzeyinde yer alan, Çin'in Andong Eyaleti'ndeki bir köyü...
Asker sivil ayrımı gözetmeksizin kıyasıya bombalamaktadır...
***
Aynı esnada...
Wolmido Adası, Incheon'daki 1. Deniz Tümeni'nin komutanı General O.P. Smith (John F. Cruz)...
Bu savaşın...
ABD seçimlerdeki Başkanlık yarışına hazırlanan...
MacArthur'un elini güçlendirmeyeceğini iddia ederken...
***
ABD Ordusu 7. Piyade Tümeni'nden...
Kutup Ayıları olarak da tanınan 31. Piyade Alayı'da yerini almış...
Ve...
Komutanları Albay Allan MacLean'de (Kevin Lee)...
Kore'deki bu savaşı
Çocuk oyuncağı olarak değerlendirmektedir...
***
Ki...
General MacArthur'da...
Birliklerine ve basına hitaben yaptığı konuşmada...
"Seul'u geri alacağız ve Kore'yi tekrar bir bütün yapacağız... Ve size garanti ederim, bu savaş çok hızlı olacak... Tanrı'nın izniyle, Şükran Günü'ne kadar bitmiş olacak..."
Deyip...
Kendisine yöneltilen...
"Kore'yi bir bütün yapmak, Amerikan birliklerinin 38. Paraleli geçeceği anlamına mı geliyor?" biçimindeki bir soruyu da...
Stalin yönetimindeki Sovyetler Birliği ile Mao Zedong'un (Tang Guoqiang) liderlik ettiği Çin'i hiç dikkate almadan...
"Kore ve dünya için en iyisi buysa, Tanrı yolumuzu açacaktır!" olarak yanıtlayabilecektir...
***
4 Ekim 1950, Pekin
Çin ordu komutanları...
Savaşın gidişatına ilişkin olarak...
Mao Zedong'a brifing verirken...
***
5 Ekim 1950 günü...
Saat gecenin 3:00'ünü gösterirken...
Mao Zedong'un, Halkın Gönüllü Ordusu Karargahı sekreterliği görevini de yürüten oğlu Mao Anying (Huang Xuan)...
Babasıyla bir toplantı gerçekleştirecek olan ve kendisine amca diye hitap edebildiği...
Halkın Devrimci Ordusu'nun Başkan Yardımcısı Peng Dehuai'yi (Zhou Xiaobin) kapıda karşılamaktadır...
***
Ki...
Bu toplantının neticesinde...
Kuzey Kore'ye destek ve 38. Paralel'i geçerek Çin topraklarını işgal eden ABD Ordusu ile savaşma kararı çıkarken...
Mao Anying'de...
Peng Dehuai'nin cephedeki askerleri arasındaki yerini alacaktır...
***
Elbette bütün bunlar...
İşin tarihi kısmıyla alakalı hususlar...
Öte yandan...
Bunun bir de kurgusal hikaye ile süslenilmesi gerekecektir...
***
Ki işte...
Tam da bu noktada...
Ağabeyi Wu Qianli'ye ziyadesiyle özenen Wu Wanli'de...
Orduya gönüllü olarak başvurmak suretiyle...
Onun komutasındaki bölüğe katılacak ve filmin renklenmesini sağlayacaktır...
Dakika 46...
***
Savaş filmlerindeki aksiyondan hoşlananları da, yeterince tatmin edeceğini tahmin ettiğimiz filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; pek çok şaşırtıcı sahneye ilaveten, Amerikalı askerleri de şoke eden duygusal bir sekansı da bünyesinde barındıran...
130 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...
***
Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...
"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...
Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...
25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...
Keyifli seyirler,