En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
Turgay Buğdacigil
Takipçi
2.067 değerlendirmeler
Takip Et!
2,5
26 Temmuz 2024 tarihinde eklendi
Senaryosunu da kaleme alan Necip Çağhan Özdemir'in, ilk uzun metrajlı (debut) sinema filmini çekmek gayesiyle yönetmen koltuğunda oturmakta olduğu "Bembeyaz"; günümüz Türkiye'sinde...
Ele alınması, gerçekten de cesaret gerektiren, bir suç draması olarak geliyor karşımıza...
***
Gelin isterseniz, görüntü yönetmenliğini Ezel Akay'ın favori isimlerinden...
Bizim de beğendiğimiz Hayk Kirakosyan üstlenirken; oldukça düşük bir bütçeyle kotarıldığı da her halinden belli olan bu filme biraz daha yakından bakalım...
***
Sokullu Mehmet Paşa İlkokulu, Üsküdar İstanbul'da öğrenci olan oğlu Halil'in (Sarp Tanış)...
Sınavda kopya çekmiş olduğu ithamıyla...
Sınıf öğretmeni tarafından okula çağrılan Vural Beyaz (Mert Fırat)...
Babası İbrahim Beyaz (Rıza Akın) ile birlikte...
Amerika Konsolosluğu'nun karşısında...
Bir fotoğrafçı dükkanı işletmekte...
***
Ve...
An itibarıyla da dükkana...
Kulaklarının...
Net olarak gözükmüyor olması nedeniyle...
ABD vizesi için daha önce fotoğraf çektirmiş olan müşterilerden Sonay (Ece Çeşmioğlu)...
Yeni bir fotoğraf için giriş yapıp...
Kulaklarındaki saçları açan Vural ile göz göze gelerek...
Süzüle süzüle...
Karşısına geçip oturur...
***
Ardından da...
Son derece mütedeyyin bir ailenin ferdi olmasına ilaveten...
Boynunda bir muska da taşıyan Vural...
Yerleşik bir alışkanlık olmak üzere...
Babasıyla beraber...
Camiye gitmek suretiyle...
Vakit namazını ifa ederken...
***
İbadetini tamamlar tamamlamaz da...
Kimseciklere çaktırmadan...
Yasak aşkı Sonay'ın evine...
Kapağı atıverir...
***
Bu arada...
Karısı Mukadder'e (Esra Ergün) artık...
Gerekli ilgi ve alakayı göstermeyen Vural'ı...
Akşamcı arkadaşı Kartal'a (İnanç Konukçu)...
Meyhanelerde eşlik ederken de görürüz...
***
Ki...
Yeri gelmişken hemen belirtmiş olalım ki...
Kartal gibi rakı yuvarlamak yerine Vural...
Dindar olması sebebiyle...
Çay içmeyi tercih ederken...
***
İlk dakikadan itibaren...
Zaten sorunlu olan "seslendirmeler de"...
Bu kez...
Mert Fırat ile İnanç Konukçu'nun konuşmalarını...
"Akşam Oldu Hüzünlendim Ben Yine" şarkısının melodisi ile meyhanenin gürültülü atmosferine gömerek...
***
Kendisine yakışmayacak bir biçimde...
Net olarak anlaşılmasını engelleyen Necip Çağhan Özdemir...
Böylelikle...
Bizim açımızdan...
En önemli hatalarından birine de imzasını atmış olur...
***
Neyse...
Ertesi sabah...
Oğlu Halil'i okula götürürken bakkala uğrayarak...
Bir paket sigara satın alan Vural...
***
Bakkalın (Sencer Sağdıç) tezgaha koyduğu para üstünü...
Gizlice cebine attığını fark eder etmez...
"Kimse görmese Allah görür oğlum..." diyerek ikaz da bulunduğu Halil'e...
Sanki yerde bulmuş gibi davranıp parayı...
Bakkala teslim etmesini tembihler...
***
Yetmez...
Bir de çocuğa...
"Tövbe" de ettirtir...
***
Ama...
Çok geçmez...
Aralarındaki ilişkiden...
Babası İbrahim'e bahsetmekten kararlı olduğu anlaşılan Sonay'ın...
Vural'dan hamile kaldığı ortaya çıkar...
***
En azından...
Bekir adında bir belalısı da bulunan Sonay...
Öyle olduğunu iddia etmektedir...
***
Gerçi Vural'a göre bu sorun...
Kürtaj ile kolaylıkla halledilebilecektir...
***
Yeter ki...
11 haftalık hamile olan Sonay itiraz etmesin...
Ve...
10 haftalık yasal süre aşıldığı için...
Bu işi kitabına uydurarak yapabilecek bir doktor bulunabilsin...
***
Fakat...
Bütün bunların...
Oldukça uzun, karmaşık ve kurulu düzenini sarsacak bir süreç olduğunun ayırdına varan Vural...
Sonay'ın evindeki Bekir'e ait silah ile vurup öldürmekten başka...
Diğer bir çıkar yol da kalmadığından...
Hamile olan Sonay'ı...
Alnından vurarak yaşamına son verir...
Dakika 27...
***
Unutmadan...
Sonay'ın üst kat komşusu Ceylan'ın (Gonca Küçükardalı)...
Silah sesi duyarak...
Sonay'ın kapısına dayandığını...
Ve Vural'ı...
Binadan hızlıca çıkarak...
Uzaklaşırken gördüğünü de belirtmiş olalım...
***
Dindar olmak ile vicdanlı ve dürüst olmak hususları ile aralarındaki münasebetin, Vural'ın kişiliğinde ele alınarak tartışılmaya devam edileceği filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; gerçekten rahatsız edececek olan 70 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...
***
Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...
"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...
Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...
25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.